Nah translate French
532 parallel translation
Geçen sene nah bu kadar bir Sarıkuyruk çektim!
Moi l'année dernière, j'ai tiré sept gardons de fond comme la main.
Ve kız, Wah-kay-nah...
Et la jeune fille, Wah-kay-nah.
Öyleyse sensiz deneyeceğiz. Nah denersiniz.
- D'accord, alors on le fera sans toi.
Bir tanesi nah böyle kocaman, Harry amca gibi.
Il y en a un très costaud, comme oncle Harry.
Eminim tam orada duran kamyonetimi de görmüyorsundur... Nah tam orda işte.
Je parie que tu vois meme pas mon camion, alors qu'il est juste la.
Nah yanlış bulduk!
Pas le moins du monde!
Nah canavar bu, canavar bu. - Canavar bu değil Mr. Turist.
Voilà le monstre!
O da bana "Nah sendikalaştırırsın" dedi. Ceza kesti ve çekip gitmemi söyledi.
Il a dit : "Manquerait plus que ça!" Il m'a collé un P.V. et m'a dit de partir.
Nah üzgünsün!
Excuse-moi, mon cul!
Paul onunla olacak.
Nah. Paul sera avec elle.
Nah yaparsın.
Oui, vas-y.
Biraderim hapisten çıktığında karşılamaya gitmiştik Lupus ondan nah bu kadar bir parça aldı.
- Quand mon frère est sorti de prison, on est allé à la gare lui porter les valises. Lupus l'a pas reconnu et lui a arraché un beefsteak gros comme ça.
Nah boşaltırım.
Jamais de la vie.
- Nah yakalarlar!
- maudits soient-ils!
Nah. Onun en hızlı toplarını yiyecekler ve park yerindeki bazı arabalar hurdaya dönecek.
Non, ils enverront ses balles rapides cabosser les voitures sur le parking.
- Nah!
- Sûr?
- Nah!
- Ah ouais?
Nah bayıldı!
Assommé, mon cul!
- Dogru zamanda dogru yerdeydim sadece.
Nah. Bon endroit au bon moment.
- Nah!
- Non.
Nah, onu yemek istemiyor musun.
Non, il ne veut pas manger ça.
Ve, şey... bu zencinin nah bu boyda, devasa bir aleti vardı.
Ce noir avait une putain de bite!
- Nah yakaladınız!
Que dalle!
Nah, yavruları teslim ediyor.
Non, il aide la chienne à accoucher.
Nah. ateş işlerinden nefret eder.
Il déteste les feux d'artifice.
- Krep yemeyecek misin? Laboratuardan önce kurye şirketine uğramam gerek.
Nah, je dois aller chez Federal Express avant d'aller au laboratoire.
Nah, o şimdi postacıyla uğraşıyor.
Non, elle est occupée avec Ie facteur.
Nah ilgilendirmez.
Et ta sœur!
"Nah" Bizim Mevzuu ".
"Notre chose", mon cul.
- Nah. Bu adam da bu numarayı beleşe yapıyor.
Lui, il a baissé le sien pour rien.
- Nah. Onun oyunu Blackjack`tir.
- Non, il jouait au black-jack.
- Sen yaparsan, ben de yaparım. - Nah yaparsın, lan sen.
Si t'y peux, j'y peux aussi.
Ga'nah eyaletindeki karımız düşüyor.
Les profits tirés de la province de Ga'nah baissent.
Diyorum ki Ga'nah eyaletindeki karımız düşüyor.
J'ai dit que les profits tirés de la province de Ga'nah baissent!
Ga'nag Eyaleti'ndeki koleksiyonla o görevliydi.
C'est lui l'encaisseur de la province de Ga'nah.
Ga'nah Eyaleti'nde, Yüce Bilge.
Ceux de Ga'nah, Grand Sage.
Ve Ga'nah Eyaleti'ndeki koleksiyondan kim sorumluydu?
Et qui est l'encaisseur de la province de Ga'nah?
Om-nah-hoo-pez-nyeetz. Bu da, benim insanlarımın, ruhundandır.
En d'autres termes :
İki tane de nah böyle cigaralık sardı.
Il s'est fait deux joints. Comme ça.
Nah, bunu yüzyüze yapmalıyım.
Non, je crois que je ferais mieux de le lui annoncer en personne.
Nah, Ben Hulk'um.
Non, je ressemble à Hulk.
Savaşta "nana, nana, nana" yaklaşımı.
L'équivalent de nah-nah-nah-nah-nah-nah.
Aman.
Nah!
Nah, o tam anlamıyla bir kaltak.
C'est une vraie salope!
Nah, yıldız olmak için çok yakın, geri çek.
C'est trop près pour une étoile. Reculez.
Nah, not a gang.
Non!
Nah bu kadardı!
Un monstre!
Ne var?
Nah!
Dolabın içinde. Sarı gözleri var. Ağzı da nah bu kadar.
Il a les yeux jaunes et une grosse bouche, ses dents sont crochues et il fait des bruits.
Biliyorsun bu sıfır hata anlaşması - No? - Nah.
Vos 0 % de défaut... a force de travailler, on devient barjos, comme ma cousine beth.
Nah ilaç alırsın!
- Crève!