Marakeş translate French
97 parallel translation
Marakeş'e gelene kadar bekle.
Attends qu'on arrive à Marrakech.
Sizi Marakeş'e getiren nedir?
Qu'est-ce qui vous amène ici?
Umarım Marakeş'in tadını gerçekten çıkaracak zamanınız olur.
J'espêre que vous vous plairez à Marrakech.
Bu adil değil. Ben Marakeş'i biliyorum. Size yemeklerin farklı olduğu ve yemek adabının egzotik olduğu bir Arap lokantası gösterebilirim.
Je vous ferai connaître un restaurant arabe oû l'on ne mange pas à l'européenne.
Şimdi Marakeş'teyken, ne alıp satıyorsunuz?
Ici, à Marrakech, qu'achetez-vous et que vendez-vous?
Düşünüyordum da. Marakeş'teki bu üç günü ne ödüyor biliyor musunuz?
Sais-tu par qui sont payés ces 3 jours à Marrakech?
Marakeş gibi bir yere gelmemin bir sebebi de bu gibi şeyleri bizi kimseler duymadan söyleyebilmekti.
Si je suis venu ici, c'est justement pour dire des bêtises sans être entendu!
Marakeş'e aynı otobüste geldiniz.
Vous êtes arrivé avec lui.
Marakeş'te oğlunuzun sizden alınması ile şoke olduğumuzu söyleyeyim ve derinden etkilendiğimizi.
On nous a avertis que votre fils a été kidnappé à Marrakech.
Ama isminiz Marakeş'te tanıştığım biri tarafından verildi.
Votre nom m'a été donné par quelqu'un à Marrakech.
- Hiç duymadım. Marakeş'te olanlar ve oğlum hakkında hiçbir fikriniz yok mu?
Vous ne savez pas ce qui s'est passé à Marrakech?
Taa Marakeş'ten geldiğini düşününce, senin güvenini kazanmalıyım.
J'ai eu assez de mal à vous dénicher.
Marakeş'teki insanlar tarafından şiddetle önerilmişti.
Il m'avait été chaleureusement recommandé.
O çocuğu Marakeş'ten buraya getirdin.
Quelle idée d'emmener ce petit!
Afrika'da bir vaha var, Marakeş yakınında, müthiş bir yer.
Vivre de soleil et de fruits. Un million deux cents.
Marakeş'teydik.
À Marrakech.
Marakeş. Şişman Schmidt geçen hafta oradaydı. Biliyorsun, Max-Weber-Plaza'daki çiçekçi.
La grosse Schmidt en est revenue il y a huit jours, tu sais, le fleuriste de la place Max-Weber.
İnanılmaz. Ve Marakeş'te bağlantı halinde olduğumuz mükemmel bir otel var.
Et nous avons un excellent hôtel sous contrat à Marrakech.
Marakeş'in denize kıyısı yok tatlım.
Marrakech n'est pas au bord de la mer.
Ancak Marakeş'te satar. 2.000 dolar lazım.
Il ne peut la vendre qu'à Marrakech. Il me faut 2000 $.
- Marakeş biletine değer.
- Ça vaut bien un billet pour Marrakech.
- Marakeş'teyim.
- Marrakech.
Marakeş'te.
- A Marrakech.
Marakeş'teydim.
J'étais à Marrakech.
Belki unutmuşsundur diye söylüyorum, Marakeş 1442.
Bon, si tu as oublié, c'est Marrakech 1442.
- Ne demek istiyorsun? - John Marakeş'ten uçuyor. Planlandığı gibi yarın öğlen Newark'ta olacak.
John est sur le vol de Marrakech, il sera à Newark demain après-midi.
Marakeş'te, eskiden eroin için kullanılan fakat artık başka araştırma ve üretimlere yarayan laborotuarlar var.
A Marrakech, il y a beaucoup de laboratoires où l'héroïne était élaborée et qui sont maintenant utilisés pour la recherche et la production.
Marakeş'e gitmek istiyorum.
Je veux que tu ailles à Marrakech.
Marakeş'e giderken yol üzerinde bir gece de Berlin'de durmasını, ayarlamanı istiyorum.
Je veux que la fille passe une nuit à Berlin... en allant à Marrakech. - Ce sera fait.
Yarın sabah sana Marakeş'e gitmen için uçaktan yer ayırttırdım.
Je t'ai fait une réservation sur le vol de Marrakech demain à la première heure.
Bunu, geri döndüğünde konuşuruz. Marakeş'den geri döndüğünde.
Nous verrons quand tu rentreras de Marrakech.
- Marakeş'de.
- A Marrakech.
- Marakeş'deki banka işini unuttun mu?
- Tu as oublié le braquage à Marrakech?
Marakeş'teki haftasonun.
Votre week-end à Marrakech.
Şu Marakeş olayı vardı.
II y a eu l'incident de Marrakech.
Ya şu Marakeş olayı?
Que s'est-il passé à Marrakech?
Şu anda Marakeş'te pasaport kontrolünden geçti.
Il vient de passer les douanes à Marrakech.
Marakeş havaalanında adamımız var mı?
On a quelqu'un à l'aéroport de Marrakech?
Marakeş?
A Marrakech?
İnsan kendini Marakeş'te sanıyor.
On ferme les yeux, et voilà Marrakech.
Kabil'de birlikte kalabileceğin, Marakeş'te yerde yatmana izin veren türde arkadaşlar.
Ce sont des genres d'amis, comme on peut en avoir à Kaboul, ou à Marrakech et qui vous laissent dormir par terre.
Bilmem, Marakeş?
- Je sais pas. Marrakech?
Marakeş?
Marrakech.
85 bin metrekarelik bir göl hayal edin. Laureano Ruiz Liano Emlakçı Buna 75 bin metrekarelik Marakeş tarzı bir çarşı da dahil.
Imaginez un lac de 85 000 m ², 75 000 m ² de commerces, conçus dans le style de Marrakech.
Marakeş, Prag.
Marrakech, Prague.
Marakeş'ten getirttim.
Je les ai ramenés de Marrakech.
Seni Marakeş'te havaalanında görmüş.
Elle t'a vu à l'aéroport de Marrakech.
Bilmiyorum evlat çünkü Marakeş'teyim.
Je ne pourrais te dire, fiston, car je suis à Marrakech.
- Marakeş?
Marrakech!
Bunu Marakeş'e yapabileceğini sanmıyorum.
T'arriveras jusqu'à Marrakesh.
Marakeş.
- Marrakech?