English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ M ] / Mehdi

Mehdi translate French

58 parallel translation
Kendine Mehdi diyordu, beklenen biri, çöl kabilelerini kendi etrafında toplamıştı, ve kutsal savaş çağrısı yapıyordu.
Il se faisait appeler le Mahdi, l'Attendu. Il avait réuni autour de lui les tribus du désert et appelait à la guerre sainte.
Mehdi onu üzerine çekti, ve yine... ve yine.
Le Mahdi le fit avancer encore et encore.
Hayır ve bereket Elçi Muhammed'in üzerine olsun, Beklenin kişi Mehdi olduğum için benimle konuşarak bana emretti.
Le seigneur Mohammed m'ordonne de parler car je suis le Mahdi, l'Attendu.
Gerçek Mehdi.
Le vrai Mahdi.
Mehdi ve adamları kutsal bir savaş veriyorlar.
Le Mahdi est en guerre sainte.
Mehdi Sudan da görülmüş en sıradışı kişi.
Le Mahdi est un homme extraordinaire.
Ve eklemeliyim ki : Mısır'ın varlığı ne olacak Eğer Mehdi Hartum'u ve Hartum cephaneliğini ele geçirirse?
Et que deviendra l'Égypte si le Mahdi prend Khartoum et son arsenal?
Mehdi'ye karşı bir İngiliz'in bile yaşamını harcayamam.
Je ne sacrifierais aucun Anglais pour combattre le Mahdi.
Genel vali olarak Sudan'a giderse köle ticaretini kaldırır onun cüretkarlığıyla ve birkaç sadık teğmenle hiçbirşey olmaz, Efendim, O Mehdi ile baş edemez, Bir kutsal savaşlada, ve 10,000 Remington tüfeğiylede.
Quand, en tant que gouverneur, il a mis fin à la traite, grâce à sa seule audace et à quelques lieutenants, il ne s'est pas heurté au Mahdi, à une guerre sainte, ou à 10 000 fusils Remington.
Mehdi beni Nil'den aşağı yolladığında, hükümet acı içinde bakacak ve majestelerine, din adamlarına ve kölelik karşıtı halka
Quand le Mahdi m'aura envoyé au fond du Nil, vous prendrez un air peiné, et vous direz à Sa Majesté, au clergé et aux anti-esclavagistes :
Nasıl? Bugün Mehdi'ye bağlı olan beylerin çoğu eskiden Zübeyir'e bağlıydı.
Les chefs qui soutiennent le Mahdi soutenaient Zobeir.
Raporunda Mehdi'nin adamlarının yamalı cübbe giydiğini söylemiştin.
Vos rapports indiquent que les mahdistes portent des djellabas cousues de pièces.
Muhammed el-Hayır, cani, Mehdi'ye dönüştü, kıyı boyuncaki tüm kabileleri kendine bağladı.
Mohammed el-Kheir s'est rallié au Mahdi, ainsi que toutes les tribus sur cette rive.
Silahlarını Mehdi'den mi aldılar?
Ils ont été armés par le Mahdi?
Eğer hükümet Hartum'dan kuzeye 650 km boyunca nehrin iki yanında ki Mehdi'ye bağlı kabilelerin şimdiye kadar silahlandırıldıklarını bilseydi...
Si le gouvernement avait su qu'il y aurait des madhistes armés à 650 km au nord de Khartoum...
Mehdi'nin şu an ki kampını benim için bulmayacak mısın?
Peux-tu te renseigner et me dire où se trouve le camp du Mahdi?
Mehdi adlı Muhammed Ahmed'e haber yolla, ve ona söyle, Sudan genel valisi Gordon Paşa kampına geliyor.
Envoyez un messager à Muhammad Ahmad, le Mahdi. Dites-lui que Gordon Pacha, le gouverneur général du Soudan, est ici.
Çin İmparatoru ne zaman bir kafir olmayı bırakıp, ve beklenen birini, beni, gerçek Mehdi olarak kabul ettiğinde, o zaman böyle bir hediyeyi kabul etmekten mutluluk duyacağım.
Quand l'empereur de Chine cessera d'être incroyant et acceptera que je suis l'Attendu, le vrai Mahdi, alors je serai heureux d'accepter un tel cadeau.
Ama Mehdi'yim, beklenen biri.
Mais je suis le Mahdi, l'Attendu.
Mehdi ile beraberdin.
Vous êtes allé voir le Mahdi.
Mehdi'nin hiç farkı yok.
Le Mahdi fait pareil.
Şayet Mehdi nehri geçip buradan saldırırsa, hendek saldırıları önleyecektir.
Si le Mahdi traverse le fleuve et attaque d'ici, le fossé arrêtera sa charge.
Mehdi'nin bunu bekleyeceğini sanmıyorum.
Je doute que le Mahdi attende jusque-là.
Bir casus Mehdi'nin şafakta saldıracağının haberini getirdi.
Un de nos espions dit que le Mahdi l'attaquera à l'aube.
Nil Mehdi'nin saldırısı için çok yüksek.
Le Nil est trop haut pour que le Mahdi attaque.
Mehdi Hicks'den ele geçirdiği silahları getittirdi.
Le Mahdi a fait apporter les canons qu'il a pris à Hicks.
Eğer Wolseley geç kalıp, Mehdi saldırırsa... Oh, daha kötü ölümler var.
Si Wolseley arrive trop tard et si le Mahdi attaque...
Bu kıyılardan sonrası Mehdi'ye bağlı kabilelerin kontrolünde, yani ayaklarınızı uzatarak keyfini çıkartın.
On va se ravitailler. Au-delà, la rive est occupée par les tribus mahdistes.
Gordon Paşa, kendimiz ve halkımız adına sizin korumanızı kabul ettiğimizde, Mehdi ruhlarımızı lanetledi. Korkmuyoruz.
Quand nous avons accepté votre protection, pour nous et notre peuple, le Mahdi a condamné nos âmes à la damnation.
Mehdi'nin tarafına geçmeyi mi öneriyorsunuz? Hiçbir şey önermiyoruz.
Vous suggérez de vous rallier au Mahdi?
Şehrin sakinlerinden ayrılmak isteyenler, Mehdi olarak tanınan Muhammed Ahmed'in, koruması altına girmekte serbest olacaklardır.
Tous les habitants de la ville désireux de partir et de demander la protection de Muhammad Ahmad, le Mahdi, seront libres de le faire.
Diyelim ki Mehdi bana sahte haber yolladı, niye askerlerin geldiğini söylesin?
Si le Mahdi m'envoyait un faux message, pourquoi dire que les soldats arrivent?
Mehdi sizden çadırına gelmenizi istedi.
Le Mahdi vous invite à venir en paix à sa tente.
Şeyh Ali İbrahim arkadaşım ve büyük emir, Muhammed el-Hayır, beklenen gerçek Mehdi olarak beni tanıdığını kabul etti.
Le Cheik Ali Ibrahim a été convaincu par mon ami et grand émir Mohammed el-Kheir, de me considérer comme l'Attendu, le vrai Mahdi.
Gordon'un ölümünü takip eden aylarda Mehdi de öldü.
Quelques mois après la mort de Gordon, le Mahdi est mort.
- Kuzenim Mehdi.
Mon cousin Mehdi.
Kameraman Ali Rıza ENSARİYÂN Yazılar Mehdi SEMÂKÂR
photo Alireza ANSARIAN générique Mehdi SAMAKAR
Mehdi'yi getirmiş olabilir mi?
Est-elle celle qui nous apportera le Mahdi?
Mehdi, Mehdi.
Mahdi.
Mehdi.
le Mahdi.
"Mehdi" gibi bir şey.
"Mahdi", ou quelque chose comme ça.
Mehdi gelene dek.
Jusqu'à l'arrivèe de Mahdi.
Mehdi.
Celle du Mahdi.
Mehdi.
Mahdi.
Mehdi.
Le Mahdi.
Mehdi!
Mahdi!
Mehdi'nin geldiğini söylüyorlar.
Ils disent que le Mahdi est là.
İnsanların Mehdi'den söz ettiklerini işittim.
On parle du Mahdi.
Mehdi, gel şu delikanlılara yardımcı ol.
Mehdi, occupe-toi du monsieur.
Bu gün Mehdi'nin doğum günü, Hocam.
C'est l'anniversaire de notre sauveur, hadji!
Mehdi ve ben, nehrin karşı kıyılarından birbirimize baktık.
Le Mahdi et moi nous faisons face de chaque côté du fleuve.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]