Mı diyorsun translate French
4,488 parallel translation
Hayır mı diyorsun?
Tu vas refuser?
Yani toptancısından mı diyorsun, ülkeye sokandan yani?
En direct du grossiste? Celui qui l'importait?
Nasıl? Sekse hayır mı diyorsun?
Tu vas dire non au sexe?
Yapılacak hiçbir şeyin olmadığını mı diyorsun?
On ne peut rien faire?
- Parasını saklamalı mı diyorsun?
Vous voulez dire qu'il devrait cacher son argent?
İş olarak mı diyorsun?
Tu veux dire un job?
- Buna aşağıya dalmak mı diyorsun?
- Voici donc ta gargote.
Nick'i mı diyorsun?
Tu veux dire Nick?
Gösteri kendi içine kapanık olacak dış dünyayla bağlantısı olmayacak mı diyorsun?
Les spectacles sont-ils étanches, coupés du monde extérieur?
Sen, James Brown'a "siktir oradan" mı diyorsun? !
Il a dit à James Brown d'aller se faire foutre!
Bana hırsız mı diyorsun, ihtiyar?
Vous me traitez de voleur?
- Tanrı'yı mı diyorsun?
Tu parles de Dieu?
- Yukarda mı diyorsun?
- Là-haut!
Sen buna steril alan mı diyorsun?
Vous appelez ça une salle stérile?
Kaida'mı diyorsun.
Genre Kaida?
Ne, konuşmayı mı diyorsun canım?
Quoi, le discours?
- Buraya mı kuralım diyorsun?
- Tu t'installer ici? - Oui c'est bon.
Yani o masum kızı öldürüp benim hayatımı mahvetmenin sebebi bu ulusu terörizmden korumak mıydı diyorsun?
Vous dites... que vous avez fait tuer cette innocente et que vous avez détruit ma vie pour protéger la nation du terrorisme?
Ne diyorsun yahu sen? Yarım saat önce bilmiyordum. İma ettiğin şey buysa!
Je ne savais rien il y a encore une demi-heure, si c'est ce que vous impliquez.
Ve kimlerle iş yaptım diyorsun şimdi? Aryan Kardeşliği mi?
Et vous avez fait du business avec la Fraternité Aryenne?
- Ne diyorsun anlamadım.
J'ignore de quoi tu parles. D'accord.
Çok mu yaşlıyım diyorsun?
Ouah! Trop vieux? Voyons!
Diyorsun ki Raven'in yeteneklerini keşfettiler, sonra ne yaptılar, silaha mı dönüştürdüler?
Donc, vous dîtes qu'ils ont acquis le pouvoir de Raven... Et l'ont militarisé?
Yapmam gerekeni yapıyorum diyorsun? O zaman ben de öyle yaparım.
"Je dois faire ce qu'il faut." Devinez quoi?
Sen ne diyorsun ya? Aman tanrım.
De quoi est-ce que tu parles?
Peki ya kokusuna ne diyorsun, haksızmıyım? Ne koku ama?
Que penses-tu de l'odeur?
- Doğru diyorsun.
- Tu m'étonnes.
Nereye gidelim diyorsun? Silverton mı?
Tu nous emmènerais à Silverton?
- Bagaja mı koyalım diyorsun?
Tu préfères qu'on les mettent dans le coffre?
Ne diyorsun yani, Joseph sahtekarın teki ben ve Harry de aptal mıyız?
Donc ce que tu dis, c'est que Joseph est un escroc, et que Harry et moi, on est des idiots... des crétins?
# Diyorsun o benim arkadaşım #
Mais t'as dit, seulement amis,
Adım Nancy diyorsun, sesleniyorum dönüp bakmıyorsun.
Tu dis que tu t'appelles Nancy, mais tu ne réponds pas quand on t'appelle.
Vücut sanatlarına ne diyorsun? Var mı sende bir şeyler?
T'aurais pas de l'art corporel sur toi, de l'encre à montrer?
Buna ne diyorsun bakalım?
et tu penses quoi de ça?
Senin adamın kötü yaralanmış, bir takım için ne diyorsun?
Tes hommes sont en pièces. Tu vas trouver une équipe?
Ne diyorsun? Bu bizim kararımız.
C'est notre décision?
Ne diyorsun yani, kilisede olduğu gibi günah mı çıkarayım?
Quoi, une confession? À l'église?
Bana ne diyorsun?
Comment tu m'as appelée?
Adam takımındaki herkesi öldürüyor ve sana silah doğrultuyor sen de tehdit yok mu diyorsun?
L'homme qui vient de tuer toute votre équipe a un pistolet pointe vers vous et vous dites qu'il n'y a pas de menace?
Bana neden Nevada diyorsun?
Pourquoi est-ce que vous m'appelez Nevada?
Yani diyorsun ki, bunu hak ettin, çünkü yardım istemedin.
Vous pensez l'avoir mérité car vous n'avez pas demandé d'aide?
Sen bizi bunun için birleştirdin... şimdi yine tek başıma yaparım diyorsun!
Tu n'es pas le seul à souffrir depuis 8 ans!
Yani, en iyi arkadaşımız Meghan gizli bi orospuymuş mu diyorsun?
Donc, vous insinuez que notre meilleure amie Meghan est une prostituée infiltrée?
Ne diyorsun deli oğlan, benimle boy ölçüşmeye var mısın?
Alors, vas-y, Crayola, tu veux colorier ou quoi?
Bilmiyor musun? senin bütün argüman balonunu patlattım o zaman. küçük bir alıntıyla patlattım bunu ve sen bilmiyorum diyorsun?
Je pique le ballon de vos de votre argumentation avec une simple aiguille, et vous ne savez pas?
Kanı mı diyorsun?
Tu veux dire "le sang"?
o zaman neden bana Ernest diyorsun?
Alors pourquoi tu m'appelles Ernest?
Evet, hem karnım doysun hem de pastam olsun diyorsun.
Tu veux le beurre, l'argent du beurre, et le sourire de la crémière.
Sen ne diyorsun Bay Serdümen?
Qu'en dis-tu, M. le quartier-maître?
Diyorsun ki adamımın sıçması gerekmiyor öyle mi?
Vous-Vous êtes en train de me dire que ce mec ne fais pas caca?
Hayır. Ne diyorsun sen adamım ya?
De quoi tu parles, mec?