Marriage translate French
198 parallel translation
İptal kararı 6 gün önce alınmış.
Mon marriage a été annulé il y a 6 jours.
Üç gün önce evliliğim için bir boşanma kararı verildi.
Il y a 3 jours j'ai obtenu l'annulation de mon marriage.
Mozart'tan - The Marriage Of Figaro.
"Le Mariage de Figaro"...
- Bana evlenme teklif etmedi.
Il ne m'a pas demandé en marriage.
Temin ederim, bu evliliği duyacaklar.
Je vous assure on doit s'entendre pour ce marriage.
Evlilik derhal gerçekleştirilecektir.
Le marriage aura lieu de suite
Evlenme teklifi olan, "Arnolfini" imzalı bir mektup aldım.
Mais j'ai reçu une lettre de demande en marriage signée "Arnolfini".
"Bu evliliği 29 yıldır kendi gözlerinle izledin."
"Tu a été témoin de ce marriage pendant 29 ans."
Değerli akrabalarım ve konuklar, bugün kardeşim, Ah-site evleniyor.
Ma chère famille. Mes chers invités. Aujourd'hui, c'est le marriage de mon Frère Ah-site
Çatıda kutlama olur mu hiç?
Faire une banquet de marriage sur le toit...
Kardeşinin düğünü bu...
C'est le marriage de ton Frère. Tu comprends ça?
Abim, dün gece bana bayağı büyük miktarda para verdi ve düğünü tekrar yapmamı söyledi.
Frère Wah! Frère Fly m'a donné plein d'argent hier! Et il m'a dit de célébrer à nouveau mon marriage.
Hay aksi, Lucy Great Northern'da. Milford'un düğününe yardım ediyor.
c'est dommage, Dick, Lucy est au Grand nord pour aider au marriage de the Milford.
Bir evliliği yıkacak türden osuruk.
Un pet qui pourrait mettre fin à un marriage.
Sana söyledim, hareket etmek zorundayız.
Je t'avais dis que je le changerai après le marriage.
Karımla geçirmek için 5 dakika bile vermediler.
Ils ont refusé de me donner Cinq minutes pour consommer mon marriage.
- Şansımız olmadı evlendikten bir yıl sonra Raj doğdu ve eğitimi kocamın işleri, zaman uçtu gitti.
- Pas eu l'occasion! raj est né un an aprés le marriage! Sa naissance, son éducation, les affaires de mon mari...
Ne zamandan beri Bayan evlilik uzmanı oldun sen.
Je croyais que tu étais Miss Pro Marriage maintenant.
Evliliğimin bir çocuk yüzünden bitmesine izin veremezdim.
Et je n'allais pas laisser une enfant foutre en l'air mon marriage.
Evliliğimi kurtarma.
Ca n'a pas sauvé mon marriage.
Evlilik çılgınca bir şeydir.
Marriage is a crazy thing.
- Ve ayrıca sizi de düğün için tebrik ederiz.
Et félicitation aussi pour votre marriage.
Düğünü ayarladım...
J'ai organisé le marriage...
İsteyerek mi nikahlanıyorsunuz?
Entrez vous dans le marriage de votre plein gré?
Çok kutsal olacak... evliliğin önemini belli edecek. - Bu çok iyi.
Ce sera solennel, sacré... un rappel de la vraie signification du marriage.
çocuklar göçmen bürosundan bir memur Fezi ve Laurieyle evliliğini kontrol etmek için geliyor ve sahte olduğunu anlarsa Fezi sınır dışı edecek
Les gars! Un agent de l'immigration va venir vérifier le marriage de Fez et Laurie, et s'il découvre que c'est un faux, Fez peut être déporté!
dinle, baba, göçmen bürosundan gelecekler ve bu evliliğin sahte olduğunu anlarlarsa Fez sınır dışı edilecek şey, bu Anwar'ın problemi
Ecoute, papa, l'INS va venir, et s'il voient que ce marriage est un faux, Fez pourrait être déporté C'est son problème à Conchita
evet, memur Armstrong size bu evlilikle ilgili her şeyi anlatmak için sabırsızlanıyorum, kelepçeniz var, değil mi?
Bon, Mr Armstrong, je suis impatient de vous parler de ce marriage! Vous avez des menottes, n'est-ce pas?
- Düğün.
- Marriage.
Düğün.
Marriage.
Düğün demek istedim.
Marriage est ce que je voulais dire.
- - BOŞANMA DAVASI CELBİ-- -
NOTIFICATION OFFICIELLE DE DISSOLUTION DE MARRIAGE
Bu evlilik kesinlikle sona erdi.
Ce marriage est vraiment terminé.
Bunları seninle evlenmeden önce almıştım.
Ces magazines datent d'avant notre marriage.
Son olarak, bir personel not, Bayan Krabappel ve ben bu cuma kutsal evliliğe katılacağız.
Pour finir, un message personel, Mlle. Krappabelle et moi nous nous uniront par les liens sacrés du marriage samedie.
Oh, evlilik süperdir.
Oh, le marriage peut avoir du bon.
Skinner evlenmek istemiyor.
Marge, devine quoi? Skinner veut quitter le navire avant le marriage.
Hey, evliliğimizi berbat etmek için beni zorlayan sensin. Az birşey!
Hey, tu es toujours la seule à me taper sur les nerfs, tu veux pourrir notre marriage?
Bugün burada Seymour ve Edna'nın kutsal evliliği için toplanmış bulunmaktayız.
Nous sommes réunnis aujourd'hui pour unir Seymour et Edna par les liens sacrés du marriage.
Bize getirdiğin evlilik hediyeni geri vermeye geldim.
Je viens vous rendre votre cadeau de marriage.
Dur bakalım. Sen bana evliliğinin sahte olduğunu mu söylüyorsun?
Êtes-vous en train de me dire que votre marriage est un faux?
Oh, Ericle evliliğimin büyüleyici olmasını istiyorum.
Oh, et je veux que mon marriage avec Eric soit magique.
Ericin söylemeye çalıştığı şey biz evliliğin tuzakları hakkında birisiyle konuşmak istedik ve bizim küçük sorunlarımız var.
Ce que Eric essaye de dire c'est que On voulait parler à quelqu'un des pièges du marriage. Et on a quelques problèmes.
Bu, insanların, bir geri adım atarak evliliklerindeki sorunlara göz atmaları için bir şans.
C'est l'occasion pour les gens de revenir en arrière et observer les problèmes qu'ils recontrent dans leur marriage.
Çünkü size kendi evliliğimde yaşadığım sorunlarla ilgili anlatacağım çok şey var.
Car j'ai beaucoup de choses à dire sur les problèmes que je rencontre dans mon marriage.
Evliliğiniz nasıl?
Comme se passe votre marriage?
Hayır, düşündüm de eğer vaktimiz olduğunu düşünürsen belki otele dönüp evlilik yeminlerimizi tazeleyebiliriz.
Non. Je pensais que si nous avions du temps, on pourrait peut-être repasser à l'hotel et renouveler nos voeux de marriage.
Efendi Sintai. Düğünü ertelememeli miyiz?
Ne devoir pas la marriage est remis plus tard?
- Mangalsutra? - Evet.
Elle avait acheté un collier de marriage.
şimdi söyle bana o buraya evlenmek için mi yoksa intihar için mi geldi?
Et troisièmement, nous n'avons pas trouvé le collier marriage de Seema.
" Gerçek akılların evlenmesine mani olmama izin verme...
Let me not to the marriage of true minds admit impediments love is not love which alters when it alteration finds or bends with the remover to remove