Lister translate French
228 parallel translation
- Burada.
Lister!
Kusura bakma Lister.
Désolé, Lister.
Haklısın Lister, ikimiz de vaktimizi boşa harcıyoruz.
Tu as raison. Nous perdons notre temps.
Ama bu mantıklı değil Müdür Bey. Lister kendi canına kıydı diye hepimizi cezalandırıyorsunuz.
Vous nous punissez tous pour le suicide de Lister.
Mahkûm Lister'in kendini asmasını sağlama emri aldın mı?
De pousser le détenu Lister à se pendre?
Dr. Lister ve Louis Pasteur ve Madame Curie.
Le Dr Lister et Louis Pasteur. Et Madame Curie.
İlk komünist ordu lideri Lister,... savaş boyunca herkesi öldürdü.
La première armée communiste du général Lister a été décimée au cours de la dernière bataille.
Tüm bunlar sizi utandırıyor mu Bayan Lister? - Evet efendim.
Ça vous chiffonne, Mlle Lister?
Tüm bunlardan size ne Bayan Lister?
Que vous importe?
O, değişimlerini gözlemlemek için yıldızların poziyonunu ve büyüklüklerini ilk kataloglayan kişiydi...
Il est le premier à lister... la position et la magnitude des étoiles... afin de détecter si elles subissent des changements.
Aman ne harika. Sanırım bize özel bir yer de ayarlamışlardır.
Je suis sûr que vous pourriez lister les atouts culturels du coin.
Bölge Başsavcısı James Lister, Ticaret Bakanı Christopher Bailey'in Long Islan'daki evinden ayrılırken, Bakanın arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucunda yaşamını yitirdi.
Le District Attorney Lister a été tué dans l'explosion d'une voiture... devant la villa du Conseiller au Commerce Bailey, à Long Island.
Patlamada ölen Bay Lister'ın Perşembe günü Washington'da Senato kurulu önünde ifade vermesi bekleniyordu. Bu kurul, "Bailey Skandalı" olarak adlandırılan olayı araştırıyordu.
La victime, M. Lister, devait comparaître... jeudi devant la Commission Sénatoriale... qui enquête sur le "Scandale Bailey".
Bay Gold, bildiğiniz gibi Bölge Başsavcısı James Lister Bailey Skandalında böyle vahşice öldürülen ikinci tanık oluyor.
M. Gold, le District Attorney Lister... est le second témoin du "Scandale Bailey" à mourir de mort violente.
Hayatta kalanlar : Dave Lister ( facia sırasında hayati fonksiyonları durdurulmuştu ), ve onun ambarda güvenli bir şekilde mühürlenip, muhafaza edilen hamile kedisi.
Les seuls survivants sont Dave Lister, qui était en suspension temporelle pendant le désastre, et sa chatte enceinte, qui était à l'abri dans la soute.
Lister üç milyon yıl sonra canlandırdı, yoldaşları :
Réveillé 3 millons d'années plus tard, les seuls compagnons de Lister sont :
mükemmel plan, Lister.
Excellent plan, Lister!
Beş tane alırsan ben de geri kalan tüm stoğu Geminin havalandırmasından uzaya bırakırım.
Si tu en prends 5, Lister, j'éjecte le reste du stock dans l'espace.
Umarım harika vakit geçirirsin Lister.
Passe un bon, bon moment, Lister.
- güncellenmiş çizelgem nerede?
Lister, où est mon planning?
- zaman çizelgem nerede Lister?
Où est mon planning, Lister? C'est samedi soir.
O Sigaraları Lister dönmeden geri koyuyorsun.
Tu vas remettre ces cigarettes en place rapidement avant qu'il revienne.
- LISTER!
Lister!
Ölümle aşık atmak istiyorsan sen bilirsin, Ama benim ses dalgalarımı zehirleme.
Lister, si tu veux jouer avec la mort, très bien, mais ne m'empoisonne pas avec tes ondes sonores.
Zaten tartışıyoruz Lister.
Nous sommes en train de discuter, Lister.
Bu mudur?
Ca y est Lister?
siyah kartı kaldırıyorum, bu konuşma bitmiştir.
Carton noir, Lister. Je brandis le carton noir. Conversation terminée.
Lister, renk kodlarını unutuyorsun.
Oh, Lister tu as oublié le code couleur!
Ne zaman durman gerektiğini hiç bilmiyorsun.
Tu ne sais pas quand t'arrêter, hein, Lister?
Şu an burada değil Lister, ama biz burdayız.
Oui, mais il n'est plus là maintenant Lister, et nous oui!
- bu bir tehdit mi, Lister?
C'est une menace, Lister? Ouais.
Aslında "0K" teknik olarak Bir tehdit değildir.
En fait, "Ok", Lister, n'est pas une menace, techniquement parlant.
0K asla bir tehdit değildir, Sonuna ne kadar vurgu yaparsan yap.
Non, Lister "Ok" n'est jamais une menace, peu importe le ton.
Haydi. Aklını başına al Lister.
Oh, allez, arrête, Lister.
O gün geldiğinde, Lister, Şeytan işe buz pateni yaparak gidecek.
Et ce jour là, Lister, Satan ira travailler en skate.
Lister!
Lister!
Egzersiz Lister!
Exercice, Lister!
Lister nerede?
Où est Lister?
AAhah, buna vaktim yok, Lister nerede?
Je n'ai pas le temps pour ça. Où est Lister?
- Lister nerede?
Lister? Où est Lister?
Nerede bu küçük solucan, Lister? Lister?
Où est Lister, ce petit vers. Lister? Listy, Listy, Wisty, Lister?
Burada olduğunu biliyorum Lister.
Je sais que tu es là, Lister.
- Bunlar temel bilgiler.
Ce sont les bases de la physique, Lister!
Lister, o nedir?
Et Lister, c'est quoi ça?
- Ne diyorsun sen yahu? - Lister'in hücresine girdiğin ve çıktığın görülmüş.
On vous a vu entrer dans sa cellule.
Asla bulamayacaksın, Lister.
Tu les trouveras jamais, Lister.
- 0ooooh! Lister, Titan aşkına bu gürültü de ne?
Lister! C'est quoi ce vacarme de Titan?
- bak, Lister...
Et bien, Lister...
Kımılda!
Allez, je suis réveillé depuis des heures, Lister!
Bu konuda ciddisin, değil mi?
Alors tu étais sérieux, hein, Lister? Dégage.
Neyin üzerine yazıyorsun?
Tu écris sur quoi, Lister?