Lita translate French
80 parallel translation
Düğüne iki hafta kala... eski bir show-girl olan Lita Fox ortaya çıkar... ve Zelig'le evli olduğunu iddia eder.
Deux semaines avant le mariage... une ex girl nommée Lita Fox fait surface... et déclare être mariée à Zelig.
Zeki avukatlar Lita Fox'u terkedilen bir kadın gibi gösterir.
De grands avocats décrivent Lita Fox... comme la femme abandonnée.
Lita senin ikinci karındı.
C'était votre deuxième femme
Lita Grey Charlie'nin ikinci eşiydi.
Lita Grey fut la 2ème femme de Chaplin
Lita, tatlım, orada mısın?
Mira, ma chérie, tu m'entends?
Lita, Timmy, önde ve ortada. Babanız geldi.
Lita, Timmy, papa est rentrì.
Herkesin bir açığı var, değil mi Lita?
Chacun ses manies. N'est-ce pas, Lita?
Lita Gibbons masaya oturan son kişiydi ve hiç kalkmadı.
Lita Gibbons s'est assise en dernier et n'a pas bougé.
Lita Gibbons?
Lita Gibbons?
Lita Gibbons bunu meme uçlarına sürmüyordu değil mi?
Elle en avait pas sur les seins, par hasard?
Lita Gibbons hile yapıyormuş.
Elle mettait du baume à lèvres. Elle trichait.
Lita Gibbons'ın göz damlalarının hiçbirinde çinko sülfat yoktu. Formülü farklı.
Et 0,25 % de sulfate de zinc, qu'on ne retrouve dans aucun des collyres de Lita.
Lita Cartey. Grinnell'da beraber yemin ettik.
Une copine de fac qui était chez moi.
Lita birkaç gece kalmak istedi.
Lita devait rester 2 ou 3 nuits.
Problem Lita değildi. Kötü tarafı evli oluşuydu.
- Pas à cause d'elle, mais de son délinquant de mari.
Lita'ya hiç vurmadım.
J'ai jamais frappé Lita.
Lita 3 kere sana karşı, aile içi şiddet şikayetinde bulunmuş.
3 plaintes pour violences conjugales.
Ona vursaydım, asla Lita gibi bir kızla beraberliğim sürmezdi.
Elle m'aurait jamais gardé.
Ama Lita gibi bir kadın senin gibi biriyle kalmaz.
C'est pas le genre à rester.
Hadi ama, Lita, sadece konuşmak istiyorum.
Allez, Lita. Je veux juste parler. Ouvre.
Eğer Paige Worthy haftalardır burada değilse,... bu yemeği Lita almış olmalı,... ama Lita daireden hiç çıkmadı.
Si Paige n'était jamais là, Lita a dû tout acheter. Mais elle sortait jamais!
Lita loomi sipariş etmiş.
- Lita a commandé du loomi.
Bıçağındaki Lita Cartey'nin kanı.
Le sang de Lita Cartey sur ton couteau.
Aslında biz büyük halası Lita'yı temsilen buradayız.
En fait, nous sommes des avocats représentant sa grand-tante Lita.
Lita?
Nita?
Lita Ford ; Sofıa Loren ve Richie Blackmore aşkının meyvesi.
Lita Ford, l'enfant cachée de Sophia Loren et Ritchie Blackmore.
Ona bulaşmak istemezsin.
Tu ne veux pas t'en prendre à Lita.
Lita, ürünümüz ne?
Lita, c'est quoi notre produit?
- Lita.
- Lita.
Kapa çeneni Lita!
Ferme ta gueule, Lita!
Altın Plak ödülü de Lita Ford albümünden. Çünkü o albüm için şarkı yazmıştım.
Celui en or m'a été offert par Lita Ford, car j'avais écrit une chanson.
Lita.
Je suis Lita.
Beni Lita yolladı.
- Lita m'envoie.
Biraz buz alabilir miyiz lütfen, Lita?
Apporte des glaçons, s'il te plaît, Lita.
Lita S. "Modaya olan ilgini abart."
Lita S, dis-lui que tu es dingue de mode.
Lita S. imzası taşıyor.
Une ceinture, signée Lita S.
Ama Lita S. buralarda bir yerde.
Mais Lita S est ici, quelque part.
Sevimli bebek.
Joli bébé. Je suis Lita.
Ben Lita. Lita S. Burada olacağınızı duymuştum.
Lita S. On m'a dit que vous étiez ici.
Bunu Lita S. mi tasarladı?
C'est de Lita S.?
Bir de Lita S'in kartviziti.
Un porte-cartes signé Lita S.
Bunlar olurken Lita nerede?
Où est Lita à ce moment?
Lita ne?
Lita qui?
Lita S.
Lita S.
Lita'nın Fae olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Tu penses que Lita est Fae?
Lita'nın tasarladığı tüm ürünler yılan derisinden yapılma.
Tous les produits de Lita sont en peau de serpent.
Lita bir avcı. Senin yanında onu elde etmeye çalışmak çok hoşuna gidecektir.
Lita est une prédatrice, elle adorera que t'y assistes.
Maalesef hayır, Lita.
Tu parles!
Bu Lita, Lita Cartey.
Lita Cartey.
Hadi ama, Lita,
Lita, je sais que tu es là.
Orada olduğunu biliyorum. Lita! Sadece konuşmak istiyorum.
Je veux juste parler.