Mains translate French
37,141 parallel translation
Uh, ah-ah, eller!
Mains en l'air!
Bakın, ben kimseyi öldürmedim Ben sadece yazıtların yanlış ellere Geçmesini önlemeye çalışıyordum.
Je n'ai tué personne, et j'essayais d'éviter que les reliques tombent entre de mauvaises mains.
Aa, yanlış eller demekle neyi kastediyorsun?
Que voulez-vous dire par "mauvaises mains"?
Saldırı, cinayet, silahlı soygundan bol bol suçu var. Vay be!
Arrestations multiples pour aggression criminelle, homicide, vol à mains armées,...
Eller kaportada.
Mains sur le capot.
Ellerin görebileceğimiz yerde olsun!
Les mains où je peux les voir.
Çök yere, ellerini başının üstüne koy.
À genoux, mains sur la tête.
Öte yandan, yokluğumda Dr. Shaw'ın becerikli ellerine emanet ediyorum sizi.
Sois sûr d'être entre de bonnes mains avec le docteur Shaw quand je serai parti.
Arkanı dön, ellerini görebileceğim bir yerde tut.
Retourne-toi, garde tes mains bien en vue.
Ellerini göster.
Montre moi tes mains.
Eller arkaya!
Mains derrière la tête!
Tek başına ellerini yıkayabilir misin? Güzel.
Lave-toi les mains.
Eller yukarı.
Les mains en l'air.
Buradan gitmem gerek, ama şu andan itibaren, Napoli'deki gözlerim, ellerim, kalbim, ve öfkem sizlersiniz.
Je dois maintenant partir d'ici. Mais à Naples, vous êtes désormais mes yeux... mes mains, mon coeur... et ma rage.
Zarkon'un eline geçmelerini göze alamayız.
Il ne faut pas qu'ils tombent entre les mains de Zarkon.
Dünyanın geleceği onun elinde.
L'avenir de notre monde est entre ses mains.
Güzel. Diz çökün, eller başınızın üstünde.
A genoux, mains sur la tête.
Araçtan çıkın, ellerinizi görebileceğim yere koyun!
Sortez du véhicule! Les mains en évidence!
Bir şey daha karıma yarından itibaren 50 yıl içinde bir şey olursa gazeteciler ve Frankeur, Aubagne soygunu hakkındaki itirafımı alacak.
Autre chose. Si ma femme a un problème entre demain et dans 50 ans, ma confession tombera aux mains des journalistes et de Frankeur.
Ellerini kaldır!
Mains en l'air!
Umarım pantolonlarınızı beğenirsiniz, hepiniz için ayrı ayrı tasarım yaptım.
J'espère. Parce que vous avez votre vie entre les mains.
Onun kanı senin ellerinde.
Son sang est sur tes mains.
Ellerinizi görmem lazım.
Je dois voir les mains...
Herkesin ellerini.
les mains de tout le monde.
Ellerini bağladınız mı?
Vous lui avez lié les mains?
Hayır. Elleri serbestti.
Non, elle avait les mains libres.
Elini sürme bana!
Vous posez pas vos mains sur moi.
Ellerin gerçekten çok ufak.
Tes mains sont vraiment petites.
Kimmiş o rakun elleri olan?
Qui a des mains de raton-laveur maintenant?
Ellerini tutabilirim.
Je tiens leurs mains.
Kadın, elini kirletmez diyor.
Elle a dit qu'il ne se salissait jamais les mains.
Hayır. Çaldım çünkü ben bir suçluyum. Onu elimde tutuyorum çünkü Alexander Kirk'ün öldürülmesi gerekiyor.
Vous n'allez pas vous salir les mains, mais arrêter les hommes de Kirk la main dans le sac.
Küba'daki bağlantımız ile iletişime geçerim.
On doit avoir ce bébé entre nos mains avant ce soir.
Eller.
Tes mains.
İyi. Şimdi iki elinizle levyeyi tutun.
Gardez les deux mains sur les commandes.
Hindi eli yapmıştık.
Nos mains étaient des dindes.
Ellerin mikrop dolu.
Tes mains sont pleines de microbes.
Şimdi geriye sayıp ellerimi çırpacağım ve uyanacaksın.
Maintenant je vais compter et taper dans mes mains, et vous vous réveillerez.
- Ben o iğrenç şeylerle yüzleşirken sen neredeydin?
Où étiez-vous, lorsque je faisais face au danger aux mains de ces abominations?
Yerleştirdiğim sinir bozucu dürtüyü silmeden önce öldüremezsin en azından.
Pas avant que je n'enlève cette petite pulsion que j'ai implanté. Tournez-vous, les mains en l'air.
Gotham Polis Departmanı!
Police de Gotham! Mains en l'air!
- Ellerini kirlettin, değil mi?
Vous vous êtes sali les mains, pas vrai?
Silahını at ve dışarı çık, ellerin havada olsun.
Jetez vos armes et sortez les mains en l'air.
Bir üyelerini yakaladık ama o bile kasanın içinde ne olduğunu bilmiyordu. Sadece Divan'ın aygıtın düşman ellerine geçmesinden... -... korktuğunu biliyordu.
On a capturé un membre, mais il ne savait même pas ce qu'il y a dans le coffre, seulement que la Cour craint que ça tombe entre les mains des ennemis.
Elim kolum bağlı.
Mes mains sont liées.
Her şey ortada. Cehennem kaçkını külkediniz zavallı herife tornavida saplamış... Bu esnada kâhya tarafından görülünce onu da elleriyle öldürmüş.
C'est très évident, notre Cendri-perturbatrice a simplement plongé un tournevis dans le pauvre gamin, quand elle a été interrompue par la femme de chambre, elle l'a zigouillée à mains nues.
Elleri göreyim.
Vos mains.
Eller direksiyonun üzerinde! Walter, bekle!
Mains sur le volant.
Ellerini ver.
Donne tes mains!
Ellerini başının üzerine koy.
Les mains sur la tête.
Neyse, Bayan Person tarafından soruşturma bürosuna resmi bir başvuru yapıldı.
Une requête officielle a été déposée auprès du FBI par Mme Person. C'est entre leurs mains.