Martins translate French
131 parallel translation
Martins beş parasız kalınca dostu ona bir iş önermişti.
Martins étant gêné... Lime lui avait offert un emploi.
- Ben de Martins.
Martins.
Bay Holly Martins'i evine bırak.
Ramenez M. Holly Martins.
- Bu Bey Holly Martins, efendim. - Kim?
M. Holly Martins.
Martins. Teşekkürler çavuş.
Martins...
Bay Martins, benim adım Crabbin. Alman Karargâhının K.E.B. temsilcisiyim.
Je représente la S.R.C. du Q.G.
- Bakın ne diyeceğim Bay Martins, çarşamba gecesi enstitümüzde çağdaş roman konusunda küçük bir konuşma düzenliyoruz.
Mercredi, nous donnerons une conférence sur le roman contemporain.
Bakın Bay Martins, misafirimiz olmayı kabul ederseniz... sizi ağırlamaktan zevk duyarız. - Sahi mi? - Ne kadar kalmak isterseniz.
Voulez-vous vous considérer comme notre invité... durant votre séjour?
Belki Harry size benden söz etmiştir. Adım Holly Martins.
Harry a dû vous parler de moi...
- Dolaşıyor musun Martins?
On s'occupe, Martins?
Akıllı bir adam gibi evine dön Martins.
Vous ne savez pas de quoi vous vous mêlez.
Her şeyin altında ölüm var Martins. Ölümü profesyonellere bırak.
La mort est le fin mot de tout...
- Martins. - Konuya gelin lütfen. - Teşekkür ederim.
Venez-en au fait, je vous prie...
Merhaba Bay Martins, size otelinizden ulaşmaya çalıştım.
Nous avons essayé de vous prévenir...
- Bay Popescu, bu bey Martins.
M. Popesco... M. Martins.
- Belge işlerinde Harry'ye yardım etmiştim Bay Martins.
J'ai aidé Harry à maquiller ses papiers.
Korkunç bir şeydi Bay Martins. Çok korkunç!
Ce fut terrible...
Bay Martins'e buz verin.
Des glaçons, pour M. Martins!
Hangi üçüncü adamdan söz ediyorsunuz Bay Martins?
De qui parlez-vous?
Şöyle buyurun Bay Martins.
Nous vous attendions...
Buraya oturmak ister misiniz Bay Martins? Bayanlar baylar. Bay Holly Martins'i takdim etmekten zevk duyuyorum.
Mesdames, Messieurs... j'ai le plaisir de vous présenter M. Holly Martins.
Elbette, elbette, tabii. Bilinç akışı yöntemine ne diyorsunuz Bay Martins?
Croyez-vous au "courant de conscience"?
- Bay Martins'in bir espirisi.
- M. Martins plaisante...
Bay Martins yeni bir kitap yazıyor mu acaba?
Préparez-vous un nouveau livre?
Yavaş mı yazarsınız Bay Martins?
Écrivez-vous vite?
- Bir kitabı yırtıp attığınız olmadı mı Bay Martins?
N'avez-vous jamais renoncé? - Jamais.
Bayanlar baylar, Bay Martins için başka sorunuz yoksa... sanırım toplantıyı resmen kapatabilirim.
Si vous n'avez plus de questions à poser... je vais lever la séance.
Sana gitmeni söylemiştim Martins.
Je vous avais dit de partir.
Sersem gibi davranmayı bırak artık Martins.
Cessez de faire l'idiot.
Martins sizin bir sersem olduğunuzu söylerdi.
Martins vous disait naïf...
Baksana Martins, onunla burada, uluslararası bölgede ufak bir buluşma ayarlayabilirsin.
Vous pourriez le rencontrer dans un café... de la zone internationale.
- Hiçbir şey, Anna. Dürüst, hassas, ağırbaşlı, zararsız Holly Martins.
L'honnête, le sage, l'inoffensif Holly Martins...
Beni Martinler getirdi.
Les Martins m'ont amenée.
Silvia'ya, Bayan Paulo Martins olacak şahsa.
A Silvia, qui sera Me. Paulo Martins.
Bendeniz, Julio Fuentes Eldorado'da kalıcı bir neşe hâli ilan ediyor ve şair, vatansever Paulo Martins'e hoş geldin diyorum.
Moi, Julio Fuentes, décrète l'état de bonheur permanent à Eldorado. Et te salue, Paulo Martins, poète et patriote...
BİR PAULO MARTINS HABERİ
Reportage de Paulo Martins
Ama Paulo Martin'in çılgınlığına nasıl da teslim olacağını nereden bilebilirdim ki?
Mais il ne pensait pas que tu allais tout livrer... à la folie de Paulo Martins.
Balıkçıllar dalıyor ve ok gibi uçuyorlardı. Gölgeleri alabalıklarla yarışıyordu.
Les martins-pêcheurs s'élançaient... et luttaient de vitesse avec les truites mordorées.
O Martins, Kızılderili avcı.
C'est Martins, le chasseur indien.
- Farkındayım. Her yıl kırlangıçlar döndüğü zaman bu kuş evini koyarız.
Nous la mettons là tous les ans... lorsque les Martins reviennent.
Durun, durun. Size bir Amerikalının hikâyesini anlatacaktım. Adı Holly Martins'di.
Mais je voulais vous parler de Holly Martins... un Américain venu à Vienne pour y retrouver... son vieil ami Harry Lime.
- Baron Kurtz? - Bay Martins.
M. Martins?
- Bay Martins.
Vite...
Bay Martins. Sizi görmek ne güzel bir keyif böyle.
Bien content de vous voir, M. Martins...
- Bir roman mı bu Bay Martins?
- C'est l'histoire d'un crime... basée sur la réalité. - Un roman?
Rütbeni ve belindekini gösterip kasıla kasıla geziyorsun. Paine, bana Harry Lime dosyasını ve Bay Martins'e de büyük bir şişe viski getir.
Apportez le dossier Lime...
- Üzgünüm Martins.
Désolé, Martins.
Martins, geri gön!
Martins, en arrière!
Bay Martins, geri çekilin!
En arrière, M. Martins! Reculez-vous!
Dikkatli ol, Martins.
Attention, Martins!
Makul davran, Martins.
C'est absurde...