Müzik mi translate French
585 parallel translation
Müzik mi dinleyeceğiz?
On va avoir de la musique?
- Müzik mi?
- Musique?
- Her gece ona müzik mi çalıyor?
- Il lui joue de la musique tous les soirs?
Canlı bir müzik mi istiyorsun?
Un air plus vif?
Bu fırtına da müzik mi dinliyorsun?
Kikuko, tu mets ta musique pour toute la rue.
- İyi müziği seviyorsam elimden ne gelir? - İyi müzik mi? Onu mutlu gönderelim.
Alex, je n'ai pas eu la chance de vous parler toute la soirée.
- Müzik mi duydum?
- Pas pour nous?
"sözler mi yoksa müzik mi, önce yazılır?"
"On écrit d'abord les paroles ou la musique?"
Müzik mi? Demek hepiniz müzik dinleme havasındasınız!
Il vous faut de la musique maintenant?
Bayan Van Daan, kulaklarınıza müzik gibi gelmeli bu. - Müzik mi?
Ce devrait être une douce musique pour vos oreilles.
Senin için hangisi önemli? Müzik mi, aşk mı?
Vous préférez la musique ou l'amour?
Bir Protestan hastanesinde gece yarısından sonra müzik mi çalıyorlar?
Dans un hôpital protestant, de la musique après minuit?
- Müzik mi?
- De la musique?
Pop mu istersin yoksa daha yumuşak bir müzik mi?
Musique légère ou atmosphérique?
Müzik mi?
La musique?
Açık havada müzik güzel oluyor, değil mi?
Cette musique n'est-elle pas adorable en plein air?
- Biraz müzik dinleyelim mi?
- Un peu de musique?
- Babanız müzik işinde değil, öyle mi?
- Votre père n'est pas dans la chanson?
Benim harika bir müzik kulağım var. - Opera metni çok iyi ama, değil mi?
L'histoire est superbe!
Müzikal komedi kızlarından birisi değil mi? Hayır anne. Bu tamamen farklı bir müzik.
Pas une danseuse de cancan ou autres danses vulgaires.
Müzik sesi mi geliyor?
C'est de la musique?
Biraz daha müzik gerekirse diye mi?
Encore plus de musique?
- Yük gemisinde müzik de mi var?
- De la musique? Sur un cargo?
Bu duyduğum müzik mi?
C'est de la musique?
O ne yapıyor, müzik işinde mi?
Un chanteur?
Araba kullanırken müzik çalması iyi oluyor değil mi?
Ça distrait, la musique.
On sent atınca müzik gibi yemek mi veriyor?
Où il y a à manger et on met une pièce et ça sort tout seul?
Müzik için biraz geç değil mi?
Il est bien tard pour jouer.
Ne güzel müzik, değil mi?
- J'aime cette musique. - Je l'y amène.
- Gerçekten mi? - Biraz müzik koymam lazım.
Je n'ai plus que la musique à trouver.
Güzel müzik, değil mi?
Belle musique, hein?
Hem müzik matematiksel bir şeydir, öyle değil mi?
De plus, la musique est basée sur les mathématiques, non?
Bu klasik müzik, değil mi?
C'est sûrement du classique :
Müzik çok güzeldi, değil mi?
Ne croyez-vous pas?
Müzik, hatıraları nasıl da canlandırıyor, değil mi?
La musique renvoie toujours des souvenirs, n'est-ce pas?
Diğer tüm polisler gibi müzik seni de rahatsız eder mi?
La musique vous agace comme les autres flics?
Avukatlar müzik sevmez diye bir şey mi var?
Les avocats n'ont pas le droit d'aimer la musique?
Yine mi müzik?
- De nouveau?
Şu müzik sesini mi diyorsun?
Tu parles de l'orgue à vapeur?
Müzik kutusundaki şarkı değil mi bu?
C'est l'air de la boîte à musique?
- Ayrıca müzik çalıyorlar, öyle mi?
Il y a de la musique?
Bira içerken müzik dinlemek hoşunuza gitmez mi?
N'aimez-vous pas boire en musique?
Eski bir müzik kulübüne mi ne üyeymiş, anlıyor musun?
Il jouait dans un club, tu sais.
Caz müzik seviyorlar, değil mi?
Ils aiment que ça balance, hein?
Buna ne derler... müzik mi?
Qu'est-ce que c'est?
Müzik seni rahatsız etti mi, Sol enişte?
La musique te dérange, oncle Sol?
Müzik mi?
Pourquoi pas?
Müzik eşliğinde mi anlatayım, koca bir orkestrayla?
Tu veux qu'on le mette en musique, avec un orchestre?
Biraz müzik dinleyelim mi, yoksa böyle oturacak mıyız?
On met de la musique ou on reste juste là, assis?
Yani müzik de mi sizde etki uyandırıyor seks ve şiddet eylemleri gibi?
Si bien que vous réagissez à la musique... comme au sexe et à la violence?
Siz de klasik müzik hayranısınız, değil mi?
Vous êtes un grand fan de musique classique, n'est-ce pas?