Mule translate French
952 parallel translation
Allahaısmarladık, katırı beslemeyi unutma.
"Au revoir, et n'oublie pas de nourrir la mule."
Biraz düşün inatçı herif, benim gitmem lazım.
Réfléchis-y, tête de mule.
En sevdiği katırdan çifte yedi ve bir daha da ayağa kalkamadı.
Il ne s'est jamais remis d'un coup de pied de mule.
Öyle inatçı ki! Keçiden beter.
je vous jure que c'est terrible de voir quelqu'un aussi entêter... une vraie mule, monsieur le commissaire, toutes les qualités humaines, une vraie mule!
Ah seni dört bacaklı katır.
Espèce de vieille mule.
Ama benim Bill tek başına oynuyor, Koca Katır.
Mais mon Bill se la joue solo, la grosse mule.
- [Man] Katır eti koktuğundan beri 3 gün oldu.
- Trois jours que la mule est pourrie. - ça fait six, je te dis!
Tamam, sizi pis katır kasapları.
D'accord, sale écorcheuse de mule.
Sen katır kafalı bir adamsın Bill Hickok!
T'es une tête de mule, Bill Hickok!
Oh, keçi gibi inatçısın.
Tu es têtue comme une mule!
Jack Tyndall! Sen hayatımda gördüğüm en inatçı, en geçimsiz, eşşek kafalı...
Jack Tyndall, tu es la tête de mule la plus obstinée...
- Katır da mı?
- Et une mule?
- 40 dönüm ve 1 katır!
- Seize hectares et une mule!
Katıra bin ve Doktor Hall'u bul.
Prends ta mule et va chercher le docteur Hall.
Pinkie adında bir siyahi ve Stinkie adında bir katır eşliğinde.
Elle était guidée par un bronzé nommé Pinkie et une mule appelée Stinkie.
Abe, onlara katırla ilgili olan hikayeyi de anlat!
Et celle de la mule, Abe!
- İlacı bol olsun. O keçi gibi inatçı.
- Force sur la dose, c'est une tête de mule.
Öyle. Yaşlı Flora gibi bir katıra sahip olmayı çok isterdim.
Il me faudrait une mule comme ma Flora.
Şey, babanın bu çiftliği, bir katırı ve beş yok, yok altı doları vardı.
Il avait cette ferme, une mule et cinq, non, six dollars.
Katırım zayıftır başına da böyle birşey geldi işte ve benim kesinlikle bir katıra ihtiyacım var.
Ma mule a souffert, l'autre nuit. Faut que je la remplace.
Garip herif.
Têtu comme une mule.
İyi bir katır ve pamuk tohumu alayım biraz da gübre alırsam...
Je vais m'acheter une bonne mule, des graines de coton, du guano et je vais...
Bay Tim gelip sana katır, pamuk tohumu ve gübre verse güneş gündüz gece parıldasa bile bu sene ürün alamazsın.
Même si M. Tim venait, te donnait une mule, du coton, du guano et que le soleil brillait jour et nuit, tu n'aurais pas de récolte.
- Nasıl yani?
- Comment ca? - Eh bien, il me faut une mule, des graines, du guano... Ç
- 40 dolarlık katır gibi.
- Comme une mule à 40 $.
İyi bir ödünç katır nerede bulurum biliyorum.
Je vais... Je sais où emprunter une mule.
Sana tarladaki küçük katırın hikâyesini anlatmış mıydım?
Vous ai-je raconté l'histoire de la mule sur la plantation?
Hayır.
Pas question! Tête de mule!
- Katır'ı.
- La Mule.
- Katır'ı mı?
- La Mule?
veya katır olmak ister misin?
Ou préferes-tu faire la mule 1274 01 : 42 : 40,538 - - 01 : 42 : 44,250 La mule est un animal avec de drôles d'oreilles
Büyüyünce onun gibi olabilirsin
Tu risques de devenir une mule
Katır hareket etmediği zaman mahmuzlamak işe yaramazmış.
Quand une mule ne veut pas avancer, aucun éperon ne la fera bouger.
Bu sefer de camdan atlardı. Katır gibi inatçı.
C'est une vraie tête de mule.
Çalış, yoksa seni boyundurukla döverim.
Tu as fini de paresser? Je vais t'atteler comme une mule!
Chihuahua, bize yaşlı kör katırın şarkısını söyle.
Chihuahua, une chanson! celle de la vieille mule aveugle.
Chestnut King beş para etmez.
Chestnut King est une mule.
İnatçı, yaşlı keçinin onun hala masum olmadığını düşündüğüne eminim.
Cette tête de mule ne doit toujours pas croire en son innocence.
Ben de onu seviyorum ama hala inatçı, yaşlı bir keçi.
- Ça reste quand même une tête de mule.
Seni inatçı çocuk!
Quelle tête de mule!
Tıpkı inatçı bir katır gibiydi.
une vraie tête de mule!
Bob, bebeği o şekilde paketlemeyeceksin herhalde, öyle değil mi?
Bob, tu ne selles pas une mule.
Edecektir o katır herif.
Il appellera, cette mule.
Şu haline bir bak, inatçı aptal!
Content de ce résultat, tête de mule?
Çekil eşeğin önünden.
Laisse ma mule tranquille.
Onu gördüm. Ama o inatçı keçi gelir mi bilmiyorum.
Quant a cette mule de Josh, je ne sais pas s'il viendra.
Bill Hickok! Seni sakat katır yavrusu!
Espèce de vieux fils de mule!
Katır dışarıda.
La mule est prête.
Oradaki zekiler Çeklere kamu duyurularıyla... gözdağı vereceklerini sanıyorlar aptallar.
Nos génies pensent intimider les têtes de mule tchèques avec des annonces publiques. Les idiots!
Kuş beyinli!
Tête de mule.
Seni vurduklarını falan düşünmeye başlamıştık.
Combien t'as pris, tête de mule?