Nadia translate French
1,345 parallel translation
Nadia beş yıl önce Tomazaki'nin hırsızlıktan yakalandığını söyledi. Amacı neymiş?
Selon Nadia, il avait été arrêté pour effraction.
- Nadia Santos'la ortaktı. - Kardeşinle mi?
C'était le coéquipier de Nadia Santos.
Nadia, lütfen.
Je vous en supplie.
Nadia, bayıltıcı ruj sence fazla kırmızı mıydı?
Alors, ces lèvres sédatives? - Trop rouges?
Ayrıca Nadia SYP'e katılmayı kabul etti.
J'aimerais également annoncer que Nadia a accepté de rejoindre l'APO.
- Tam da gidiyordu.
Nadia, Eric. - Il allait...
Nadia'yı tanıyorum.
Je connais Nadia.
- Ne olmuş Nadia'ya?
- Eh bien?
Nadia nerede?
- Où est Nadia?
- Nadia uzaklaş oradan.
- Nadia, reviens!
Nadia nerede?
Où est Nadia?
Ben hiç çocuk istemedim Nadia ama sonra sen geldin.
Je n'ai jamais voulu avoir d'enfants, Nadia. Mais tu es arrivée.
Nadia, benim.
Nadia, c'est moi.
- Nadia. Cihazı koruyor.
Nadia garde la machine.
Lütfen Nadia.
Je t'en prie, Nadia.
Nadia, dur!
Nadia, arrête.
- Yaşamsal faaliyetleri sabit ama durumu için bir panzehir bulana kadar onu uyutuyorlar.
- Nadia est... - Son état est stable, mais elle est sous sédatifs jusqu'à découverte de l'antidote.
Nadia'yı görmeni ayarladım.
Vous pouvez aller voir Nadia.
Seni Nadia'nın yanından ayırdığım için özür dilerim.
Je suis désolée de t'arracher à Nadia.
Nadia'yı ziyarete gelmişti.
Il est venu voir Nadia.
Nadia'yla onu bulup bizi odaya çıkarmasını sağlasak yeter.
Elle doit être au bar. C'est notre sésame pour la chambre.
Nadia bu, bütün görevi tehlikeye atabilir.
Vous risquez gros.
El bilgisayarı hâlâ Nadia'da. Hadi.
Nadia a toujours le PDA.
- Mesele o değil Nadia.
Là n'est pas la question, Nadia.
Nadia'yı ablasıyla çalışmaktan alıkoyarak onunla hiçbir bağ kuramazsın.
Tu ne tisseras aucun lien avec Nadia si tu l'empêches de travailler avec sa sœur.
- Nadia, onları tek başına halledebilir misin?
- Nadia, tu peux les neutraliser?
Nadia harika biri.
Nadia est super.
Nadia, sana daha önce söylemem gereken bir şey var.
Nadia, Il y a quelque chose que j'aurais du te dire.
Anna, Nadia'yı kaçırdı.
Anna a Nadia.
Brüksel'de engelleneceğini biliyordu. Bunun için Nadia'yı kaçırdı.
Elle savait qu'elle allait être interceptée à Bruxelles, alors elle l'a prise.
Anna Espinosa, taleplerini karşılamazsak Nadia'yı öldüreceğini söylüyor.
Si nous ne satisfaisons pas à ses demandes, Anna Espinosa prétend qu'elle tuera Nadia.
Söyleyeceği sürede paketi Beverly Hills'deki bir butikte ona verirsem Nadia'yı bırakacak.
Si je lui livre... une boutique à Beverly Hills... à une certaine heure, elle dit qu'elle laissera Nadia partir.
Anna'ya sahte macun verirsek, Nadia'yı öldürür. Biliyorsun.
Si on donne à Anna un faux, elle tuera Nadia.
Benim sorumluluğum Nadia'yı geri almak. Sağ salim.
Ma responsabilité est de ramener Nadia... sauve, et en vie.
Nadia'ya bir şey olmayacak.
Nadia s'en sortir.
- Nadia, delice bir şey.
Dis-moi. Nadia, c'est insensé.
Nadia'yı da al.
Prends Nadia avec toi.
Bana göre beni ve Nadia'yı bu karmaşaya sürükleyen senin Rambaldi'ye olan delice takıntın.
De mon point de vue, c'est ton obsession pour Rambaldi qui m'a entraîné ainsi que Nadia dans tout ce bordel.
Sydney ve Nadia, Estonya'da Anna'nın peşinde.
Sydney et Nadia sont en Estonie traquant Anna.
Nadia.
Nadia?
- Nadia'nın bununla ilgisi yok.
Nadia n'a rien à voir avec ça.
Bay Sloane, Nadia'yı beş aydır ilaçla komada tutuyoruz.
Mr Sloane, ça fait 5 mois que nous maintenons Nadia dans un coma artificiel.
Nadia'nın durumunda gelişme yok.
L'état de Nadia ne s'est pas amélioré.
Nadia iyileşmeyecek Jack.
Nadia ne va pas guérir, Jack.
- İyileşeceksin Nadia.
Ça va aller, Nadia.
Nadia'yla ilgili.
C'est Nadia.
Her zamankinden daha güzelsin Nadia.
Tu n'as jamais été aussi belle, Nadia.
- Hayır! Nadia!
Nadia!
Söylemiş olayım da, Nadia senin bu "küçük bebeğim" cazibene kapılmaz.
Je dois te prévenir tout de suite, Nadia est immunisée contre le charme des tes mignonnes histoires de bébé.
Nadia.
Nadia.
Hiç değil. Nadia, bu Eric.
Pas du tout.