Lütfü translate French
20 parallel translation
Tanrı'nın lütfü.
Que Dieu soit béni.
Tüm bu güzellik, Tanrının bir lütfü.
Une telle splendeur. Quel don de Dieu.
Tanrının bir lütfü olduğunu.
Elle est un don de Dieu.
Bu tanrının lütfü.
A la grâce de Dieu.
Tanrının lütfü üzerinizde olsun!
Soyez bénis.
Tanrının lütfü üzerinizde olsun!
Soyez tous bénis.
Tanrının lütfü üzerinizde olsun.
Que Dieu vous bénisse!
Bu tanrının bize bir lütfü. Paskalya hediyesi güzel bir şerit le isa aşkına kapandı!
Un cadeau de Noël, emballé par le petit Jésus en personne.
Tanrının lütfü İsa Mesih, Tanrının sevgilisi Kutsal ruh kardeşliği şimdi ve ebediyen seninle olacak.
La grâce de Jésus, l'amour de Dieu le Père et la communion de l'Esprit Saint soient toujours avec vous.
Bak şimdi, ben bütün hayatımı, ikiz kardeşimin, annemin deyimiyle... "... Tanrı'nın küçük insanlara bir lütfü... "
Toute ma vie, j'ai vécu avec le fait que mon frère jumeau est, comme maman le dit,
O bana Tanrı'nın bir lütfü.
Elle est ma bénédiction.
Tanrının bir lütfü müsünüz, Bay Porter yoksa, şeytanın oğlu mu?
Êtes-vous un envoyé de Dieu? Ou un être malfaisant à qui on ne peut se fier?
Aynı lütfü bana da gösteremez misin?
Ferais-tu de même avec moi?
Elbette, güneşin hatalı lütfü.
- Surtout le mauvais soleil.
Annem senin Tanrının bir lütfü olduğunu söylüyor.
Ma mère dit que c'est le ciel qui t'envoie.
Tanrı'nın para kazanmak için lütfü.
C'est une mine d'or.
Allah'in lütfü ile, sürgün ettiginiz kisileri dinlemek zorunda kalacaksiniz. Amerika, asla güvende olmayacaksin ta ki güvenlik bizim için gerçeklik olana dek.
Avec la grace d'Allah, glorieux et éxalté soit-il, l'Amerique ne sera jamais en sécurité tant que la sécurité ne soit pas une réalité pour nous.
Allah'ın lütfü, eğer ona iyi bakar ve yedirirseniz bir yıl içinde bir çiçek gibi olur.
Par la grâce d'Allah, si vous la traitez et la nourissez bien... elle bourgeonnera d'ici un an.
Bir araya geldiğimizde sanki tanrının lütfü bana akıyordu.
"que quand je t'ai vu" "j'ai ressenti comme si dieu me donnait une douche froide"
Biz onun lütfü ile kutsandık.
"Nous avons été bénis avec Sa grâce."