English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Namussuz

Namussuz translate French

523 parallel translation
Namussuz herifin tekisin Wrenn.
" Tu es un bon à rien, Wrenn.
Otostopçuları alıyor, sonra eşyalarını çalıp kaçıyor. Namussuz.
Il prend des gens et s'enfuit avec leurs affaires.
Radyomuza ne namussuz oldugunuzu anlatir misiniz?
Voulez-vous nous dire quel sale type vous êtes?
Beni burada bırakamazsın seni namussuz!
Vous ne pouvez pas me laisser ici!
O adi, düzenbaz, bencil, namussuz, gaddar...
Il est méprisable, malhonnête, égoïste, fourbe, méchant...
Herkes bencil ve namussuz.
Tout un chacun est égoïste, et malhonnête!
Bu kafilede seyahat eden oldukça namussuz tipler var.
Y a des gens peu recommandables dans ce convoi.
Rezil, namussuz, ahlaksız!
Pourriture, dépravé, décadent!
Sen namussuz yalancının tekisin!
Vous n'êtes qu'un sale escroc menteur!
Şaka mı ediyorsun, böyle namussuz bir sıçana mı?
Payer un pareil pignouf!
Boks dünyası, dolandırıcıların ve namussuz menajerlerin şeytani nüfuzundan kurtulmalıdır, bunun için Kongre kararı gerekse de.
PLUS DURE SERA LA CHUTE La boxe devrait se débarrasser... des organisateurs et des managers marrons... même s'il faut que le Parlement vote une loi.
Saati 1,80 $ bir namussuz Cadillac'ın vitesini değiştirmediği için.
1,80 $ de l'heure pour qu'un salaud ait pas à changer les vitesses de sa Cadillac.
Seni namussuz!
Tu vas voir... merdeux!
Seni namussuz şey.
Allez, avorton.
Böylece beni, namussuz veya kadirbilmez biri olarak hatırlamayacaktın.
Pour ne pas vous laisser l'image de quelqu'un de malhonnête ou d'ingrat.
Bunu namussuz kuyumcu yapmış olmalı... değerli taşları değiştirmiş.
- Ce filou de bijoutier... a dû changer le caillou.
- Savaşı kazandınız ha, namussuz!
- Alors, crapule! Vous avez gagné la guerre?
Namussuz bir dünyada bu kadar namuslu olmak, rüzgara karşı tavuk yolmaya benzer.
Être honnête ici bas, c'est comme plumer un poulet contre le vent.
- Gidip bulalım şu namussuz karıyı.
Trouvons-la.
Kalk ve o namussuz arkadaşlarının peşinden git!
Suivez vos chenapans d'amis.
Namussuz korkak!
Lâche!
Namussuz herif.
Pauvre petite.
Kör olası namussuz!
Satané bâtard!
Hayır, ben namuslu diilim... ve namussuz olmaya da devam edicem. Bu hoşuma gidiyo, n'apalım.
Et je ne suis pas prêt de devenir méritant!
Gir içeri, namussuz herif!
- Entre misérable!
Gördünüz mü? Bu namussuz deli sizi öldürmeye çalıştı.
Cette canaille a essayé de vous tuer...
Namussuz!
Salaud!
Koca namussuz.
AH AH Grosse filou!
Hayır, ufak namussuz.
ah ah non.. petit filou!
Namussuz.
Salaud.
Bir an için namussuz bir adam olduğunuzu düşünelim.
Supposons, juste un instant, que vous êtes malhonnête.
Şu senin namussuz herifler, toplamda kaç kişiler?
Ils étaient combien, les voyous, pour qui tu travaillais?
Şimdi söylesene kim pis fahişe, namussuz!
Qui de nous deux est la garce? C'est ça, pour toi, être "avisé"?
Ta ki bir gün terbiyesiz, namussuz bir çocuk mektuplarımı çalana dek.
Jusqu'à ce qu'un jour, une enfant vilaine et malhonnête vole mes lettres.
Şu polisler ne namussuz, İngiliz askerleriyle canciğer kuzu sarması.
La police est vraiment dégueulasse, aller s'acoquiner avec les soldats anglais.
Sahtekarların en kötüsü! Ben, namussuz bir sahtekarım!
Je suis le pire de tous!
Adi namussuz herif!
Sale voyeur!
- Namussuz!
Canaille!
Namussuz!
Coquin!
Yalancı, namussuz.
Une menteuse, une tricheuse.
Alçak, namussuz, şerefsiz, soysuz falan?
Vil, corrompu, sans scrupules, dépravé?
Hayatımda gördüğüm en namussuz genç bayan bu.
C'est la femme la plus immorale que j'aie jamais vue.
Soylu geçmişimden arınmam gerek çünkü namussuz rakiplerimle mücadele etmemi, o aile bağları güçleştiriyor. Geleneği olmadığı için karşımdaki amansız bir düşman olup çıkıyor yalnızca kendi geçmişi, bugünü ve yarınıyla.
Je dois me libérer de mon passé nobiliaire, car ces liens genent dans la lutte avec un ennemi sans scrupule, sans passé - un ennemi dangereux, qui lui-meme est son passé, son présent et son futur.
Ben 71 yaşındayım, ama yatakta bir çocuk gibiyim ama ben bir komünistim. Seni namussuz!
- Camarade institutrice, j'ai près de 71 ans, et étant communiste, je cours le jupon plus que les jeunes.
İmparator Namussuz Otto'nun büyük büyük yeğeni Fridonya fatihi.
Arrière-petit-neveu... de l'empereur Otto le Courbé... conquérant... de Freedonie.
O alçak, kokuşmuş namussuz periler!
Ces misérables puantes fées lâches!
O namussuz herif dönse kabul eder misin?
Tu reprendrais ce misérable salopard?
... değersiz, namussuz, kötü, çürümüş... pislik, aşağılık, alçak, rezil, iğrenç, aşağılık...
Indigne! Mesquin! Pourri!
O namussuz...
Ce salaud!
Namussuz herif, soysuz köpek.
Toute ta garde-robe!
Al sana, namussuz!
Tiens, coquin!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]