Malo translate French
80 parallel translation
Volo, nolo, malo, cupio, juvio...
Volo, nolo, malo, cupio, juvio...
Volo, nolo, malo...
Volo, nolo, malo...
İyi bir Breton kaptanımız vardı. Kaptan Malo. Yedi denizi kör bir adamın odasını bildiği gibi bilirdi.
Le capitaine Malo était un Breton qui connaissait les océans comme sa poche.
Kaptan Malo, bu adamlarla ilgili ne düşünüyorsun?
Capitaine Marlo, qu'en pensez-vous?
Sen bu adamları tanımazsın Malo, tipleri kastediyorum.
Vous les connaissez mal.
Başka bir sorunuz var mı Kaptan Malo?
Pas d'autres questions, capitaine Malo?
Kaptan Malo, bu serserilerle ilgili bir kanaate vardım.
J'ai pris une décision à leur sujet.
Kaptan Malo, bunu Fransız ordusunun rütbeli temsilcisi olarak talep ediyorum.
En tant que plus haut gradé, je l'exige.
- Evet, Kaptan Malo ile konuşacağım.
Je parlerai au capitaine Malo.
Kaptan Malo'yu Marsilya'ya geceleyin varması için ikna edebilir misiniz?
Persuaderiez-vous le capitaine Malo d'atteindre Marseille de nuit?
- Kaptan Malo nerede?
- Où est le capitaine Malo?
Kaptan Malo, anladığım kadarıyla rotamız değişmiş.
Capitaine Malo, vous avez changé de cap.
Bu konuyu daha önce de tartışmıştık Kaptan Malo.
On en a déjà discuté.
Buna pişman olacaksın Malo.
Vous le regretterez!
Kaptan Malo nerede?
Malo, par exemple?
Bizi Şeytanın ellerine teslim etme.
Sed libera nos a malo.
Gemi Saint-Malo'dan ayrıldıktan sonra çocuk doğdu.
L'ENFANT ETAIT ENCORE DANS LE VENTRE DE SAMERE QUAND ILS ONT QUITTE SAINT-MALO.
Benim için çok önemlidir.
JUSQU'ASAINT-MALO.
Biliyor musun, babam biz gaylerin büyük bir utanç olduğumuzu düşünüyordu.
Tu sais, mon papa trouvait qu'être gay était muy malo, vraiment déshonorant.
- Nerede oturuyorlar? - St. Malo yakınlarında.
Ils habitent où?
- St. Malo yakınlarında.
- Euh... Près de St Malo.
Yo soy malo Y no puedo negar
Yo soy malo Y no puedo negar
Alain ve Myriam da St. Malo'da bir ev satın aldılar.
Alain et Myriam, ils ont acheté une maison à Saint-Malo.
St. Malo demişken orası beni çok cezbediyor.
Justement, à propos de Saint-Malo, y a un truc qui me trotte dans la tête.
St. Malo'ya mı?
A Saint-Malo?
St. Malo ahalisinin yeni bir gözlemeciye daha ihtiyacı vardı zaten.
C'est une bonne idée ça, y en a pas de crêperies à Saint-Malo.
St. Malo'ya ısınmaya başladı.
Je crois qu'elle serait partante pour Saint-Malo.
Sanırım St. Malo mevzusunu konuştunuz.
J'imagine qu'il t'a reparlé de Saint-Malo.
Kont Malo, Kraliçenin yönettiği günlerde,... halkımın yaptığı gibi bende, izin verin buz satın alayım.
Comte Malo, laissez-moi acheter la glace, comme mon peuple le faisait quand la reine Fria régnait.
buna Kont Malo kolaylıkla razı olacak mı?
Vous croyez que le comte Malo laissera faire aisément?
ve Vekil olduğundan beri... Kraliçe Fria'nın halkı... çok daha "uysal" bir hale geldi.
Depuis que Malo est régent, le peuple de la reine Fria est devenu plus... conforme.
Yaşamana izin vereceğim, Kont Malo
Je vais vous laisser vivre, comte Malo.
Malo sana güvenebileceğimi biliyordum.
Malo, je sais que je peux compter sur votre appui...
Sanırım, O, Malo'nun hırsıydı. sen de 20 döngü boyunca onu kullandın, Ming!
C'est l'avarice de Malo qui vous a aidé pendant les 20 dernières années, Ming.
Hain, Kont Malo... Tahtımdan uzaklaştırıldı.
Le traître, le comte Malo, a été retiré de mon trône.
Malo ve ben, her zaman iyi müttefikler olmuştuk.
Malo et moi avons toujours été de grands alliés.
Ve tren hareket çizelgesi, ve yakın bir otelde dans. Erwan ve ben karar verdik :
Alors, les horaires des trains pour la Bretagne, le bal à Saint-Malo, on s'est dit qu'on pouvait pas faire ça.
Çok çok, kötü şeyler. Hm, hadi. Şimdi.
- Ça a été muy, muy malo... { \ pos ( 192,210 ) } Vámonos, ahora.
Ben de Saint Malo'nun Piskoposu'nun oğlu Kumandan Jean Briconnet.
Je suis le commandant Briçonnet, fils de l'évêque de Saint Malo!
Kardinal Guillaume Briconnet Saint-Malo'nun Başpiskoposu.
Guillaume, Cardinal Briçonnet, évêque de Saint Malo.
Fena değil Tekrar, daha tehditkar.
Pas malo. Refaido plus menaçantos.
Bu şey, fena değilmiş!
Les pandatas, il en restado pas malo!
Neyse, abin Malo'yu yere serdikten sonra, bizi aynasızlara ispiyonladı.
Peu importe. Après que ton frère a fait tomber Malo, il nous a tous donnés aux policiers.
Herkes bana Malo der.
- Jonas Maldonado. - Mais on m'appelle Malo.
"Malo" çok şekermiş.
- Malo.
Sokaklardasın artık, Malo.
T'es dans la rue maintenant, Malo.
Beni sınama, Malo.
Me cherche pas, Malo.
- Bu yeni ortağım Malo. - Naber?
C'est mon nouveau partenaire, Malo.
Hazır mısın, Malo? Git hadi.
Tu te sens prêt, Malo?
Malo yanlış söyledi.
Malo a tort.
St Malo'da.
Saint-Malo.