Lıyım translate French
49,687 parallel translation
İstedim zaten. İki kere istemek zorunda kalmamalıyım.
Je l'ai déjà fait, et je ne devrais pas avoir à le demander deux fois.
Belki de mahremiyet politikanızı konuşmak için onu buraya çağırmalıyım.
Peut-être devrais-je l'appeler pour que vous lui expliquiez votre politique de confidentialité
İntörn sınıfımızdaydı. İkinci yılımızda programdan ayrıldı.
Elle était interne avec nous, et après elle est parti en deuxième année.
Çamaşırları yıkadım istediğin gibi gümüşleri parlattım.
J'ai fait la lessive, et j'ai poli l'argenterie, comme vous l'avez demandé.
İhtisasımın ikinci yılında gelen bir hastayı hiç unutamam.
Je n'oublierai jamais ce cas lorsque j'étais résident deuxième année.
Eski şey en az 15 yıllık olmalı. O yüzden değiştirdim ama yardımı olmadı.
Ce truc devait avoir au moins 15 ans, je l'ai donc remplacé, mais ça n'a pas changé grand chose.
Sarılık belirtisi var mıydı?
Est-ce qu'il y avait des signes de jaunisse?
Hayatın sana sunduğu ekşi bir limondan limonataya yakın bir şey yaptığımı düşünürüm hep.
Il y a 36 ans, ma vie débutait avec toi me laissant à l'entrée d'une caserne.
36 yıl önce, hayatım beni itfaiyenin önüne bırakıp gitmenle başladı.
Beth, il a un cancer de l'estomac au stade 4. Pourquoi vous regardez ça? Je leur ai dit d'aller se faire foutre.
Geçen yıl gizli noel babandım.
J'étais ton Père Noël secret l'an dernier.
Sonunda sayende yılın satış elemanı ödülünü kazandım.
J'ai gagné le titre de Vendeur de l'Année, grâce à toi!
Deirdre, sandalye için minnettarım ve bardaklık ve vantilatör ve hava temizleyicisi ve bugünkü ayak dinlendirici ama ofisim biraz şey gibi olmaya başlıyor... Şehvetli, erotik bir sex draması olan 86 yılı filmi?
Deirdre, j'apprécie la chaise... et le porte-gobelet et le ventilateur et le purificateur d'air, et le repose-pieds en graphite, mais mon bureau commence à ressembler à un... torride, érotique porno de 1986?
Delaware Group 1971 yılında sırf şu rahatsız edici soruyu yanıtlamak için kuruldu. "Delaware eyaleti gerçekten var mı?"
C'est pourquoi, en 1971, le groupe Delaware a été fondé pour répondre à une fâcheuse question, l'État du Delaware existe-t-il?
Walter vakit nakittir ve en üst seviyeden ücret ödemeye dünden razıyım.
Walter, le temps est de l'essence. et je suis plus que disposé à payer une prime.
Ateş almaları, yıldırımın Walter'ın üzerinde çalıştığı açık devreyi vurduğunu kanıtlıyor.
Le fait qu'ils soient en marche prouve que l'éclair a frappé le circuit ouvert sur lequel Walter était en train de travailler.
Yıldırım paraşüt paketini yakmış.
La foudre a cramé l'ensemble des parachutes.
Bunu da iki yıl önce, şu sanata yardım gecesinde dans ettiğimizde giymiştim.
C'est ce que je portais, quand toi et moi on a dansé au diner de charité il y a deux ans.
Evrende yalnız mıyız?
Sommes-nous seuls dans l'univers?
30 yıl önceki test, hatalımış demek ki.
D'il y a 30 ans. De toute évidence, un faux.
Yediği sandviçin salatası, bıyığından aşağı sallanırken, bana işimi ciddiye almadığımı - nasıl olur da söyler? - Aynen.
Et donc il est là avec un bout de sandwich à l'œuf qui pendouille de sa moustache et il m'explique que je ne prends pas mon travail au sérieux.
Bu hastahane de 40 yıl çalıştım.
J'ai travaillé dans cet hôpital pendant 40 ans.
Benim oyunum. ve şimdi, senin yüzünden, akşam yemeği için Hanukkah'a gidip onlara ve mükemmel kız kardeşime oyunun olmadaığını- - yıllardır duydukları gibi oynayacağımı söyleyecektim ama artık söyleyemeyeceğim.
Et maintenant, grâce à toi, je dois aller au dîner de Hanoukka chez mes parents et leur dire ainsi qu'à ma sœur parfaite qu'il y aura pas de pièce. Ma pièce. Des années à entendre que je serai jamais dramaturge, je l'étais enfin, et puis non.
Gidebileceğimi sanmıyorum, zaten mesaj attım ona.
Je l'ai déjà prévenu. Je me sens pas d'y aller.
Peki tamam, hadi görelim Linda Banks bu yıl kızgın mı olacak yoksa güzel mi olacak.
Voyons si Linda Banks a été sage cette année.
Tamam mı? 36 yılımı aldı, Babamı buldum onu ve bağışladım
Ça m'a pris 36 ans, mais je l'ai retrouvé, et je lui ai pardonné.
Sert Şeyler Prodüksiyon beni eski şubeleri olan Tick Tock Erotik Limitet Şirketi'ne yönlendirdi. Orası da 2009 yılında Sert Şeyler Prodüksiyon'dan ayrılmış.
Ok, les productions Roughstuff m'ont renvoyé à leur ancienne filiale Tick Tock Erotica LLC, qui s'est séparée de Roughstuff en 2009.
Mahpus damlarından çıkarılıp Five-O ile görüşmeye getirildiğime göre galiba bir suç dehasıyım ben.
Je dois être une sorte de cerveau criminel pour sortir de prison pour un entretien avec le cinq-0.
Labaratuvar Marjorie'nin telefonunu incelemeyi bitirdi, içinde casus yazılım varmış.
Le labo a fini d'examiner le téléphone de Marjorie il y avait un logiciel espion dessus.
- Buradan kurtulsak bile, 1754 yılından kurtulacağımızı söyleyemeyiz.
- Même si nous sortons d'ici, nous ne savons pas si nous pourrons quitter 1754.
Rus işgali sırasında ailem beni yurtdışına gönderdi.
Mes parents m'y ont envoyée pendant l'occupation russe.
Çünkü şuan sırtımı dayayacak kimsem kalmadı.
Parce que, tout de suite, j'ai l'impression qu'il n'y a plus personne vers qui me tourner.
Geçen yıl yakaladığımız Dark web hacker'ı.
Un hacker du dark web que nous avons arrêté l'année dernière.
Ve bizim ilk randevu yıldönümü şeyimizi hatırlamadım. Ama sen çok heyecanlandın ve ben de sana bundan bahsedemedim.
Et j'avais oublié l'anniversaire de notre premier rendez-vous, mais... t'étais si excitée, je... j'ai pas pu te le dire.
Bay Weston'ın CIA'e çalıştığı on yıl boyunca birçok istihbarat görevlisiyle temas kurdu.
Pendant les dix années que M. Weston a travaillé avec la CIA, il a eu accès à des officiers traitants.
13 yıl boyunca Profesyonel Sorumluluk Ofisi'nde çalıştım.
Depuis 13 ans, je travaille au bureau des responsabilités professionnelles.
İki buçuk yılımı bilgisayar kodlarına bakarak geçirdim.
J'ai regardé des codes informatiques pendant deux ans et demi.
Dosyayı iki buçuk yıl önce hazırladım.
J'ai créé ce dossier il y a deux ans et demi.
Nazar değsin istemiyorum. Söyleyebileceğim 20 yıla yakındır Büro'da çalıştığı ve Interpol'de bir vakada çalışırken tanıştığımız.
Mais je peux te dire que cet agent bosse à l'agence depuis 20 ans et on s'est rencontrés sur une affaire pour Interpol.
Tahmin edeyim, bir kişi bile yardım için kapıyı açmamış.
Laisse-moi deviner, personne n'a ouvert pour l'aider.
- Geçen yıl mı?
- L'année dernière?
Bu, Süreç Lideri olarak ikinci yılım... 1 YIL SONRA 100.
C'est ma deuxième année en tant que Responsable. UN AN PLUS TARD AN 100 DU PROCESSUS
İkinci yılın sonunu kutlayalım.
Fêtons la fin de la deuxième année.
Ama endişelenme, bunu nasıl halledeceğimi biliyorum.
Je sais comment m'y prendre.
Hesabım doğruysa sanırım bu, 10. kez yatışımızın yıl dönümü. Bu da herkesin bildiği gibi Afgan-domatesli yumurta kahvaltısının yıldönümü oluyor
Si je compte bien, je crois que c'est l'anniversaire de notre "dixième nuit ensemble", qui, comme chacun le sait, est le "petit dej Agay-Bonjan".
Son altı yılı Sandstorm'u yakalamaya harcadım.
J'ai dédié les six dernières années à attraper Sandstorm.
Hayır, dört yıl önce düşkünler evine yatırdım.
Je l'ai mise en soins palliatifs il y a plus de 4 ans.
Havada ölümcül bir bulut var mı?
Il y a un nuage mortel dans l'air?
Eğer beni takip etmezseniz, önümüzdeki yıl yıl sizin için Patern Günü'ne katılacağım.
L'année prochaine, je ferai cette procession pour vous tous, si vous ne me suivez pas!
- Kıyıdan aldım.
Je l'ai eu sur la rive.
Kıyıda çok fazla yosun ve bakteri vardı yani aslında bu taşı sizinkilere giden yoldan aldım.
Il y avait beaucoup d'algues et de bactéries sur la rive, donc je-je l'ai en fait pris dans l'allée de tes parents.
İki bacağını da asfalt yığınının içinden kurtararak onu yüzeye çıkartmanın bir yolunu bulmamız lazım.
Nous devons trouver un moyen de sortir ses deux jambes de l'asphalte et de le ramener à la surface.