Matın translate French
449 parallel translation
Sen dostumsun, ama Cinayet Masasından biri sabahın 2'sinde gelmişse, bence...
Tu es un pote, mais quand un flic de la crime... me rend visite à 2h du mat...
Sayın Yargıç, bunun çok mat bir cila olduğunu görüyorsunuz, ordu tarafından kullanılana benzer bir cila, amacı, namlu üzerindeki herhangi bir yansımanın kullanıcıyı açığa çıkarmamasıdır.
Notez son aspect opaque, similaire aux armes utilisées par l'armée afin d'éviter toute réflexion pouvant révéler la position du tireur.
Bir hamle sonra mat olacaksın.
Échec et mat à ton prochain coup.
Gençliğin pınarı Artık mat
La Fontaine de Jouvence N'est que tristesse
Ona deliriyordum. Sabahın ikisinde, sandviç ve salata istemişti.
A 2 h du mat', il a voulu de la salade de pommes de terre.
Bacaklarını traş etmek kullandığın mat jileti görmeyi özledim.
- AIIez-y. - C'est encore moi. Je sais.
Önce Amiral Guépratte'ın talimatlarını söylüyorum.. .. gerekli levazımatı Quentin yani ben temin edeceğim.
Je vais vous donner les dernières instructions de l'amiral Guépratte, rectifiées par le quartier-maître Quentin, ici présent.
Her cuma olduğu gibi mekânın sahibi Bay Grimp, saat 1 civarında iki muhasebecisiyle birlikte gelecek.
Vers une heure du mat', comme tous les vendredi, M. Grimp, c'est le tôlier M. Grimp... Départ de sa Cadillac... accompagnait ses deux comptables.
- Evet, çok mat ve pembemsi. Doktor, sadece uyumadığına emin misin?
Docteur, Docteur, vous êtes sûr qu'il n'est pas juste endormi?
Herhangi bir şekilde birinin görevini ihmal ettiğini ima ediyorsanız, suçlunun en yüksek direğe asılmasını sağlarım.
si vous suggérez que d'une certaine façon il y a eu n'importe quel manquement au devoir, je m'occuperai de ce criminel pour l'accrocher au plus haut du mat.
Levazımat sorumlusunun kulağını çekmek lazım.
Il faut y faire la leçon à l'intendant.
Oyun bitmedi ki baba.
Il n'y a pas mat, père.
Hemşire hastayı baygın bulunca gecenin 2'sinde Biegelman'ı aramışlar.
Biegelman a été réveillé à 2 h du mat, le patient était en état de choc.
Sabahın üçünde kalkacağım ve sana yiyecek vereceğim öyle mi?
3h du mat', et je dois me lever pour te donner à manger!
Siyahın matı var ama görmüyor.
Les noirs pouvaient faire mat. Pas vu.
Unutmayın görev çağırınca,
long et court, mat ou pâle, souvenez-vous que lorsque le devoir vous appelle,
Sabahın altısında bir düzine kovboyla eve gelip benden kahvaltı yapmamı beklerdin.
Tu rentrais à 6 h du mat', me demandant de cuisiner pour une bande de cow-boys.
Sizi ancak sabahın üçünde alırlar. Pistte oturursunuz, çünkü beklenmedik sorunlar çıkmıştır. Paris'te sürekli bir hava trafik kontrol grevi gibi.
alors vous serez pas à bord avant 3 h du mat', mais on poireaute 4 h de plus suite à un "incident imprévu", la grève permanente des aiguilleurs du ciel à Paris... et enfin on se pose à Malaga pour faire la queue aux W.C.,
Burada sabahın ikisi.
Ici, il est 2 h du mat'.
Saat daha sabahın 6'sı. Neden bana bunu yapıyorsun?
Il est 6 h du mat', c'est de la folie.
Şansa bak, mat olacaksın.
Au fait, vous êtes en échec.
Şu Vali, beni sabahın 2'sinde arıyor.
Ce con de Maire, il m'appelle à2 h du mat.
Dolunay, sabahın 2 : 00'si, votka, limuzin, müzik.
Pleine lune. 2 heures du mat. Vodka. Limousine.
Gözeten yok, minimum ışık ve sabahın 4'üne kadar Dixie. - Kim daha fazlasını isteyebilir ki?
Entrée libre, prix raisonnables, et ça joue jusqu'à 4h du mat'!
- Sabahın dördüne kadar mı?
Jusqu'à 4 heures du mat'?
Bu sabahın beşine kadar konuşmaya tuttu beni.
Il m'a tenu la jambe jusqu'à 5h du mat.
- Sen mi kazandın yani?
Échec et mat. Ça veut dire que t'as gagné?
Bir adamın karısı ile birlikte olduğu haberi de aynı dergide işlenmemiş miydi?
J'ai pas dit que t'es rentrée à 2 h du mat.
Tuhaf ama saat sabahın biri olmak üzere ve sen kızımı öpüyordun.
C'est marrant, il est presque 1h du mat et tu embrassais ma fille.
Sabahın 2'sinde neden uyanık bu?
Qu'est-ce qu'elle fait debout à deux heures du mat'?
Dediğin gibi bir melekse sabahın 4'ünde onu niye arıyorsun?
Si c'est vraiment une sainte, pourquoi tu la cherches à 4 heures du mat'?
Şimdi mi? Saat sabahın ikisi dostum.
Il est 2 h du mat, vieux.
Direği bağlayın!
Assurez le mat!
- Yarın sabah 5 : 00'te.
5 h. Du mat, demain.
Randolph'la olan randevu yarın sabah 5 : 00'te.
Le rendez-vous avec Randolph est à 5 h du mat.
Sabahın 4'ünde Roma'da yalnız bir piskopos!
Un évêque seul à 4 h du mat'.
Baş belasını saat sabahın dördünde aradım.
Je l'ai appelé, ce salaud, à 4h du mat'.
Bilmiyorum, birisi bırakmış. Neden birisi ekmeği zehirleyip sabahın ikisinde gelecek bir komedyen... için onu koridorda bıraksın? Neden yapsınlar?
Qui empoisonnerait un sandwich, puis le déposerait dans un couloir d'hôtel pour qu'un comique le mange à 2 h du mat?
Dün yine gecenin üçünde telefonla beni uyandırdı ve çatıdan kendini atacağını söyledi.
Il m'a de nouveau réveillé à 3 h du mat pour me dire qu'il montait sur le toit se tuer.
Sabahın dördünde bir sürü şey konuştular.
Ils ont beaucoup causé à 4 h du mat.
Saat sabahın ikisi şiş göbek.
Il est deux heures du mat', gros tas.
Herkes sabahın 1'inde porno izlemiyor.
Tout le monde ne regarde pas la chaîne porno à 1 heure du mat.
En matıklı konum atışlarımızı şu ağaçların hizasından yapmak olacak.
L'idéal, ce serait... qu'on tire à partir de ces arbres.
Bildiğime göre bu No'Mat'ın lav mağaraları içinde, derin bir meditasyonu içeriyor.
Cela consiste à méditer dans les caves de No'Mat.
Kendini onun yerine koy. Saat sabahın 8'i.
Mets-toi à sa place, à 8 h du mat.
- Kafatasını seren direğine asacağım!
- Je planterai sa téte sur mon mat.
Orada, No'Mat mağaralarında Kahless bana göründü ve dedi ki başka hiç bir Klingon'un yapamadığı bir şey yapacakmışım.
Et là, dans les cavernes de No'Mat, Kahless m'est apparu et m'a dit que je ferais une chose qu'aucun Klingon n'avait jamais faite.
Şimdi de yarışı sunacak spikeri çağıralım ve karşınızda Matt Miller.
Accueillons le commentateur de cette course, - Mat! Miller!
Bu şah mat değil.
Ce n'est pas échec et mat.
Saat 6'da orada olman gerekli.
N'oublie pas d'être là à 6 heures du mat, d'accord?
Geri kalanlarınızsa, Mahkeme Bölümü'nden ya da idari işlerde olanlarınız ise gecenin üçünde bir polis ya da dedektifin arama iznine ihtiyacı olursa kalkıp izni yazacak ve bir yargıcın evine gidecek adamı karısının ya da her kimin üzerindeyse oradan çekip belgeyi imzalatacaksınız.
Quant à vous, de la "Judiciaire" ou les administratifs, si un flic veut un mandat à 3 h du mat, vous le lui tapez, vous allez chez le juge, coïtus interruptus, et vous le lui faites signer!