English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ M ] / Menelaus

Menelaus translate French

81 parallel translation
Kral Menelaus'a bildirin, Cora benimle mükemmel bir sekilde ilgileniyor.
Dis au roi Ménélas que Cora prend soin de moi.
Kral Menelaus'a bir baris antlasmasi teklif etmeye geldim.
Je suis venu offrir la paix à Ménélas.
Kral Menelaus burada buna izin vermez.
- Ménélas ne le permettrait pas.
Menelaus yardim etmezse, kraliçeye soracagim.
Je prierai peut-être la reine de m'aider.
Sparta krali Menelaus'u dinleyin.
Ecoutons notre hôte, le roi Ménélas.
Saygini sun, Menelaus.
Complimente-le, Ménélas.
Bu sersemi sustur, Menelaus.
Fais taire cet imbécile!
- Siz Kral Menelaus musunuz? - Evet.
Es-tu le roi Ménélas?
Yaniliyorsunuz, Menelaus.
Ménélas se trompait.
Menelaus!
Ménélas!
Helen, Sparta Kraliçesi, Menelaus'un karisi Paris'i takdim ederim, Truva Kraliyet Prensi.
Hélène, reine de Sparte, femme de Ménélas... je te présente Pâris, prince de Troie.
Atisini Menelaus bile duymustur.
Ménélas a dû l'entendre.
Kral Menelaus kendisi mi size talimat vermeli?
Faut-il que le roi te le confirme?
Lyi dostum Menelaus.
Ce bon ami Ménélas!
Sparta, Menelaus degil, sen olacaksin.
Toi, et non Ménélas, représentes Sparte.
Helen, Menelaus'a ait oldugun sürece bir kölesin.
Tu es l'esclave de Ménélas ici.
- Simdi degil, Menelaus. Daha sonra.
- Plus tard, Ménélas.
Menelaus, onu geri isteyecegiz, ve tüm Truva ganimetini.
Nous la ramènerons, et l'or de Troie avec elle.
- Kral Menelaus'un karisi mi?
La femme du roi Ménélas?
Paris onu Sparta'ya geri gönder ve Menelaus'la arani düzelt.
Pâris... renvoie-la à Sparte et fais la paix avec Ménélas.
- Eger Menelaus'a dönersem...
- En retournant auprès de Ménélas...
Ben durdurabilirim Yunanistan'a, Menelaus'a dönersem.
Je n'ai apporté que du désespoir et des larmes.
Sizi temin ederim ki, lordum, olmayacak. Kral Menelaus'a dönmek kendi arzusudur. - Kendi arzusuymus.
Quand Hélène sera là, nous poserons... nos conditions.
Selam sana, Menelaus'un karısı Helen'i çalmanın bedelini kendi kanında boğularak ödeyen Gözüpek Akillius.
Le brave Achille, tué en duel par son sang, Pour gagner l'épouse de Menaleas.
Menelaus ve ordusu çok yorgun. Truva için zafer yakında.
- Troie sera bientôt victorieuse.
Kral Menelaus.
Roi Ménélas...
- Senden beni Menelaus'a götürmeni istiyorum.
Conduis-moi chez Ménélas. Pourquoi?
- Benden onu Menelaus'a geri götürmemi istiyor.
- Que je la ramène chez Ménélas.
- Menelaus'a gidiyorum, senin yardımın olsun veya olmasın. - Bu cevap değil.
- Ce n'est pas la solution.
Deiphobus'u, Kral Menelaus'la entrika çevirirken gördüğüm Yunan kampına kadar takip ettim.
J'ai suivi Déiphobe et je l'ai vu comploter avec Ménélas.
O haklı. Kral Menelaus'la buluştum. Ama asla bu savaşı kazanamayacağına dair onu ikna etmek için oradaydım.
Oui, j'étais là, mais pour le convaincre qu'il ne gagnerait jamais.
- En sonunda Kral Menelaus vazgeçmeye karar verdi.
Le roi Ménélas a enfin décidé d'abdiquer.
Anlayamadığım şey senin gibi berbat bir fırsatçı pisliğin Helen'ı Menelaus'a geri götürerek ne istiyor olabilir?
Mais ce qui m'échappe, c'est pourquoi un sordide opportuniste comme toi voudrait rendre Hélène à Ménélas.
- Sonunda- Menelaus'ı ve ordusunu yendik.
On a enfin vaincu Ménélas.
Ben teslim olduğum zaman Menelaus bu deliliğe son verecektir.
Ce sera fini une fois que je me rendrai.
- Menelaus onu almış.
- Ménélas l'a enlevée.
Menelaus'un emrettiği gibi, atı çıkartın!
Evacuez le cheval, comme Ménélas l'a ordonné.
Menelaus Truva'dan boş elle geldiği zaman, gördüğü ilk şeyin Deiphobus olmasını istiyorum.
Quand Ménélas s'en ira de Troie bredouille, je veux qu'il soit la première chose qu'il voie.
Bu Vali "Pappy" O'Daniel.
C'est le gouverneur Menelaus "Passe les Biscuits" Pappy O'Daniel.
Yüce Kral Atreus, Prens Agamemnon, Prens Menelaus.
Grand roi Atrée, Prince Agamemnon, Prince Ménélas.
Menelaus.
Ménélas.
Çünkü Mycenae'lı Yüce kral Agamemnon'un küçük kardeşi yeni kral Menelaus'a bir mesaJ götürmeni istiyor.
Parce qu'il voeux que tu apportes un message au nouveau roi Ménélas, le jeune frère du grand roi Agamemnon de Mycènes.
Agamemnon Tyndareus'un cenazesi ve Menelaus'un hükümdarlığı için Sparta'da. ... ve oraya vardığımda kardeşlerin arasını kızıştırmak için gönderilmişim gibi görünecek. ... sonra kafama vurarak beni öldürecekler.
Agamemnon est à Sparte pour les funérailles de Tyndare et le couronnement de Ménélas, et quand je serais là-bas il apparaîtra que j'ai été envoyé pour enfoncer un coin... entre les frères, qui me tueront alors et placeront ma tête sur une pique.
Menelaus emretti.
Ménélas l'a ordonné.
On bin adam hayatlarını Menelaus'un bana sahip olma hakkını savunmak için ortaya koydular.
10.000 hommes ont fait serment sur leur vie... de défendre le droit de Ménélas de m'avoir.
Agamemnon ve Menelaus'un Troya'dan konuştuğunu duydum.
J'ai entendu Agamemnon et Ménélas parler de Troie.
Agamemnon bilmesi gerekenleri öğrendiği zaman,... biz Mycenae'ye döneceğiz ve Menelaus onu öldürecek.
Quand Agamemnon saura tout ce qu'il souhaite apprendre, nous retournerons à Mycènes et Ménélas le tuera.
Menelaus utanıyor ama bana zarar vermekten korkuyor.
Ménélas a honte, mais il a peur de me faire mal.
Efendine Menelaus'dan sunu söyle ki, taleplerimiz...
Il ne se battra pas si tu es le chef... et si ton frère donne des ordres.
Menelaus'un Helen'i, sadık Penelope, Cornelia.
Hélène et Ménélas, la belle Pénélope, Cornélie!
Menelaus Helen'ı arıyor.
Ménélas voudra trouver Hélène.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]