Meat translate French
204 parallel translation
Niçin sana "Meat" "Et" diyorlar?
Pourquoi on t'appelle "Taureau"?
Niçin sana "Meat" diyorlar?
Alors, pourquoi?
Nolur Meat. Yaptır şu işi bana Meat.
Je veux le faire à Taureau.
- Selam, Meat.
- Salut.
Hadi, Meat.
Allez.
ve Angel Beach in gururu, Anthony Tupperelo - bilinen adıyla "Meat".
Et la fierté d'Angel Beach, Anthony Tupperelo, ou "Taureau" pour les amis.
Bu tarafa, Meat.
Par là, Taureau.
Meat, bu tarafa.
Par là. Cours.
Meat hala koşuyor.
Taureau court encore.
Kes şunu, Meat. Hadi.
Arrête, Taureau.
- Hadi, Meat. Ben ciddiyim.
- Je suis sérieux.
Meat?
Taureau?
- İşte, Meat.
- Tiens.
Jesus. Meat, Pee Wee ye senin kartı ver.
Taureau, donne-lui ta carte d'identité.
- Evet, Meat.
- Ouais, Taureau.
Bu harika, Meat, harika.
C'est génial, Taureau.
Meat in nesi var?
Qu'est-ce qui va pas?
- Meat le beraberdi.
- Taureau est avec lui.
Hey, Meat.
Hé, Taureau.
- Hadi, et yığını.
- Allez, Meat.
Sahada görüşürüz, et yığını.
Je te verrai au stade, Meat.
Bu peynir benim değil, Et yığını.
Ce fromage ne me passera pas, Meat.
Hadi bu boku bi daha at, Et Yığını.
Relance cette merde, Meat.
Ve başka birşey daha, Et Yığını, sen bi bok bilmiyorsun.
Et encore une chose Meat, tu n'y connais que dalle.
Tamam, Et Yığını.
Très bien, Meat.
Neden bana hep Et Yığını diyor ki?
Pourquoi il m'appelle toujours Meat?
Atom Bombası bu adamlardan biri olabilir, ama senin hiç umurunda değil, Et Yığını.
Nuke pourrait être un de ces gars, mais tu t'en branles, Meat.
Bana sürekli Et Yığını demenden bıktım, usandım artık.
J'en ai ras le bol que tu m'appelles Meat, putain.
Neyse düşünme, Et Yığını.
Ne pense pas, Meat.
Hadi, Et Yığını.
Allez, Meat.
Gönder şunu, Et Yığını.
Balance, Meat.
- Hey, Et Yığını.
- Eh, Meat.
Et Yığını.
Meat.
Ben olmayacağım. Yarın ki "Oozing Meat" konserine bilet almalıyım.
Il me faut de l'argent pour un billet pour le concert d'Oozing Meat.
Oozing Meat konserine gideceğim. Bir uzun limuzin istiyorum.
Oui, je vais au concert d'Oozing Meat et je voudrais une limousine super-longue.
Fakat... herkes beni Dead Meat diye çağırır.
Mais... tout le monde m'appelle Viande Froide.
Uçuşum iptal edildi. Gidiyorum, Dead Meat.
Je n'ai plus mon titre de pilote.
Dead Meat!
Viande Froide.
Oh, Dead Meat. Hiçbir zaman bundan daha mutlu olamazdık.
Oh, Viande Froide, notre bonheur ne pourrait être plus accompli.
Dead Meat, vurulduğu onaylandı.
Viande Froide, objectif détruit.
Dead Meat sizden bahsetmişti!
Viande Froide m'a parlé de vous!
Pete "Dead Meat" Thompson öldü.
Pete "Viande Froide" Thompson est mort.
Dead Meat Thompson gibi iyi adamlar günün birinde bir ampul gibi birden sönecekler mi?
Un homme de bien comme Viande Froide peut-il juste griller comme une ampoule?
Meat Pickers Union Hall Batavia, New York.
Syndicat des emballeurs de viande, Batavia, New York.
Meat.
Mythe.
She had a thing for dark meat, if you follow me.
Elle avait un penchant pour la peau noire, voyez-vous.
Meat Loaf bayağı güzel bir çifte sahip.
Demis Roussos en a une très belle paire.
Buluşma mı?
Meat?
Şerifin ofisi.
Bureau de Shériff de Meat.
Bak, Dead Meat.
Écoute, Viande Froide.
- Kulak kanalında kan.
- Le méat saigne.