Napolyon translate French
689 parallel translation
Leydi Godiva'nın yeri bir bisiklet değil ama Napolyon'a Kaplan ve McGuire marka buruşmayan tek parça iç çamaşırı giydirmenin bir sakıncası yok.
Lady Godiva n'a rien à faire sur un vélo, mais on peut mettre Napoléon dans une combinaison 250 infroissable de chez Kaplan McGuire!
Ben dünyaya, eğer Napolyon bugün hayatta olsaydı Kaplan ve McGuire marka kırışmayan tek parça iç çamaşırı giyerdi demek için para alıyorum.
Je suis payée pour dire au monde que si Napoléon vivait de nos jours, il porterait les combinaisons infroissables de chez Kaplan McGuire.
Napolyon olmadığı da kesin.
Et ça n'est certainement pas Napoléon.
Fransız hükümeti, Napolyon'u iç çamaşırlarıyla gösterme fikrine karşı çıktı.
Le gouvernement français a refusé qu'on montre Napoléon en combinaison.
Şunu söyleyeyim, Napolyon'u ikiye katladı.
Je vais vous dire. Les ventes ont doublé par rapport à Napoléon.
Ben Napolyon'un önünde dans ettim.
J'ai dansé devant Napoléon.
Örneğin, Napolyon. Bir adam milyonlarca hayata son verebilir ama eğer bir imparatorluk kurarsa kimse onu suçlamaz.
napoléon peut tuer des millions de vie, mais iI construit 1 empire et n'est pas jugé.
Yapmayın, dostum. Bu tefeciyi Napolyon'un öldürdüğünden epey şüpheliyim.
napoléon n'a pas tué cette usurière.
Eğer ayırt edici bir işarete sahip olsalardı bu bizim işimizi çok kolaylaştırırdı. Bir nişan ya da bir rozet, veya Napolyon'la bir benzerlik.
Ce serait plus simple s'ils avaient une marque distinctive, une médaille, un ruban ou un air de napoléon,
Ama siz hariç, giyimi kuşamı yerinde bir Napolyon hariç.
Sauf vous, Ie plus courageux.
Burada Napolyon'un bir resmini bulacağımı biliyordum.
Je savais qu'iI y aurait NapoIéon.
Bilirsiniz, Beethoven bir senfonisini Napolyon'a ithaf etmiştir.
II a dédié une symphonie à napoléon.
Ancak Napolyon'un sahte bir tanrı olduğunu anladığında ithafını yırtıp atmıştır.
Quand il a découvert ce qu'iI a fait, iI a déchiré sa dédicace.
Belki Napolyon, bunun üstesinden kolayca gelirdi ama siz bir Napolyon değilsiniz, dostum.
napoléon aurait pu, mais vous n'êtes pas lui.
Napolyon. Kendisinin cesur olduğunu zanneden bir korkağım ben. Alçakça bir suç işledim ve buna insanlığa yardım adını verdim.
napoléon, un faible qui se croyait brave, qui a agi en lâche et a appelé ça un acte d'humanité.
Napolyon bu kelimenin Fransızca olmadığını söylemiş.
Napoléon a dit que ce mot n'était pas français!
- Napolyon Brandy.
- De l'eau-de-vie.
- Napolyon'un mezarını görmeye gideceğim.
- Je vais au tombeau de Napoléon.
Bugün listenin başında Napolyon'un mezarı var.
Le premier monument à l'ordre du jour est le tombeau de Napoléon.
İşte böyle, Napolyon ve Zenith'li Sam Dodsworth yan yanalar.
Voilà réunis Napoléon et Sam Dodsworth de Zenith.
Napolyon, büyük büyük babasına ne fena bir oyun oynamıştı.
Napoléon a manqué de parole envers son arrière-grand-père.
Şüphesiz, Napolyon da hepsinden daha deliydi.
Et Napoléon était le plus fou de tous.
Napolyon'un ordusunu karşılamak için yapılan Zafer Takı.
L'Arc de Triomphe, construit par Napoléon.
Napolyon'un hayatını okuyorsun herhalde.
Tu as dû étudier Napoléon.
Napolyon da gitmişti.
Comme l'avait fait Napoléon.
Ne de olsa dedem Napolyon'un emri altında savaşmıştı.
J'ai eu un grand-père qui a servi sous Napoléon!
Kendimi Napolyon sanmıyorum ama eskiye göre epey iyi duruma geldim.
Je ne suis pas Napoléon, mais j'ai quand même fait du chemin.
- Napolyon kusacak.
- Napoléon va vomir.
Napolyon!
Napoléon!
- Napolyon'a hoşça kal de.
- Et Napoléon.
Napolyon'u merak etme canım.
Napoléon va bien mon chéri.
Şey, Napolyon'un adını konyağa Bismarck'ın adını da bir balığa verdiler. - Ve Hitler'in adını da...
Il a dit qu'il y a le brandy Napoléon, le hareng à la Bismarck, et qu'Hitler finira...
Napolyon'un adını konyağa Bismarck'ın adını da bir balığa verdiler. Liderimizin adı da nihayetinde bir parça peynire verilecek.
Il y a le brandy Napoléon, le hareng à la Bismarck, et le Führer finira en fromage.
Sana, bizim düşündüğün gibi barbar olmadığımızı göstermek için Fransız yasasına göre yargılanacaksın, Napolyon yasasına.
Nous ne sommes pas les sauvages que vous croyez. Vous serez jugée conformément au Code Napoléon.
Bay Brewster, şu anda biraz Napolyon sıkıntısı çekiyoruz.
Nous manquons de Napoléon.
Invalides'te azametle uyuyan Napolyon.
Napoléon aux Invalides.
- Napolyon'dan bile uzunum.
- Plus grande que Napoléon!
Seni ucuz Napolyon taklitçisi sen de!
Non, espèce de Napoléon de pacotille.
Napolyon.
Napoleon!
Anakarada Napolyon komutasında hazırlanan beş milyon Fransız ve İspanyol askere karşın İngiltere'yi 300 gemisi haricinde hiçbir şey istiladan kurtaramazdı.
Face à Napoléon et ses cinq millions de soldats français et espagnols, seuls ses 300 navires peuvent sauver l'Angleterre de l'invasion.
Eğer Don Julian Orta Amerika'yı fethedebilirse İspanya kolonilerini korumak için Napolyon'un emrindeki gemi ve askerlerini çekmek zorunda kalacaktır.
S'il conquiert l'Amérique centrale, l'Espagne prendra des navires et des hommes à Napoléon pour préserver ses colonies.
Ülkelerimiz bir aydır Napolyon'a karşı güç birliği içindeler.
Nos pays sont alliés contre Napoléon depuis un mois.
Napolyon geçen ay kralımızı kaçırdı ve kendi kardeşini İspanya tahtına oturttu.
Napoléon avait enlevé notre roi et placé son frère sur le trône d'Espagne.
Bence Napolyon, İspanya yarımadasında yutabileceğinden büyük lokma ısırdı.
Napoléon a eu les yeux plus gros que le ventre avec la péninsule Ibérique.
İhtiyar muhtemelen Napolyon'un gemilerini burada sıkıştırdı.
Notre cher ami coinçait soi-disant les navires de Napoléon.
Napolyon'un ordusu zaten Wellington Dükü tarafından İspanya içlerine itildi.
L'armée de Napoléon a été repoussée en Espagne par le Duc de Wellington.
Eğer ben Napolyon olsaydım, Dük'ün arkasından kuzeyden baskı yapmanın iyi bir fikir olduğunu düşünürdüm.
Si j'étais Napoléon, j'aurais l'idée de pousser par le nord-est, derrière le duc.
Napolyon askeri manevralarda yardımcı olmalarından başka gemileri ne için umursar ki?
Napoléon se fiche des navires, sauf pour ses opérations militaires.
Ben yoksul bir adamım. Napolyon umrumda değil.
Je suis un homme pauvre, je me fiche de Napoléon.
Flemenkler efendim. Hala Napolyon'un müttefikleri.
Ce sont des alliés de Napoléon.
Eğer Napolyon, aslında büyükbabanın kazandığı...
- S'il avait tenu sa promesse...