Nak translate French
2,715 parallel translation
Bir tapınak yada... bir kaçış yeri neye ihtiyacın olursa olsun.
Un sanctuaire ou...
Şansıma orada dopdolu bir sığınak vardı.
Heureusement pour moi, il y avait un abri antiatomique sur place.
Grave Encounters Bölüm Altı : Hayaletli Sığınak
( Ne pas copier le film )
Bir tapınak mı?
Un temple?
Tapınak ele geçirildi.
Le temple a été pris.
Karanlık çökmeden bir sığınak bulmalıyız.
Suivez-moi. Nous devons trouver un abri avant la tombée de la nuit.
Yaşamak istiyorsanız, bir sığınak bulmanızı tavsiye ederim.
Si vous voulez vivre, je vous suggère de trouver un abri.
Bir sığınak gibi mi?
Dans un sanctuaire?
Bir sığınak bul. Mecbur kalmadıkça dışarı çıkma.
Trouve un abri et n'en sors pas.
Bunların bir sonucu olarak bazıları da kutsal mekanlarda kendilerine bir sığınak arıyor ve Tanrı'dan veya Anna'dan bir cevap alabilmek için dua ediyorlar.
Compte tenu de cela, certains se sont rués vers les maisons du culte, à la recherche d'une réponse de leur Dieu ou d'Anna.
Belki de onlara yemek ve barınak sağladığımız için önümüze bir kemik atmışlardır belki de insanlarımızı riske attık biz!
Peut-être qu'ils nous induisaient en erreur pendant qu'on les protégeait et qu'on mettait nos gens en danger!
Madem kapılar o kadar kalın,... asıl sığınak da yerin onlarca metre altında,... bence bir denemeye değer.
Les portes sont épaisses, et le bunker est enfoui à des centaines de mètres.
Gerçek şu ki, şimdilik bir yere gidemiyoruz, O yüzden....... bir sığınak inşa etmeli ve yiyecek bulmalıyız.
En tout cas, on est coincés ici jusqu'à nouvel ordre, et on doit construire un abri et trouver de la nourriture.
Burada doğru düzgün barınak yapmak için bol ağaç da var.
Il y a des arbres pour faire des abris, des maisons.
Tetikteyiz. Ayrıca bu sığınak oldukça dayanıklı görünüyor.
On surveille bien la situation, et il semble que ce bunker soit capable d'en prendre.
- Soygundan sonra saklandıkları sığınak.
Leur planque après le casse d'Aix.
Sığınak 8, 2. Bölük 0.
Sanctuaire 8, 2nd Mass.
Fırtınadan korunmak için bir barınak yapman gerekebilir.
Tu devrais construire un abri pour te protéger.
Durun! Burası bir sığınak!
C'est un refuge ici!
Sığınak aramaya gelmiştim ama sanırım iki kişilik bir danstaki üçüncü kişi oldum.
Je suis venu chercher refuge. Mais j'ai peur d'être de trop.
Sığınak mı arıyorsunuz?
Vous cherchez refuge?
Hadrian Castel Sant'Angelo'yu anıt mezar olsun diye inşa etti. Romalı mülteciler için barınak olsun diye değil.
Hadrien a construit le château Saint Ange comme un mausolée pour les réfugiés romains.
Bu nedir? Udon Hanedanlığına ait antik nakış. Ninja klanı tarafından Sashimi imparatorluğuna verilmiş.
C'est un parchemin ancien de la dynastie des Udon, offert à l'empereur Sashimi par une tribu ninja.
Sığınak dediğimiz odaya hiç gelmedi.
Il ne sortait plus de sa chambre, on l'appelait le bunker.
Acil durum yayın sistemi kesildi sığınak merkeziyle ilgili şu kayıt da.
Plus de système de diffusion d'urgence ni d'enregistrement sur le Centre de Réfugié.
Sığınak ya da nehir kıyısı.
Dans un terrier au bord de l'eau.
Odadaki nakış... Solak.
La broderie chez Mlle Lee, réalisée par une gauchère...
Sana sürekli ve dini bir barınak sağlamalıyız.
Nous devons vous trouver... temporairement... un refuge séculier.
- Bir tane tapınak var. Şu rehberdeki dört yüz küsür sayfanın içinde tapınağa sadece bir paragraf ayırmışlar.
Dans ce guide de 400 pages, un seul paragraphe est consacré à ce temple.
Evet. Burası da tapınak kapısının eski sütunları.
Ces piliers d'entrée sont très anciens.
Şimdi buraya yeni bir tapınak yaptık.
On a construit un nouveau temple ici.
Sana söylersem burası sığınak olmaktan çıkar, değil mi?
Si je te le disais... ça ne serait plus un endroit sûr, si?
C planı, şu köşede bir sığınak var.
Plan C. Il y a un abri, là, dans le coin.
- Evet dostum, sığınak!
- Oui, connard, un abri!
Köpek eğitimi yeri veya barınak gibi bir şey.
Comme DDLJ et K3G.
Bir sığınak bulmalısın.
Tu devrais trouver un abri.
Burası bir tapınak mı?
C'est un temple?
- Hemen ileride bir tapınak var.
Il ya une tempe droite à venir.
İnsanlar ona "herkes için barınak" diyordu.
Il l'appelait sa "Maison pour tous."
Bob, sahip olduğum en kötü kiracı olabilirsin, ve bir rakuna sığınak kiralamış biri olarak söylüyorum bunu.
- Je parle. Bob, tu es peut-être le pire locataire que j'aie eu... et je loue de l'espace à un sanctuaire de ratons laveurs.
Kız kardeşim kız izci grubunda sığınak lideri.
Ma sœur est chef des scouts.
Sığınak falan yazabilirsiniz.
Vous pouvez mettre l'adresse d'un foyer.
Sığınak mı? Beni evsiz mi sandın?
Un foyer pour SDF?
Çabuk! Yukarı çıkın, sığınak Odasına ve sana gösterdiğim gibi kilitle.
Montez vous enfermer dans la pièce de sûreté.
Bir sığınak bulmalıyım.
Je dois nous mettre à l'abri.
Sığınak'ın önceki bölümlerinde...
Precedemment dans Sanctuary...
- Tapınak ihtiyarlarını kızdırmak için.
- pour énerver les anciens du temple.
Burayı güvenli bir sığınak olarak düşün.
Tu penses que c'est ton refuge.
Sığınak arıyoruz.
Nous vous demandons asile.
- Sığınak mı?
- Un abri?
Sen niye sığınak odasında değilsin?
Pourquoi tu n'es pas en haut?