Lir translate French
48 parallel translation
Barbara ile pazara gittiğimizde, meydanda lir çalıyordu.
Il jouait sur la place quand Barbara et moi sommes allées au marché. Oui.
İnsanlara lir çalmak için buraya tek başına geleceğini belirttiğinde saray, büyük bir endişe duydu.
Lorsque vous nous avez écrit que vous aviez l'intention de voyager à pied, en jouant de la lyre pour les autres, cela a causé une grande inquiétude à la cour.
Corinth'den lir sanatçısı?
- Le joueur de lyre de Corinthe?
- Ama sen lir çalamıyorsun, Doktor!
Vous ne savez pas jouer de la lyre, Docteur!
Karşınızda Corintli büyük lir sanatçısı :
le grand joueur de lyre de Corinthe...
- Lir sanatçısı mı?
- Le joueur de lyre?
Sessiz ve entellektüel Mr Spock'a her zaman tetikte olan gözlerini müzikle yumuşatmak için bir lir.
A notre silencieux et cérébral M. Spock, cette kithare dont les sons apaiseront son sourcil hyperactif.
Ben King Haggard'ım. Bu da Prens Lir, oğlum.
Je suis le roi Haggard, et voici le prince Lir, mon fils.
Adım Lir. Beni tanımıyor musunuz?
Je suis Lir, vous ne me reconnaissez pas?
Ben Lir'im.
Je suis Lir.
- Lir. Prens Lir. - Rüya görüyordunuz leydim.
Lir.Le prince Lir.
Lir mi?
Lir?
Gözlerin boş boş bakıyor, Lir'inki gibi. Alelade bir göz gibi, sanki tek boynuzları görmemiş gibi.
Tes yeux sont vides, comme ceux de Lir, aussi vides que les yeux de ceux qui n'ont jamais vu de licornes.
Prens Lir bile gizli yolu bilmiyor ama ben biliyorum.
Même le prince lir ne connait pas le passage secret, mais moi si.
- Prens Lir!
Prince Lir!
Lir, tekboynuz olursam seni sevemeyeceğim.
Lir, si je redeviens une licorne je ne t'aimerai plus.
Bunu Lir de kız da biliyor.
Lir le sait bien, et elle aussi.
Lir!
Lir!
Yeni lir lidere ihtiyacımız var.
Nous avons besoin d'un nouveau chef.
Ama eminim geceleri şehvet dolu yataklarında yatarken kocalarının çok korktuğu şu bizim gençlerden bir tanesini yataklarına almanın nasıl bir şey olacağının hayalini kurmuş olmalılar. Size çok acıyorum.
Mais à minuir, allongées, seules, sur le lir chaud de la luxure, je suis sûr qu'elles devaienr se demander ce que c'érair que d'avoir un de ces grands mâles qui effrayaienr ranr leurs maris.
Orfeus'u lir için geri götürüyor olmalı.
Ils vont aller chercher la lyre.
Kıymetli altın lir... sencede çok güzel değil mi?
Ah, cette lyre dorée n'est-elle pas superbe?
Şu lir nerede?
Où est cette lyre?
- Sanırım - lir çalan - birini istemiyorsunuz!
J'imagine que vous n'avez pas besoin d'un joueur de lyre. Toi?
- Sen lir çalıyorsun?
Tu sais en jouer?
Evet, lir çalıyorum. Bütün kasabada bunun reklam etme. Korumam gereken bir ünüm var.
Oui, mais inutile de le crier sur les toits.
Lir, evet!
La lyre. Je l'ai.
Lir! - Orfeus, ne çalmalıyım? !
- Qu'est-ce que je joue?
Gi-re-bi-lir mi-yim?
Je... peux... entrer?
Lir benimdir.
- La lyre m'appartient.
Yangın nerede? Neden lir ille de?
Et cette lyre?
Salers'in lir biçimli boynuzlarını biliyor musun?
Regarde les cornes en forme de lyre. Là, y en a une.
Orpheus çok güzel lir çalar.
Orphée joue bien de la lyre.
Lir çalgıcısı olsun, o zaman.
Le joueur de lyre alors.
Sanırım bu yoluma devam edip kitabı okumayı bırakabileceğim anlamına geliyor.
Donc, je suppose que ça veut dire que je peux partir et arreter de lir ce livre?
Ve bak bazı şeyler değişmiş olabil lir ama.. Gerçekten önemli şeyler hala eskisi gibi.
Les choses semblent différentes, mais ce qui est important n'a pas du tout changé.
Pos-ter-de-ki sa-tı-rı o-ku-mak i-çin, za-man a-yı-ra-bi-lir-din. 20'lik ölçü.
Pre-nez le temps peut-être de lire no-tre slo-gan :
Dev Mac Lir ve onun köpekleri.
Celle du géant MacLir et de ses chiens.
Denizin ortasındaki adayı biliyor musun? Ona Mac Lir derler.
L'île qu'on voit sur la plage, on l'appelle l'île MacLir.
Macha, Mac Lir'in annesiydi!
C'est que Macha était sa maman.
Bu Mac Lir, büyük dev.
Voici le terrible géant MacLir.
Gerçek dünyada yaşıyoruz, Şu kelimeler size bir şey ifade ediyor mu... Ge-lir A-maçlı Or-tak-lık.
On vit dans le monde réel, où on a quelque chose d'appelé... par-tic-i-pa-tion par pro-fit.
- Öngörülebilirsin. Ön-gö-rü-le-bi-lir.
Vous êtes prévisibles.
- Neymiş o? Kötü şöhretli imparator Nero da bayanın çaldığı enstrümana benzer bir şey çalıyordu. Lir.
- L'ignoble empereur Néron jouait d'un instrument similaire au sien, la lyre.
Orpheus araştırmanı inceledim. Eurydice'i bulmak için sürahiyi kullanmış. Ama yeraltı dünyasına girmek için altın telli bir lir kullanmıştı.
J'ai donné suite à quelques-uns de votre recherche Orpheus, et la Cruche l'a aidé à trouver Eurydice, mais entrer le Pègre il a utilisé une lyre, on a cordé avec fil d'or.
Orpheus Yeraltı Dünyası'na girmek için bir lir kullandı.
Orpheus a utilisé une lyre entrer dans la Pègre.
İmparatorun Lir'ini getirin.
- Amenez-moi la lyre impériale.
Bu, Mac Lir!
C'est MacLir!