Masters translate French
741 parallel translation
Yarın Jeb Masters'ı görmeye gideceğim.
Je vais voir Jeb Masters demain.
Adım Masters. Nasılsınız?
Je suis le Résident Masters.
Ama onu biri yendi, Bay Masters. Harry Holt adında bir avcı.
Mais qu'un chasseur blanc a battue...
Bay Masters kuzenimiz Jane'in hayatta olduğuna ve Mutia kayalığında maymunlarla yaşadığına inanıyoruz. Öyle Vali Bey.
Nous pensons que notre cousine Jane vit sur l'Escarpement de Mutia parmi les grands singes.
- Masters'dan aldın mı o parayı?
- Tu as encaissé la note de Masters?
- Masters burada mı?
M. Masters est là?
Masters, yarın akşam gelip o çeki alacağım.
Je passerai prendre le chèque demain soir.
Sizi arıyordum Masters.
Je vous cherchais, Masters.
Öyle umuyorum Masters.
J'espère, Masters.
Silver Springs'ten olduğunuzu söylediniz Bay Masters.
Alors, vous êtes de Silver Springs, M. Masters?
Cinayet mi dediniz Bay Masters?
Il y a eu une tuerie, M. Masters?
Bay Masters bize...
M. Masters nous a raconté...
Burada Masters'ın size söylemediği bir şey var.
Il y a quelque chose que Masters ne vous a pas dit.
Masters.
Masters.
Bay Masters, ülkenin bu kısmını biliyor musunuz?
M. Masters, vous connaissez le coin.
Biz birbirimize aşık olduk Bay Masters.
Nous sommes tombés amoureux, M. Masters.
Kahveni iç Masters.
Buvez votre café, Masters.
Bu gece sana başkası hatırlatıImasa daha iyi gibi Masters.
On dirait que tout le monde vous rappelle quelqu'un, ce soir, Masters.
Masters.
Masters!
Kendi yoluna gitsen daha iyi olur Masters.
Vous avez peut-être intérêt à partir de votre côté, Masters.
Merhaba Masters.
Bonjour, Masters.
- Nedenin var mı Masters?
- Vous avez une raison, Masters?
- Masters.
- Masters.
Çok konuşuyorsun Masters.
Vous parlez beaucoup, Masters.
Düşündüklerini açıkça söyle Masters.
Dites clairement ce que vous pensez, Masters.
Masters Hill'in mavi toprak yolları, binalar karşısında sonsuzluğa uzanıyor.
Un oiseau sautille sur un rebord de fenêtre et disparaît à jamais derrière les toits.
Çavuş Masters'ın yatağını alsınlar.
Dites-leur de prendre le lit du sergent Masters.
Teğmen Masters, Kaptan çağırıyor.
Lieutenant Masters, le capitaine appelle.
Masters, dinliyorum.
Ici Masters.
Şimdiye kadar, İngiliz ordusuna 42.000 pound'a mal oldunuz.
Masters, vous nous avez couté 42 000 livres.
Albay Masters, karşılayamıyacağımız bir lükssün.
Vous êtes un luxe trop onéreux.
Masters, birliğin derhal dağıtılacak.
Masters, je vous relève de votre commandement.
Masters, sana bir şans daha vereceğim.
Je vous donne encore une chance.
Unutma, Masters, bu senin son şansın.
Attention, c'est votre dernière chance.
- Masters'ın takımını bilirsin.
- Connaissez-vous Masters?
Albay Masters'a vereceğiniz İngiliz subay, efendim?
Et l'officier anglais pour Masters?
Albay Masters burada mı? Hayır.
Le colonel Masters.
Albay Masters'ı mı arıyorsun?
Vous cherchez Masters?
Albay Masters, efendim? Evet.
Colonel Masters?
Master'ın adamları. Başka kim olabilirki?
La bande à Masters. qui d'autre?
Masters seni canlı götürmem için bana para veriyor.
Masters me paie pour vous ramener vivant.
Sorun yok, Masters, Aslında bizim istediğimizde tam bu.
Peu importe, Masters. C'est ce que nous voulons.
Masters söyledi.
Masters.
Masters ve Johnson kliniğinde bana böyle diyorlar. Bir çılgın
C'est ce qu'ils ont dit de moi à la clinique Masters et Johnson.
Masters ve Johnson'dan attılar beni.
Ils m'ont viré de chez Masters et Johnson.
Masters ve Johnson'da da iddia ettiler bunu.
C'est ce qu'ils ont dit chez Masters et Johnson.
Masters ve Johnson'un çalışmalarından önce Amerika'da İsveçli bilim adamlarının araştırmaları esas alınmıştı.
Avant le rapport Masters et Johnson en Amérique... la recherche en Suède existait déjà.
Masters ve Johnson'dan gibi görünüyorlar.
Ils sortent de Masters and Johnson.
Neyim ben? Masters Johnson mı?
Tu me prends pour un expert?
- Yine postalarımı mı okuyorsun?
- Tu lis encore mon courrier? Masters, c'est ça?
- Masters, değil mi? Nerede?
C'est où?