Matematik translate French
2,803 parallel translation
Seni hangi matematik sınıfına koyduklarını söyle bana.
Tu me diras dans quelle section de math ils t'ont mis.
Bu yıl matematik dersine epey ihtiyacın olacak.
" Il faudra vraiment l'aider pour qu'il s'en tire en maths.
Odasında Rafa'yı matematik sınavına çalıştırdım.
Dans la chambre de Rapha, je l'aide à réviser les maths.
- Rafa'ya matematik çalıştırmam gerekiyor.
- Je finis d'aider Rapha en maths.
Benden matematik testini çalmamı mı istiyorsun?
Je comprends pas bien. Tu me demandes de voler l'épreuve de maths?
Özür dilerim ama ne zamandan beri matematik ilginizi çekiyor?
- Désolé, mais depuis quand tu t'intéresses aux maths?
- Sana matematik testini o mu verdi? - Neden böyle söylüyorsun?
- Il t'a donné le contrôle de maths?
Bu matematik testiyle alakan yok mu?
- Tu n'as rien à voir avec l'épreuve de maths?
Bana bir kola ikram eder, Rafa, basketbol ve matematik hakkında konuşuruz.
Elle me sert un Coca. On parle de Rapha, de basket, du mal qu'elle avait en maths.
Defalarca matematik anlattıktan sonra Rafa'ya 4 alıştırma verdim ve anne babasının yokluğundan faydalanarak yaptığım keşfi devam ettirdim.
- -- Après une énième explication, je donne 4 exercices à Rapha. Je profite de l'absence des parents pour faire un tour précis dans la maison.
Bu yıl matematik sayesinde arkadaş olduk.
On est devenus amis grâce aux maths.
Çok karmaşık bir matematik sorusu.
- Oui, mais ce problème de maths est chiant.
- Gerçek bir matematik hocası istiyorum.
- Oui, quoi? - Je voudrais un vrai prof de maths.
Matematik asla hayal kırıklığına uğratmaz.
Les maths ne déçoivent jamais.
Bugün çarşamba. 9'da ingilizce, 10'da tarih 11'de fransızca ve sonra da matematik dersim var.
Nous sommes mercredi. J'ai anglais à 9h, histoire à 10h, français à 11h. Et après, mathématiques.
- Rafa matematik sınavı için ihbar etmiş.
- Pourquoi? Rapha vous a dénoncés pour l'épreuve de maths.
Matematik ve cerrahlık birbirine çok benzer.
Mathèmatiques et chirurgie vont de pair.
Ekinleri biçmek, matematik öğretmek hastalıkları tedavi etmek gibi vasıfsız işleri yapacak ucuza çalışan uzaylılar olmayınca ekonomi iflas etti.
Sans les aliens bon marché pour les boulots ingrats comme la récolte, l'enseignement des maths et le soin des malades, l'économie s'est effondrée.
- Matematik sınavımda şans dile.
- J'ai un examen de maths.
- Matematik. - Matematik.
- Hist... maths!
- Düzeltmeye çalıştığım... -... birkaç ileri düzey matematik formülü.
Juste des formules de maths avancées avec lesquelles je m'amuse.
Sen matematik dersine bu kadar dikkat ediyor musun? Eğer dikkat etseydin, şu anda Harvard'da konuşuyor olurduk.
Si tu étais aussi concentré en cours de math, tu pourrais décrocher une bourse pour Harvard.
Baba, Kevin Durant bana matematik dersi öğretmiyor.
Kevin Durant n'est pas mon prof de math.
Ve Kevin Durant matematik hakkında konuşmak için burada.
C'est pour cela que Kevin Durant est venu vous parler de mathématiques.
Şu matematik dosyana koyulacak.
Ça doit aller dans ton livre de maths.
Harvey'de bir lisede matematik öğretmenliğine başlamıştı.
Il a enseigné les maths dans un lycée d'Harvey.
Ira, sen bir tür matematik delisi falan mısın?
Êtes-vous un génie des maths?
Matematik modunda gibi miyim sence?
Tu crois que j'ai la tête à faire des maths à cette heure-ci?
Matematik dersinde arkanda oturuyorum, ve ensene çok bakıyorum.
Je suis assis derrière toi en classe de maths, et je regarde ton cou vraiment beaucoup.
Biraz matematik yapıp kafa patlattık ve nesnenin, ana gezegeni nereden vurduğunu bulduk.
Avec quelques calculs, et tada! on a le point d'impact sur Terre.
Matematik çalışan bir inek gibiyim.
Je suis un peu un geek des maths ivine intervention
Onlara güvenlik ya da matematik konusunda kredi önerebilirsin.
Je vous permets de leurs offrir un crédit en sécurité ou en math.
En iyi matematik öğrencisi ödülünü kazanan...
Le gagnant du meilleur étudiant en maths est...
Bu basit bir matematik.
C'est une question de mathématiques.
Peki nasıl olur da bir yüksek matematik profesörü havaalanında çalışır?
Comment un professeur de ce calibre se retrouve-t-il employé au TSA?
Bence bu sadece matematik.
Ouais, je suppose que c'est juste des maths.
Sadece gelecek nesillere bir hediye, matematik ve Dünya'nın en şeker bebeğini yaratma ihtimali.
C'est juste offrir aux futures générations, des maths, et probablement le plus sexy bébé du monde.
Şimdi de basit bir matematik problemi soralım.
On va résoudre un petit problème de maths.
Ama bu lise bitirme sınavı matematik gibi normal bir şey.
Le D.A.E.U., c'est des trucs normaux. Comme les maths.
Durmayın, bana temel matematik sorusu sorun.
Allez-y, posez-moi une question de maths.
Maw Maw, buraya gel ve Jimmy'e bir matematik sorusu sor.
Une question de maths pour Jimmy.
Matematik sorusu dedik Maw Maw.
Une question de maths.
Matematik ve fen dışındakilere kafam basıyor.
Tu m'as battu, j'ai tout raté sauf maths et sciences.
Ben tarih öğretirim, sen de matematik. - İmha uzmanı burada.
J'enseigne l'histoire, toi, les maths.
İlk bölüm matematik ve fen kariyerleriniz için çok önemli hayatınızda bir değişiklik ya da meth yapmak için.
La première partie, c'est maths et sciences, ce qui sera très important dans vos carrières, que ce soit pour faire de l'argent ou de la meth.
Bu matematik sorusunu çöz.
Fais ce problème de Maths.
Bu matematik sistem matematiğidir.
C'est mama-thématique.
- Matematik testi.
- Un controle de maths.
Matematik çalışıyorum.
Je fais que des maths.
Matematik dersine ihtiyaçları olduğunu sanmıyorum.
Je pense pas qu'elles aient besoin de leçons de maths.
Bu da matematik zaten.
C'en est.