Markiz translate French
104 parallel translation
Buradaki tek markiz olduğumu unutmayın. Toprakları tefecilerin elinden kurtarmak için yıllardır uğraşıyorum. Benim çatım varsa onun da olacak.
N'oubliez pas que je suis le seul homme sous le rang de marquis à avoir combattu pendant dix ans pour arracher la terre des mains des usuriers et je ne vais pas être comme eux.
- Pardon Markiz! - Borcum ne kadar?
Ca fait combien, tout ça?
Bu sizin para kaybettiğiniz markiz efendim.
Les règles du Marquis de Queensbury!
Markiz de Maynes nerede?
Où est le marquis de Maynes?
Noel, Markiz de Maynes.
Noël, marquis de Maynes!
Aline, bu Markiz de Maynes.
Aline, voici le marquis de Maynes.
bazılarına göre Markiz de Maynes'in daha güvenilir olduğunu söyleyebilirim... evet kraliçe onu koruyucum olarak atadı.
Cependant, le marquis de Maynes est plus digne de confiance que d'autres. Sa Majesté en a fait mon tuteur.
bunu en iyi Markiz, Doutreval'dan öğrenebilirsin.
Comme tu l'as enseignée au marquis.
Markiz?
Le marquis?
Doutreval sadece Markiz de Maynes'a hizmet eder.
Doutreval est au service du marquis de Maynes.
Markiz de Maynes temmuzun ilk haftasında evleniyor.
Celui du marquis de Maynes. Il épouse sa charmante pupille.
Markiz de Maynes bu sabah gelmeyecek. Beni duyuyor musun?
Le marquis ne monte pas à cheval ce matin.
Markiz de Maynes mecliste değil... çünkü majesteleri kraliçenin emriyle Saint-Germain-en-Laye'deki genç doğum yapan bayanlar için düzenlenen... bir doğumevini denetlemek için görevlendirildi.
Le marquis est absent, ayant reçu l'ordre de Sa Majesté d'aller inspecter l'orphelinat de la noblesse à Saint-Germain-en-Laye.
Markiz de Maynes şuan mecliste değil... Majesteleri kraliçenin emriyle... Versailles'daki su kanalizasyon işleri ile ilgili rapor hazırlamak için görevlendirildi.
Le marquis de Maynes est absent, ayant reçu l'ordre de faire un rapport sur les jeux d'eau à Versailles.
Şimdi bugün Markiz de Maynes'in varlığından bizi yoksun bırakan ve... aniden ortaya çıkan görevin ne olduğunu sorabilir miyim?
Puis-je connaître la tâche des plus pressantes qui nous prive du marquis de Maynes?
Noel, Markiz de Maynes bizlerle.
Noël... Marquis de Maynes.
Markiz de Maynes'nin son oğlusun.
Vous êtes le fils naturel de feu le marquis de Maynes.
- Markiz oldukça üzgün.
- Elle est désolée.
Derken erkek arkadaşı belirdi, şu İngiliz beyzadelerinden, hani markiz ya da öyle birşeyler denenlerdendi.
Mais il y a son soupirant, un marquis. Quelque chose comme ça.
Markiz elması.
Un diamant.
Markiz şekilli elmas.
De la taille d'une marquise.
Dilenci adamın sözünü dinledi ve şatoya giden uzun yolu tırmandı... Ona söylendiği gibi orada Markiz, düğününü bir ziyafetle kutluyordu.
Le mendiant a cru l'homme sur parole et s'en est monté au château, où, d'après ce qu'on lui avait dit, le marquis célébrait son mariage en tenant un festin.
Artık Markiz tarafından tamamen unutulmuştu.
Le marquis l'avait complètement oublié.
Affedersiniz Markim, geciktim ama şarap mahzeninin anahtarları Markiz hanımefendide olduğu için onu uyandırmak zorunda kaldık.
Pardonnez mon retard. Ma femme avait les clés de la cave. J'ai du l'attendre.
Bu, iki bagetli bir buçuk karat markiz bir yüzük.
C'est une marquise d'un carat et demi... avec deux baguettes.
İki bagetli bir buçuk karat markiz platin bir yüzüktür.
C'est une marquise d'un carat et demi... sur une monture en platine... avec deux baguettes.
Paris'te, Markiz D'Urfé'nin toplantıları sanatçılar ve kültür adamları arasında çok popülerdi.
A Paris, le salon de la Marquise d'Urfé était le plus brillant, fréquenté par les célébrités des Arts et des Lettres.
Markiz, olağanüstü güzel ve çekici bir kadındı sık sık büyücüler ve medyumlarla olmak hoşuna gidiyordu kendisi de fal uzmanıydı.
La célèbre Marquise d'Urfé était une femme fascinante qui aimait à s'entourer de mages et de devins, étant elle-même grande experte en nécromancie.
Markiz D'Urfé ile ilgili planım için biçilmiş kaftandı.
Ce serait la comparse idéale pour mon plan quant à la Marquise d'Urfé.
Belki onlar earl markiz toprak ağası değildir. Nereden bilecekler
S'ils sont comtes ou marquis, ce n'est pas leur faute!
Varilimde bir lort markiz earl oturamaz dediğini hatırlıyormusun?
Vous avez dit que vous laisseriez pas un lord un comte ou un marquis s'asseoir sur vos barriques.
Çoğu tamamen yeteneksiz. Frankfurt seyircisi Markiz Posa'nın "bize düşünce özgürlüğü verin"
A Francfort, ils ont retiré "Don Carlos" de l'affiche parce qu'il y a une tirade sur la liberté que le public a applaudi.
Markiz şu an diyette ve pasta istemiyor.
La marquise suit un régime et ne veut pas de gâteau.
Nasılsınız, Sayın Markiz?
Comment allez-vous, madame la Marquise?
Markiz, en kötü günaha yenilmiş.
La marquise est atteinte du pire des vices.
Markiz evde mi?
Madame la Marquise?
Merhabalar, Sayın Markiz.
Bonne après-midi, madame.
Ben sadece Markiz, eş ve anne oldum.
Je n'ai jamais été que marquise, épouse et mère.
- Markiz nerede?
- Où est la Marquise?
İçinde Markiz madalyonu vardı.
La médaille de la Marquise était dedans.
Sade Markiz'inin dişinizi yapmasını ister misiniz?
Qui veut être soigné par le Marquis de Sade?
Markiz de Sade mı?
Marquis de Sade?
Markiz Merteuil'den sakının.
attention à Mme de Merteuil.
Markiz. Bahsi kaybettiniz.
- Marquise, j'ai gagné le pari.
Binbaşıya öncelikle General Markiz Montcalm'ın çekinilecek bir düşman olmadığını anlatın. Bu nedenle de milislere olan ihtiyaç çok da önemli değil.
Dites au major qu'il n'a rien a craindre du général Marquis de Montcalm et qu'il n'a pas besoin d'une milice coloniale.
Bilmukabele sayın Markiz.
Moi de même, monsieur Le Marquis.
Bay Markiz, ben bir askerim, diplomat değil.
Monsieur Le Marquis, je suis un soldat, pas un diplomate.
Cevabınızı aldınız, sayın Markiz.
Vous avez votre réponse, monsieur Le Marquis.
Birden aklım karıştı, Madam la Markiz.
Je suis confus, madame la Marquise.
- Hizmetçinin mi? - Yani, Madam la Markiz'in
Mme la Marquise.
Markiz.
Marquise.