Movies translate French
40 parallel translation
Sinemada da, gerçek hayatta olduğu gibi yerleşik olan bir şey.
- Il a trouvé quelque chose qu'il cherchait depuis longtemps. - Something that s just as indispensable to the movies as it is to real life.
Kulağına usulca fısıldadım,'Başka bir filme gidelim'diye
l whisper in her little ear Let's go to the movies
Kaset mi?
Home movies?
Richard Schickel'ın "The Men Who Made The Movies" serisi. Ve pek çok İngiliz ve Fransız yönetmenin portresi.
Tant de cinéastes m'ont inspiré, depuis des années...
" Polis, bir Snuff video ağının varlığından şüpheleniyor.
La police croit qu'il s'agit d'un réseau de snuff-movies.
Polis geçen hafta, ayın üçünde bir snuff filmi çekmek üzereyken kaza sonucu ölen sinema profesörü Jorge Castro'yu suçlayıcı nitelikte belgeler ve çok sayıda snuff filmi buldu.
La police a retrouvé un grand nombre de snuff-movies et de documents qui prouvent l'implication de J. Castro, professeur à la Faculté d'Image, et qui, selon la police, est mort par accident au moment où il enregistrait un snuff-movie.
Bu olay, ülkemizdeki snuff filmi gerçeğinin ortaya çıkmasına neden oldu.
C'est le 1er cas dans notre pays, du triste phénomène des snuff-movies.
Korku, müzikal, kovboy, karate, kült, zenci filmleri plaj filmleri, kadınlar hapishanesi filmleri,... yukarıdaki kısımda aradığınız yönetmenler varsa bulabilirsiniz.
Horreur, Musicaux, Westerns, Kung Fu, LSD, Blaxploitation, - - Beach movies, Femmes en prison, - Et en haut dans la grande pièce on a mis tous les réalisateurs.
Ayrıca bu haberler cinayet sahnelerine rağmen ilgi çekemiyorlar...
On devait parler de snuff-movies, non?
Kimse daha önce snuff film diye birşey duymadı mı?
Vous avez jamais entendu parlé des snuff movies?
Bu snuff sitesi değil.
Ce n'est pas un site de snuff movies.
"Hepimiz Sinemaya Gidelim" şarkısını mı mırıldanıyorsun?
Est-ce que tu fredonnes la chanson "Let's all go to the movies"?
İki yıl önce haberlerde gördüm, cinayet videosunda. Hemen tutuklandı.
Il y a 2 ans, j'ai vu un reportage sur les snuff movies, on venait de l'arrêter.
Bazı kadınlar, Snuff denen gerçek cinayet filmlerinde kullanılıyor. Birileri kadınları öldürüyor, organlarını alıyor. Her yerden seri katiller geliyor.
Entre les snuff movies, les trafics d'organes, les tueurs en série...
Merhum sevgilisi Max'le kaçacakmış. Charlie sağ olsun. İki milyon dolarları varmış.
Elle devait fuir avec son amant, Max, que Charlie a occis, et les 2 millions que son mari avait gagnés en filmant des snuff movies.
Bak, biliyorum bu bir Tay yemeği yemek ve gençlik filmleri seyretmekle çözülecek konu değil, ama eğer konuşmak istersen...
Écoute, je sais que ça prendra plus que de la nourriture Thaï et des teen-movies pour régler ça, mais si tu veux parler...
Ne yaptın, uyuşturuculu filmlere mi geçtin?
Qu'est-ce que tu as fait, Tu fais des'snuff'movies?
Ünlülerin oynadığı sahici şiddet filmlerinden.
Des snuff movies de célébrités. En temps réel.
Filmlerde oralara "delik" derler.
In the movies, they call it the hole ( zone d'isolement ).
What do all the best john hughes movies have in common?
Qu'est-ce que tous les meilleurs films de John Hughes ont en commun?
Gençlik filmleri yapardı.
Elle a fait un tas de teen movies.
¶ is violence in movies and sex on tv ¶
- Épisode 11 Dial Meg for Murder { \ fade ( 800,500 ) } = [Giggity Team] = Benji1000
Ben FBI'dayken, her yıl onlarca sahte cinayet kaseti ve Internet'teki video şakalarından görürdük.
Quand j'étais au FBI, on a vu des centaines de faux "snuff movies" Et des canulars sur Internet chaque année.
♪ Is violence in movies and sex on TV ♪
= [Giggity Team] = benji1000, gaelou, Guéj1,
Turner Classic Movies'de sırada Bridget Jones'un Günlüğü var.
À suivre sur Turner Classic Movies, Le journal de Bridget Jones.
♪ Filmlerin kraliçesi için trafik duruyor ♪
♪ The traffic stops for queen of the movies ♪
Karakterini en az yansıtan kişi Lily.
♪ I wanna be in movies ♪ La personne qui était probablement le moins en train de jouer un personnage était Lily
* Olacağım bir yıldız * * Oynayacağım filmlerde *
♪ I wanna be a star I wanna be in movies ♪
* Oynayacağım filmlerde *
♪ I wanna be in movies ♪
Salak uzay filmlerini izledim.
Je regarde tes stupides space movies.
Ortama uymak için, Burt ve ben izlediğimiz gençlik dizilerindeki gibi giyindik.
Pour passer inaperçus, Burt et moi nous nous sommes déguisés comme les étudiants qu'on voit dans les teen-movies.
# Filmlerdeki şiddet ve televizyondaki cinsellik #
♪ Is violence in movies and sex on TV ♪
Turner Classic Movies'in sunduğu John Wayne'in son Batılısı, Koca Bill Doyle devam ediyor.
De retour sur Turner Classic Movies avec le dernier western de John Wayne, Big Bill Doyle.
Bebek kurban etmeler ve Snuff filmler mi?
Bébés sacrifiés et snuff movies?
Es It's old home movies.
Ce sont de vieux films?
Peter Bogdanovich'in "Directed by John Ford" belgeseli.
The Men Who Made The Movies, et beaucoup de portraits, anglais ou français, de réalisateurs.
Çeviri :
* ^ * Black Diamond ™ Team * ^ * * ^ * For Movies * ^ *