Monsieur translate French
90,596 parallel translation
Hayır, efendim. Ben...
Non, monsieur, c'est...
Evet, efendim.
Oui, monsieur.
Peki, efendim.
Bien, monsieur.
Bu Bay...
C'est monsieur...
Evet efendim, benim davam.
- Oui, c'est mon affaire, monsieur.
- Evet efendim.
- Oui, monsieur.
Evet efendim.
- Oui, monsieur.
Efendim, kardeşinizle aranızda para konusunda anlaşmazlık var mıydı? Ya da para olmasa bile onun geri istediği bir şey?
Monsieur, aviez-vous un désaccord portant sur l'argent avec votre frère, ou sur quelque chose qu'il aurait voulu récupérer?
Gloria Burgle, Eden Valley Polis Merkezi şefi.
- Oui, monsieur. Gloria Burgle, commissaire à Eden Valley.
Gidebilirsin.
- Monsieur...
Burada olmamanız gerek.
Monsieur? Vous ne devriez pas être ici.
Efendim, üç dakika sonra ciddi bir...
Monsieur, encore quelques minutes et on va avoir un vrai...
Efendim.
- Monsieur.
Efendim...
- Monsieur.
Hayır, efendim, bu bir suç değil.
Ce n'est pas un crime, monsieur.
Efendim?
- Monsieur?
Ve yan ofisteki diğer beyefendi, o Bay...
Et le monsieur dans le bureau à côté, c'est monsieur...
Her şey yolunda mı, memur bey?
Tout va bien, monsieur l'agent?
- O...
- Monsieur.
- Beyefendi, arabadan inin. - Hayır.
- Monsieur, sortez du véhicule.
- Peki ne satıyorsunuz, Bay..? - Rand. Daniel.
- Que vendez-vous, monsieur...
Bu... bu doğru Memur Bey.
Oui, monsieur l'agent.
Aldım efendim.
- Oui, monsieur.
İyi akşamlar dilerim efendim.
Bonne soirée, monsieur.
Sistemdeki en güçlü millet biziz efendim.
Monsieur, nous sommes la nation la plus puissante du système. On doit agir en conséquence.
Size yemin ediyorum ki efendim kendisi şu an eskisi gibi bilge bir adam.
Je vous le promets, monsieur, il est aussi précautionneux qu'il l'était à cette époque.
Efendim ilk etapta Phoebe'ye gemi göndererek bunu hızlandırdık.
Monsieur, on l'a provoqué en envoyant un vaisseau vers Phoebe en premier lieu...
Efendim izin verir misiniz?
Monsieur, puis-je.
Bu bir talepmiş gibi davranmaya gerek yok efendim.
Pas besoin de prétendre que c'est une requête, monsieur.
Burada, açık duruşmada söyleyemem efendim.
Je ne peux pas le dire ici, au cours d'une audience publique, monsieur.
Mr. Greenburg?
Monsieur Greenburg?
İletişimde olacağız Bay Nafisi.
Nous serons en contact, monsieur Nafisi.
Teşekkürler efendim.
Merci Monsieur.
Efendim, bu taraftan.
Monsieur. Par ici.
Bileti aldı efendim.
Eh bien, il a le billet, monsieur.
- Bana güvenin.
- Wow, Monsieur, faites-moi confiace. - Hey!
Beyefendi.
Monsieur?
Bunu bu açık duruşmada söyleyemem efendim.
Je ne peux pas le dire ici, à découvert, Monsieur.
Konuşabilir miyiz efendim?
Monsieur, je peux vous parler?
Anlaşıldı efendim. P2, Massey.
Bien reçu, monsieur.
Efendim, bunu görmek isteyeceğinizi düşündüm.
Monsieur, regardez.
- Anlaşılmadı, müdahale mi edelim?
- Engagement Monsieur?
Araçtan inin efendim.
- Monsieur, descendez du véhicule.
Bunu bu açık duruşmada söyleyemem efendim.
Je ne peux pas le dire ici à découvert, Monsieur.
Evet efendim.
Bien, monsieur.
Efendim?
Monsieur?
İSTİFA DİLEKÇESİ
Madame, Monsieur,
- Bayım?
- Monsieur?
- Beyefendi.
Monsieur...
- Efendim.
Monsieur.
- Peki efendim.
Oui, monsieur.