Ne demek istediğimi anladınız mı translate French
93 parallel translation
Ne demek istediğimi anladınız mı?
T'as pigé?
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Vous voyez ce que je veux dire?
- Ne demek istediğimi anladınız mı?
- Vous voyez ce que je veux dire?
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Vous me suivez?
İşte! Ne demek istediğimi anladınız mı?
Exactement ce que je veux dire!
Ne demek istediğimi anladınız mı? . İnsan barbeküsü
un barbecue de chair humaine.
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Si vous voyez ce que je veux dire.
Bay Duran, sizi kendime örnek alıyorum. Size bakınca Adonis'i görüyorum, ne demek istediğimi anladınız mı?
- Quand je vous regarde, je trouve que vous êtes un Adonis.
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Suis-je assez clair?
Ne demek istediğimi anladınız mı? Büyük koltuk, kaliteli ekran, uzaktan kumanda.
Un grand siège, un bel écran et la télécommande.
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Vous saisissez?
Bazıları zile basar. - Ne demek istediğimi anladınız mı?
Je vous dis qu'il est dangereux
Ne demek istediğimi anladınız mı?
On pourrait nous piquer l'idée.
Ne demek istediğimi anladınız mı?
- Vous voyez ce que je veux dire?
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Vous voyez? Lui, c'est le début de mes ennuis.
Bay Saxon. Bu soruşturma oldukça fazla önem arz edebilir, özellikle birini kaybetmeye bağlı yaşanan travmalarda. Ne demek istediğimi anladınız mı?
Ces enquêtes sont assez pénibles, quand on subit ce genre de choc.
Hayalleri ve garip fikirleri pek sevmem. Ne demek istediğimi anladınız mı?
Je n'aime pas les fantasmes... les idées bizarres.
Artık 16 yaşında değiliz. Bilmem ne demek istediğimi anladınız mı?
On n'a plus seize ans, vous comprenez?
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Vous avez compris?
- Ne demek istediğimi anladınız mı?
- Vous me comprenez?
Beyaz insanlar, ne demek istediğimi anladınız mı?
Les blancs... vous voyez ce que je veux dire!
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Si vous voyez ce que je veux dire?
Kurum hakkında ne demek istediğimi anladınız mı?
'Vous voyez ce que je veux dire sur l'establishment?
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Vous voyez? C'est le meilleur.
- Ne demek istediğimi anladınız mı arkadaşlar?
- Compris, les gars?
Hepsi onun kafasında, ne demek istediğimi anladınız mı?
C'est dans sa tête, voyez ce que je veux dire?
Ama ıslanmaktan öteye gitmiyor. Ne demek istediğimi anladınız mı?
C'est juste que je passais rarement la cascade, si vous me suivez.
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Vous voyez c'que j'veux dire?
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Vous voyez où je veux en venir?
Devlet okulundaki çocuklarda genellikle sakınırım, Ne demek istediğimi anladınız mı?
D'habitude, j'évite les élèves du public, vous voyez pourquoi?
Ben ve arkadaşlarım varoşları gözlemlemenin iyi olacağını düşünmüştük, Ne demek istediğimi anladınız mı?
Mes amis et moi avions trouvés ça génial de fréquenter les ringards, vous voyez où je veux en venir?
Demek istediğim, bilirsin, Gözü bağlı ve elinde terazi olan bayan, ne demek istediğimi anladınız mı adalete olan idealizmimizi kaybetmemek.
Je parle de... la femme avec le bandeau et la balance dans ses mains, vous voyez qui?
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Me suis-je bien fait comprendre?
Ne demek istediğimi anladınız mı beyler? - Şu saçmalığı kesin!
Messieurs, nous sommes-nous bien compris?
- Ondan öğretmenle başım derde girdi. - Ne demek istediğimi anladınız mı?
J'ai eu des problèmes avec le prof.
Genelde iş bittikten sonra konuşurum, ne demek istediğimi anladınız sanırım.
J'ai la réputation de ne parler qu'après le dîner, si vous me comprenez.
Ne demek istediğimi anladınız mı?
Vous comprenez?
Boot Park'taki rallide her çeşit yarış arabası vardı, ben de birkaçını ödünç almamız gerektiğine karar verdim. Ne demek istediğimi anladın mı?
Le rallye de Boot Park a plein de voitures de course et on va devoir en emprunter quelques-unes.
Sanırım ne demek istediğimi anladınız, efendim.
Je pense que vous m'avez compris.
Tatlım, konuklarımız olduğunu unutmayalım, ne demek istediğimi anladın.
Chérie, n'oublie pas que nous avons des passagers à bord.
Ne demek istediğimi şimdi anladınız mı?
Vous voyez? Ici, les jours de brouillard sont des jours de fête.
Neyse, ne demek istediğimi anladınız.
Vous m'avez compris.
Çizgiyi bir parmak geçsen. Tanrım, hemen haddini bildirir. Ne demek istediğimi anladınız.
Au moindre écart, doux Jésus, tu te fais démolir!
Yine evine beş parasız gidersin, Ez azından soyulmaktan iyidir ne demek istediğimi anladın mı?
Vous rentrerez chez vous à sec, mais pas séché.
Daha sonrası için bol zamanımız olacak, ne demek istediğimi anladın mı?
Il faut en garder pour la suite...
Şu çılgın Hawaiililer, bilirsin, çelenkleri ve zımbırtılarıyla yakınlaşmaya çalışıyorlar, ne demek istediğimi anladın mı?
Ces fous d'Hawaïens, tu sais, avec leurs leis et leurs trucs... ils ont tendance à devenir un peu trop familiers, tu vois ce que je veux dire? - Oui.
- Ne demek istediğimi anladınız mı?
"des peintures ici aussi?" Ça pourrait être une grotte peinte, vous comprenez? Bon.
Konuşmak için zamanımız olmadı. - Ne demek istediğimi anladıysan.
On n'a pas trop eu le temps de parler.
Ne bekliyorlar ki sanki? Bilirsiniz "Bizi her hafta sonu dışarı çıkarın," Anladınız mı ne demek istediğimi?
A propos d'argent elles espèrent quoi au juste?
Sanırım ne demek istediğimi anladınız.
J'ai fait la preuve de mon propos.
Onu temizleyecek tek şey koca bir kasırgadır ne demek istediğimi anladınız sanırım.
Pour faire le ménage là-bas, il faudrait un bon ouragan, si vous voyez ce que je veux dire.