English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ M ] / Muhafızlar

Muhafızlar translate French

2,405 parallel translation
Muhafızlar, gücümüze olan inancınız zayıfladıysa izin verin tazeleyeyim.
Gardiens, je peux ranimer votre foi en notre pouvoir.
Muhafızlar tarafından bizim için yaratılmış.
Elle a été créée pour nous par les Gardiens.
- Muhafızlar mı?
Les Gardiens?
Muhafızlar, iradeyi kontrol altına aldılar çünkü evrendeki en güçlü enerji kaynağı odur. Peki neden her şey yeşil? Yeşil, iradenin rengidir.
- C'est la couleur de la volonté.
Muhafızlar, beni Parallax'a düzenlenecek bir saldırıda en güçlü fenerlerden oluşan bir filoya komuta etmekle görevlendirdi.
Les Gardiens m'ont chargé, avec un escadron d'élite, d'attaquer Parallax.
Dünyanızı yalayıp yuttuğumda, birliği yenip muhafızları yok etmek için gereken bütün güce sahip olacağım.
Quand j'aurai dévoré ton monde, j'aurai toute la force nécessaire pour vaincre le Corps et détruire les Gardiens.
Muhafızları korku duymakla mı itham ediyorsun?
Tu nous accuses de ressentir la peur?
Onu koruyan altın muhafızları olan mermer bir at arabası kullanıyormuş.
Dans son carrosse d'albâtre, protégé par des gardiens en or.
Mermerden bir at arabası ve koruyucu altın muhafızları varmış derler.
Dans son carrosse d'albâtre, avec ses gardiens en or.
Altın muhafızlar.
Les gardiens en or.
Oaks, çabuk muhafızları buraya getir.
Oaks, faites venir le garde.
Muhafızları istirahatta.
Ils relâchent leur garde.
Muhafızları çağırın.
Appelez les gardes.
Gidin Kâhinim, biz muhafızları hallederiz.
Pars, mon oracle! Nous nous occuperons des gardes.
Leydim! Saray muhafızlarına benzeyen tipler görüyorum.
Milady, des non-navigants d'aspect officiel.
Kontrol kapısına vardığında alarmı tetikleyecek muhafızlar yaklaşacak ve bu düğmeye basacağım.
En arrivant au poste de contrôle, il déclenchera l'alarme, les gardes approcheront, j'appuierai sur ce bouton.
Muhafızları alt etmeli, güvenlik kameralarını kapatmalıyız sonra hapishaneden geçip rampaya varabiliriz.
Bon. Il faut neutraliser les gardes, les caméras de surveillance, alors on pourra passer par la prison et atteindre le silo.
İsimlerine aldanma. Onlar Paskalya Tavşanı'nın Kraliyet Muhafızları!
Malgré leur nom charmant, c'est la Garde Royale du Lapin de Pâques.
- Evet. Ailen, Lorien Muhafızları üyesiydi.
- Tes parents étaient dans la Garde.
Kardinal'in muhafızlarının kumandanı.
Le Capitaine de la Garde du Cardinal.
Kardinal'in muhafızlarıyla kapışmışsınız.
Se battre avec les gardes du Cardinal.
Sabah dört, Süvari Muhafızlar ve Atlı Muhafızlarla yola çık.
On part à 4h demain matin avec les régiments des Dragoons et des Royals.
Tam muhafızların geçit töreni yaptığı anda.
- Pourquoi je ne vois rien? - Frankie, tu as des croûtes.
Muhafızlar.
On dirait que tu as chopé une conjonctivite. Quoi?
Şu andan itibaren ortamı bizden daha fazla ısıtabilecek olan yegane elemanlar Ulusal Muhafızlar oluyor.
Et maintenant, les seuls qui sont mieux équipés que nous, c'est l'armée.
Şu muhafızların adamı nasıl da göz hapsinde tuttuğunun farkında mısın?
Euh... t'as vu comme le garde surveille ce mec?
Muhafızları boş ver.
Ne t'inquiète pas des gardes.
Onlar bilgi muhafızları.
Ce sont des gardiens du savoir.
O çiti geçmeyi başarsan hatta o kameraları ve muhafızlar ordusunu geçmeyi başarsan bile Claypool'un ofisi, binanın içinde o da tamamıyla başka bir sorun.
Et même si on passe la clôture, les caméras et l'armée de gardes, le bureau de Claypool dans la maison... Un autre pur cauchemar.
Alarmlar, muhafızlar terör saltanatı beliriverir, bize yetişmeye çalışsan.
L'alarme, les gardes, la terreur. Essaie de suivre.
Muhafızlar erkekleri uzaklaştırmak için cesaretli olmalı çünkü kamyon kolayca devrilebilir.
Il faut beaucoup de courage aux gardes-forestiers pour faire fuir les mâles. Ils pourraient facilement renverser l'un des véhicules.
Eğer muhafızları geçip kasaya ulaşmamızı sağlarsan kılıç senindir.
Menez-nous à la chambre forte et l'Épée est à vous.
Muhafızlar her şeyi gördü.
Les Gardiens ont tout vu.
Ve muhafızlar toplananlara hitap etti :
Et le Gardien dit à l'assemblée :
Muhafızların tarihini yazan, basit bir kâtip.
Un simple scribe. Le chroniqueur des Gardiens.
Muhafızlar, ilk dört feneri silahlandırıp onları eğitmeye çalıştılar.
Les Gardiens avaient armé les quatre premiers. Et ils les envoyèrent s'entraîner.
Yayılmasını önlemek için, Muhafızlar ilk dört feneri yolladı.
Les Gardiens avaient envoyé les quatre recrues pour stopper son avance.
Muhafızlar, bizi koruyacaklarını söyledi.
Les Gardiens ont dit qu'ils nous protégeraient.
Muhafızlar, bu yüzükleri iradenin gücüyle dövdü.
Les Gardiens ont forgé ces anneaux dans la lumière de la volonté.
Yüzük için muhafızların bile ön göremediği bir kullanım şekli.
Une utilisation de l'anneau que les Gardiens eux-même n'avaient pas prévu.
Yaklaşık bir yıl kadar önce, Muhafızlar onu Jayd gezegenine gönderdi.
Il y a environ un an, les Gardiens l'ont envoyée sur la planète Jayd.
Buraya Muhafızların emriyle, bir Yeşil Fener olarak geldim, Ree'yu.
Je suis là en tant que Green Lantern, Ree'yu. J'obéis aux ordres des Gardiens.
- Ama Muhafızlar...
- Mais les Gardiens...
- Muhafızlar bunu biliyor.
- Les Gardiens le savent parfaitement.
Muhafızlar seni yumuşatmış.
Les Gardiens t'ont rendue trop gentille.
Muhafızlar, bundan kıyamet günüymüş gibi söz ediyor.
Les Gardiens en parlent comme si c'était la fin du monde.
Muhafızlar, Mogo haricinde herkesi çağırıyor.
Les Gardiens ont convié tout le monde à l'exception de Mogo.
Demek Muhafızlar haklıydı.
Donc les Gardiens avaient raison.
Evrenin Muhafızları denen işgüzarlara hizmet eden herkesin düşmanıyım.
L'ennemi de tous ceux qui servent ceux qui se sont autoproclamés les Gardiens de l'univers.
- Muhafızlar!
- Gardes!
Muhafızlar!
Gardes!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]