Luther translate French
1,282 parallel translation
O adamda Lincoln'un insafı ve Martin Luther King, Jr.'ın karizması var.
Il est honnête et il a le charisme de Luther King.
"Adil bir mücadele görürseniz, siz de katılın." Dr. King'in sözleri.
"Battez-vous pour les causes justes" disait Luther King.
Pek çok insan bu zaman hakkında konuştuklarında Martin Luther King Jr.'ı düşünüyor ama hareket halk otobüsünde yerini vermeyi reddeden bir kadın tarafından alevlendirildi.
On pense surtout à Martin Luther King, en parlant de cette époque. Mais le mouvement a été initié par une femme qui a refusé de céder sa place dans un bus.
- Martin Luther.
- Martin Luther.
ve Martin Luther Christian'ın asilzadeliğini ne zaman söyledi?
En quelle année Martin Luther s'est-il adressé aux chrétiens?
Martin Luther sorusuna cevap verdiğim zaman Paris'in surat ifadesini düşünüyordum.
Je repensais à la tête qu'a tirée Paris quand j'ai répondu avant elle sur Martin Luther.
Luther Kolej'de kütüphanecilik okumaya başladım ve...
J'ai fait des études de bibliothécaire à l'université Luther et...
Malcolm'u Martin Luther King'le omuz omuza çektim.
Malcolm collé à Martin Luther King.
adım komiser Luther Robinson.
Je suis le sergent Luther Robinson.
Luther bir süre sessiz kaldı bakarken benim... "kaplumbağa boyunlu minik psikoposuma bakarken."
Luther resta coi tout en regardant mon petit Jésus à col roulé.
sonraki gün, Hansel izleri tekrar takip etti, yolda, "sütlü" yolla karşılaştı, bir paket Necco Wafers, biraz Pop Rocks, ve Luther adında büyük boy bir "şeker baba".
Le lendemain, Hansel refit le chemin inverse et tomba sur un Milky Way, une barre de Necco, des Pop Rocks, et un papa gâteau géant appelé Luther.
ben de öyle düşünmüştüm Luther.
Je l'ai toujours pensé.
Benim adım Chakalutherking.
Chaka Luther King, voilà qui je suis.
- Luther Fox.
Je m'appelle Luther Fox.
Bay Luther Fox buralarda mı?
Monsieur Fox est dans les parages?
- Elbette. Luther'den diğer gün.
Oui, Luther m'a parlé de vous l'autre jour.
Bak, bana ne amaçladığını düşündüğümü itiraf etmeliyim.
Écoute, Luther, je te cache pas que j'ai réfléchi à ta proposition d'hier soir.
İyi, Luther gerçekte dedi ki onlar bütününü gerekli olarak istemezler....
Luther dit qu'elles n'ont pas nécessairement toutes envie de...
Andrea sana güveniyor gibi görünüyor, ve Luther senin bir Yale adamı olduğunu söylüyor.
Andrea semble te faire confiance, et Luther m'a dit que tu es diplômé de Yale.
Luther.
Luther.
Luther!
Luther!
Martin Luther, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı.
Martin Luther, ministère des Affaires étrangéres.
Martin Luther, 1944'te Dışişleri Bakanı Von Ribbentrop'a karşı komplo düzenlemekten Sachsenhausen toplama kampına gönderildi ve Nisan 1945'te serbest bırakıldı.
Martin Luther - Envoyé en 1944 au camp de Sachsenhausen pour conspiration contre son supérieur, von Ribbentrop. Mort d'une crise cardiaque en 1945.
Martin Luther'ın Wannsee Konferansı zabıtları 1947'de Amerikan müfettişler tarafından Alman Yabancılar İdaresi'nde bulundu.
Le rapport de la conférence de Wannsee de Martin Luther fut découvert en 1947 par les Américains, au ministére des Affaires étrangéres.
Neden Martin Luther King'i daha çok desteklemediğini sor.
Demande-lui pourquoi il ne soutient pas plus Martin Luther King.
Sayın Hakim, Martin Luther King demiş ki ; "Bir hayalim var."
Martin Luther King a dit un jour : "Je fais un rêve."
"FBI'ın Martin Luther King dosyalarına bakabilir miyim?"
"Les dossiers du FBI sur Martin Luther King?"
- Martin Luther King.
- Martin Luther King.
- Martin Luther King. - Stasiu!
Martin Luther King.
Deli bakışı yapma, Luther.
Pas les Yeux-laser, Luther.
Luther, ne yapıyorsun?
T'assures!
- Luther.
- Luther?
Luther ve Örümcekler.
En force, avec les Araignées.
Orada dövülen Martin Luther King bile olsa fark etmez.
Je me fous... que cet enculé de Martin Luther King... s'est fait acclamer, ça ne change rien.
Martin Luther King gibi.
comme Martin Luther King.
... sonunda bir bütün olarak yürüyerek, üstesinden gelebiliriz. Teşekkürler.
Gandhi et Martin Luther King croyaient avec passion, tout comme moi, alors finalement, avec une grande marche, tous unis, nous réussirons.
Martin Luther gibi.
Comme l'a fait Martin Luther.
Martin Luther King, Jesse Jackson... ve bunu da Rosa Parks'a bırakmalıydınız.
Martin Luther King, Jesse Jackson, et Rosa Parks aussi. Point final.
Beyazların ve onun arasındaki tek fark... o NAACCP'de bir sekreterdi... ve o Martin Luther King'i tanıyordu, ve beyazlar onun hakkında bir çok afiş astı.
La seule différence entre eux et elle, c'est qu'elle était la secrétaire du NAACCP, elle connaissait Martin Luther King, et ça leur a fait de la pub.
Siyah halk Arizona'yı boykot etmeli... çünkü onlar Kralın doğum gününü farketmedi.
Les noirs devraient boycotter l'Arizona, parce qu'ils ne fêtent pas l'anniversaire de Luther King.
Fred, bu salağı Martin Luther King hakkında konuşturtma!
Fred, ne branche pas ce cinglé sur Martin Luther King!
Şimdi, Martin Luther King çapanın tekiydi!
Martin Luther King, c'était qu'une queue!
Babam Martin Luther King i cin calıştı.
Mon père a aidé Martin Luther King.
Luther diye biri, yeni bir İncil yazacakmış.
Qu'il avait baties de ses mains Les poetes et les troubadours
Sana! Sana!
Luther va réécrire le Nouveau Testament
Dünyanın neresinde olursak olalım dışlanmışlarız biz! Ey Notre Dame! Yalvarıyoruz sana!
Luther va réécrire le Nouveau Testament
Tamam Martin Luther King İlkokulu'nda yangın çıkmış.
Incendie dans une école primaire.
Ama Dr. King'i dinlemek, yürüyüşe katılmak için babası başkente sürüklemişti.
Mais elle a traîné ton père jusqu'à Washington pour écouter Martin Luther King et participer à la manifestation.
Zany ve Martin Luther King bulvarlarının kesiştiği yerde, özel konuğu Buck McCoy ile Palyaço Krusty'nin canlı yayını başlıyor.
En direct depuis Farfelu Avenue, voici le Krusty the Clown Show avec Buck McCoy.
Burnunu sokmasa...
Le Nouvel An, la journée Martin Luther King, aller chercher Stan à l'hôpital.
N'aber, Luther?
Deux bières.