Navigator translate French
85 parallel translation
Beyler, düşmanımız buharlı gemi Navigator'u satın aldı bile.
"Messieurs, l'ennemi s'est emparé du Navigator".
Navigator'a satan zengin gemi sahibi. - Fredrick Vroom
Le riche propriétaire qui vient juste de vendre le Navigator.
Navigator'dan bazı belgeler almam gerekiyor. 12 numaralı iskelede durursun.
"Je dois récupérer quelques papiers du Navigator, arrêtez-vous au quai n ° 12".
Navigator, ertesi sabah açık denizde çaresizce sürükleniyordu.
Le matin suivant, le Navigator dérive vers le large.
Görüşürüz, seyir subayı! Ha-ha!
Ne perds pas le nord, navigator.
- Siyah bir Navigator görmezsen ağzından hiçbir şey çıkmasın.
N'ouvre la bouche que si tu vois un 4x4.
- Hayır, siyah Navigator. - Komik değil!
- Ça me fait pas rire.
- Navigator'ı mı kaybettin?
- Tu as perdu le 4x4?
- Ne tür? - Navigator.
- Quel genre?
- Mavi Navigator.
- Un 4x4 bleu.
Ricardo diye biri aradı. Bir Navigator'ı parçalatmak istedi.
Ricardo a appelé, il avait un 4x4.
Dün gece parçalatmak istediğin Navigator nerede?
- Laissez-moi dormir. - Où est le 4x4 bleu?
- 2002 mavi Navigator, tam aksesuar.
Un 4x4 bleu de 2002, avec toutes les options.
Mavi Navigator'ın ne zaman geldiğine bakar mısın?
Regardez quand le 4x4 bleu est rentré.
Dün gece aldığınız mavi Navigator nerede?
Où est le 4x4 que vous avez pris hier?
Aceveda, Navigator için eyalet çapında kayıp emri vermiş.
Aceveda vient de lancer un avis pour le 4x4.
Navigator'u bulunca önce Vic'e haber vereceğimi söyledim.
J'ai dit à Vic que je le préviendrais.
1 Tango 13, çalınan Navigator'u bulduk.
1 Tango 13, on a le 4x4 bleu.
Navigator'da ne bulduğunu bilmek istiyorum.
Qu'y avait-il dans ce 4x4?
Navigator'ı gördük.
Verone se pointe.
Siyah bir Lincoln Navigator kullanıyormuş.
Lincoln noire.
Şuradaki Navigator da benim.
Moi, j'ai le tas de taule, juste là.
Siyah son model Lincoln Navigator.
Le véhicule est un modèle récent Lincoln Navigator noir, immatriculé en Californie.
Son model bir Navigator bu!
C'est un Navigator tout neuf.
Devriye 25, siyah Navigator'un peşinde. Batı yönünde.
Voiture 25 à la poursuite d'un Navigator noir, direction ouest.
Siyah Lincoln Navigator getirmenizi söylediğimde, boktan beyaz bir minibüs anladınız.
Quand j'ai dit ramène-moi un Lincoln Navigator noir, t'as compris ramène-moi une camionnette blanche déglinguée.
Hadi Dan'in Navigator'ına bir daha göz atalım.
Revoyons le 4x4 de Dan.
Demek Navigator'ın çocuğa çarptığını biliyoruz ama kimin tarafından kullanıldığını bilmiyoruz.
Ca nous prouvera l'accident, pas qui était le conducteur.
Doğuştan lider. - İki futbol ligi şampiyonluğu "Neptune Navigator" ın editörü not ortalaması 3,924 Ulusal Takdir Topluluğu üyesi, Ulusal Başarı yarı finalisti ve her şeyiyle dürüst bir çocuk. - Ne?
Un leader naturel.
Navigator'ün anahtarları bodrumda.
Les clés de la Navigator garée dans le parking.
Arabayı temizlemek için kenara çektik biraz.
On s'est arrêtés pour nettoyer le Navigator.
Ama senin arabanı parçaladık.
On a détruit ton Navigator.
Şüphelinin arabası gümüş rengi bir Lincoln Navigator.
Un Lincoln Navigator gris.
Bayan Lee, Lincoln Navigator arabanızı nereye park ediyorsunuz?
Votre Navigator est où?
Karısının arabasındaki kırmızı boyayı araştırıyorum.
J'analyse la peinture rouge du Navigator.
Anlamıyorum. Nasıl olurda Marta Santo'nun arabasındaki boya onun en son masaj yaptığı adamın karısının arabasına ait olmaz.
Comment cette peinture grise peut être celle d'un Navigator mais pas de celui de l'épouse du dernier type que Marta a massé?
Ve daha da iyisi, Motorlu Taşıtlar Dairesi'ne göre, gümüş rengi bir Lincoln Navigator'ınız varmış. 2005 Model.
Et en plus, vous possédez un Navigator gris, modèle 2005.
Yepyeni bir Navigator veriyorlar bize.
Ils nous donnent un 4x4 Navigator.
"Navigator'ün kontrolü çok iyi" diyebilir misiniz?
Pouvez-vous dire "Le Navigator est très agréable"?
Mesela "Navigator'ün koltukları rahatmış," ya da "Navigator'ün kişisel koltuk ısıtma ve soğutma ayarı var." gibi.
Comme "Le Navigator a des sièges confortables", ou "Le Navigator a des sièges climatisés séparément".
Navigatorün kontrolü çok iyi.
Ce Navigator est très agréable.
- Navigator'ün ses sistemi müthiştir.
le Navigator a un bon son.
Sinema salonlarındaki ses sistemini sunan Lincoln Navigator'ü, sınıfının en iyisidir.
Le Lincoln navigator est le premier de sa catégorie à offrir un son de qualité cinéma.
"Navigator'ü burada mı bırakıyoruz?"
Euh, "doit-on laisser Le Navigator ici?"
Navigatör konumuna dön.
Mode navigation.
Evet navigatör, bir sonraki durağımız nerede?
Alors, Miss Carte Routière où on va maintenant?
Biyoelektronik navigatör. - Sen kimsin?
Bio-Electronique Navigateur.
- Siyah Navigator...
- 4x4.
- 2002 Lincoln Navigator.
- Tout neuf.
Navigator'ı arakladım, parçalatmaya götürüyordum ki..
J'ai piqué le 4x4.
Dan'in Navigator'ından çıkardım.
C'était dans le 4x4.