Macdonald translate French
321 parallel translation
Kendimi Bonnie Prince Charlie gibi hissediyorum Daha çok Flora MacDonald olmalıydın
C'est Bonnie Prince Charlie et Flora MacDonald.
MacDonald, ben bir hata yaptım.
Je n'ai commis qu'une seule erreur.
Denver'dan Roger MacDonald bölge valisinin temsilcisi çok önemli bir duyuru yapacak.
M. Roger MacDonald de Denver, représentant du gouverneur territorial, a une annonce importante á faire.
- Bay MacDonald.
- M. MacDonald.
Komutan Mac Donald, iletişim odasına lütfen.
Commandant MacDonald, une communication.
Mac Donald'ın eşinin yerine geldi.
Elle remplace la femme de MacDonald.
Mac Donald!
MacDonald!
- MacDonald en iyisi olduğunu söylüyor.
- un as, d'après MacDonald.
Havacı Teğmen MacDonald.
Capitaine MacDonald.
Bartlett, MacDonald, Ashley-Pitt.
Bartlett, MacDonald, Ashley-Pitt.
Ashley-Pitt, Roger, MacDonald, Nimmo.
Ashley-Pitt, Roger, MacDonald, Nimmo.
Herr Bartlett ve Herr MacDonald.
Herr Bartlett et Herr MacDonald.
MacDonald, Ashley-Pitt?
MacDonald, Ashley-Pitt?
MacDonald. - Bak, zor durumdayız.
Nous avons les pires ennuis.
MacDonald oraya geliyor. Dikkatli olun.
MacDonald est en route, attention.
Bay MacDonald bir vatandaşı tarafından... Nasıl derler?
Il serait amusant que M. MacDonald se fasse... comment dit-on...
Nasıl yapacağın umurumda değil. MacDonald'ın derhal ölmesini istiyorum.
Débrouillez-vous comme vous voudrez.
MacDonald'ı o şeylerden birine çıkarıp onunla konuşacaksınız.
Appelez MacDonald par un de ces micros et je lui parlerai.
MacDonald'a sizi temizlediğimi söylerim.
Je dirai à MacDonald que vous êtes mort.
"MacDonald anlamış."
MacDonald sait.
MacDonald anlamış, öyle mi?
Donc, MacDonald sait.
Colgate. Troys. Crosley.
Colgate, Troys, Crosley, MacDonald, Haythorn.
Perna ve MacDonald, kazanları idare edin.
Perna et MacDonald à la chaudière.
MacDonald adında bir adam buraya burada sırf yerliler ve çakallar varken gelmiş.
Un nommé MacDonald est arrivé quand il n'y avait qu'Indiens et coyotes.
Bay MacDonald'ın dört oğlu ve bir kızı vardı. Hepsi çok çalıştı.
Lui, ses quatre garçons et sa fille, ont travaillé dur.
MacDonald'ın satmaya niyeti yok.
Il n'est pas disposé à vendre.
- Evet. O MacDonald'ın sınırı.
- C'est le domaine de MacDonald.
MacDonald'ın mı?
MacDonald?
Kevin MacDonald.
Kevin MacDonald.
- MacDonald.
- MacDonald.
Luke MacDonald.
Luke MacDonald.
- Kevin MacDonald'ın oğlu mu?
- Le fils de Kevin?
- Luke MacDonald'ı unutunca mı?
- Quand tu auras oublié MacDonald?
Öteki MacDonald'lara bakıp, bir borcun olmadığını hissedince mi?
Quand tu ne te sentiras plus son débiteur?
MacDonald'lar.
Les MacDonald.
Bull, MacDonald'ların olduğu yerde takılsan iyi olacak.
Bull, va donc rôder autour des MacDonald.
MacDonald'lara borcum var.
J'ai une dette envers les MacDonald.
Bana bir saat süre ver, MacDonald. Ölmek için o kadar bekleyebilirsin.
Vous pouvez bien attendre une heure avant de mourir, MacDonald.
MacDonald'ın oğlunu vuran adam ve ona bu görevi veren adam.
Le tueur du petit MacDonald et celui qui lui donne des ordres.
Josephine MacDonald.
Josephine MacDonald.
Bir MacDonald'san, Jason'ı vurmayı istemekte haklısın.
Pas étonnant que vous vouliez la peau de Jason.
Bütün MacDonald ailesini satmış oldun.
Tu as sacrifié les MacDonald!
Joey MacDonald ve Saul MacDonald'ın karısı geliyor.
Voici Joey MacDonald et la femme de Saul MacDonald.
En iyisi MacDonald'ı bekledikleri saatten hemen önce oraya varmak.
Il faudrait arriver juste avant MacDonald.
MacDonald'lar.
Les MacDonald!
Chuck, birkaç adamla birlikte çocuğun yanında kalın.
Chuck, surveillez le fils MacDonald.
Pekala, Bull. MacDonald'ın oğluna yakın olanı senin.
Très bien, Bull, vise celui qui garde Saul.
MacDonald : Dokuz.
MacDonald : neuf.
MacDonald.
MacDonald.
Elimizde Bay MacDonald'ın fotoğrafı var mı?
A-t-on des photos de MacDonald?
MacDonald ve bütün grup burada.
Avec MacDonald.