Money translate French
440 parallel translation
- Paran var mı?
Have you money?
Kışın, yaz için biriktirdiğin parayı harcarsan planlama işe yaramaz.
Ton logiciel "Money" ne sert à rien si tu dépenses de l'argent d'été en hiver.
Çünkü paraya ihtiyacın var.
- Because you need the money.
İyi bir fikir ama sonra da Mezeray'ye verdiğimiz onca parayı kaybederiz.
Great idea. And then we lose all the money. c'est une bonne idée
Eğer "MONEY" yazmaya çalışıyorsan, içinde "E" var.
Il y a un E dans "money". Si c'était ton mot.
M-O-N-Y, Money.
M-O-N-Y. "Money".
# I'm gonna win top money
Je vais gagner le premier prix
Ve karşınızda O'Jays'"Paranın aşkına!"
C'était les O'Jays, "For the Love of Money".
we could have a luau. Olmaz, yarın işe gidip muazzam gelirini kazanmalı. and earn that big money.
Non, il doit travailler demain pour ramener plein d'argent.
Money dergisi, Flint'i ülkede yaşanacak en kötü yer seçti.
Money a nommé Flint pire ville du pays.
Money dergisini yakacaklardı.
On allait brûler le magazine.
Money dergisini yakmaya geldim çünkü üvey olsam da Flint'in çocuğuyum.
Je viens brûler Money. Flint est ma ville d'adoption.
Üstüne Take the Money and Run ve Bananas'ı da ekle.
Plus "Prends l'oseille et tire-toi" et "Bananas".
# Paralı yaşlı adamlar gülerdi yüzünüze #
# And the old man with the money would flash you a smile #
# Eğer yoksa da paran #
# If you didn t have the money #
# Tek amacım para kazanıp bu malum yerden gitmek # #
# For some money to take me from the old main drag # #
Money, sen şimdi bunun çok kuvvetli olduğunu mu söylüyorsun?
Hé, Money, tu crois que ta pure... ça va casser la baraque?
Onun dostu, Gerald "GeeMoney" Wells?
Son bras droit, Gee Money?
- "Nakit Para Kardeşler."
- Les Cash-Money-Brothers.
Nakit Para Kardeşler artık bağımsız çalışıyor.
Les Cash-Money-Brothers sont indépendants.
Gee Money, sakindi.
Gee Money, il est cool.
Gee Money, gel yanıma, gel yanıma, gel, gel.
Gee Money! Viens!
Gee Money'e seni methettiğimi, biliyorsun.
J'ai dit à Gee Money que tu bosses bien.
Haklı mıyım, Gee?
Pas vrai, Gee Money?
Bence Gee Money muhakkak bir şey biliyor.
A mon avis, Gee Money sait quelque chose.
Gee Money bir şey biliyor.
Oui, il sait, lui.
Gee Money'nin birleştirdiklerini hiç kimse ayırmasın.
Ceux que Gee Money unit... rien ne les sépare.
İkinci tercih : Bize Gee Money ve büyük ödül için de Nino'yu bulursun.
Porte numéro 2, tu coinces Gee Money, tu as Nino Brown en bonus.
Gee'yi görmeye geldim.
Je viens voir Gee Money.
Nasılsın, Gee Money, adamım?
Ca va, Gee Money, mon frère?
Bay Money lütfen Bay Washington'u girişe kadar götürün.
M. Money? Escortez M. Washington hors du terrain. Et du pâté de maisons.
Gee Money bilmeliydi.
Gee Money aurait dû le voir venir.
Gee Money, benden avanta istedi.
Gee Money m'a demandé une ristourne.
Ayrıca, Nino'nun Gee'ye güvenmemesi gerekiyor.
Et je me suis démerdé : Nino se méfie de Gee Money.
Don't forget to bring your money.
N'oubliez pas d'apporter votre argent.
Theodore R. Thoren ve Richard F. Warner adındaki yazarlar konuyla ilgili klasikleşen kitapları "Para Gerçeği" nde ( The Truth In Money Book ) para arzını daraltmanın sonuçlarını anlatırlar : " Lincoln'un planladığı gibi yeşil dolarların sürümüne devam edilseydi iç savaşın ardından yaşanan zor günler yaşanmayabilirdi.
Il passa le'Contraction Act', autorisant le "Secretary of the Treasury" de commencer a retirer les Greenbacks en circulation et resserer l'offre monétaire. ( moins d'argent en circulation ) Les autheurs Theodore R. Thoren et Richard F. Warner ont expliquer les résultats du resserement de la masse monétaire dans leur bouquin à ce sujet
Federal Rezerv Yasası geçti. "
Au lieu de cela, il y a eu une série de "panic de l'argent", ce qu'on appele aujourd'hui'récession Instead, there were a series of'money panics'- what we call'recessions'qui ont mis la pression sur le Congrès pour décreter un loi
Money Magazine'den Karen'e... bu harika ödül için teşekkür etmek istiyorum.
Je voudrais remercier Karen de "Money Magazine" pour ce merveilleux prix.
Kutlamaları başlatmak için... Money Magazine'den Karen Narlington'u sahneye davet etmek istiyorum.
Pour démarrer les festivités, voici Karen Narlington, de "Money Magazine".
Sayın Başkan, size Money Magazine ödülünü sunmak benim için büyük bir zevk.
Mme le maire, j'ai le grand plaisir de vous remettre le prix de "Money Magazine"...
" Sayın Ev Sahibi, kredi kayıtlarınızın iyi olması nedeniyle Money Bank kredi kartı almaya hak kazandınız.
"Cher monsieur, grâce à votre excellence solvabilité, vous avez droit à une carte de crédit de la banque du blé."
Money Bank Kredi Kartı bölümünden arıyorum.
Ici le service de crédit de la banque du blé.
No money down.
Pas d'acompte.
- H er kimse Pat Benathar, Eddie Money ve Foot Lutz'u dinlermiş.
En tout cas, ils aiment Pat Benatar, Eddie Money et la musique de "Footloose".
Kişisel belgeleri incelendiğinde, bu ilginç adama ait sansasyonel bir vasiyet bulundu ki vasiyet, onun kollarında öldüğü kişiyi, muazzam servetinin biricik varisi yapıyordu.
Money. On vient de découvrir dans ses papiers un testament faisant légataire de ses biens celui dans les bras duquel il mourrait.
Para benim param!
- He doesn't think that Lang will accept. - This is my money.
Para ve karısı hakkında...
- About the money and his wife.
Ne para var artık, ne de güzel giysiler.
No more money, no more fancy dress, this other kingdom seems the best.
Ooh, evet, G Money - güzel değilmiydi?
ce week-end.
Başkan Madison'ın "para değiştiriciler" dediği, özel mülkiyetli merkez bankalarından kar eden kişiler ABD'nin parasını kimin basacağının savaşını veregelmişlerdir.
comme les appelait Madison : "The Money Changers", ils ont mené une bataille pour contrôler l'émission de la monnaie en Amérique.
Bunun yerine durgunluk ( resesyon ) dediğimiz para panikleri yaşandı.
"The Truth in Money Book" :