Ne kadar kötü olabilir ki translate French
154 parallel translation
Geçen seneden ne kadar kötü olabilir ki. - Onlara bir mektup atalım.
Ça ne peut pas être pire que l'an dernier.
Ne kadar kötü olabilir ki? Badece 1 haftalığına.
Et puis ce n'est que pour une semaine.
Ne kadar kötü olabilir ki?
- Oublie. Il va pas te bouffer.
Üstelik, ne kadar kötü olabilir ki?
D'ailleurs, quel mal ça peut faire?
Demek istediğm, ne kadar kötü olabilir ki?
C'est tellement grave?
Ne kadar kötü olabilir ki?
Ça sera pas dur.
Ne kadar kötü olabilir ki?
Ça ne peut pas être pire!
Ama ne kadar kötü olabilir ki?
Ça ne peut pas être si mauvais.
Ne kadar kötü olabilir ki?
C'est si terrible?
Kataloğu çıkardın. Ne kadar kötü olabilir ki?
Ce catalogue peut pas être mauvais.
Ne kadar kötü olabilir ki?
Ça n'a pas dû être si terrible, si?
Hadi ama çocuklar, ne kadar kötü olabilir ki?
Pourquoi êtes-vous si grognons?
Ölüm ne kadar kötü olabilir ki?
La mort, c'est rien.
Ne kadar kötü olabilir ki? !
Est-ce grave?
Ama onu seviyorsun. Ne kadar kötü olabilir ki?
Pourtant, tu l'aimes.
Yukarısı ne kadar kötü olabilir ki?
Ça se passe si mal là-haut?
- Ne kadar kötü olabilir ki?
Que veux-tu qu'il arrive?
Ne kadar kötü olabilir ki?
C'est pas si terrible.
Ne kadar kötü olabilir ki?
Ça peut pas faire de mal.
Ne kadar kötü olabilir ki?
C'est si terrible que ça?
"İsmini yazdırman ne kadar kötü olabilir ki?"
"Tu ne risques rien à t'inscrire."
Hayır, Forman. Ne kadar kötü olabilir ki? Hadi ama.
Non, Forman, comment ça pourrait pas être bien?
Tamam, ne kadar kötü olabilir ki?
Je le sens bien, et toi?
Bob ile çalışmak ne kadar kötü olabilir ki?
Ce serait si mal de travailler avec Bob?
Ne kadar kötü olabilir ki?
Et alors?
Daha ne kadar kötü olabilir ki?
Ca peut pas être si terrible.
Ne kadar kötü olabilir ki?
- Allons. Ce n'est pas si grave, si?
Senatörün emir subayı olmak ne kadar kötü olabilir ki?
Être assistant d'un sénateur, ce n'est pas si mal.
- Ne kadar kötü olabilir ki?
- Ce n'est pas la fin du monde.
Her şey bir yana, ne kadar kötü olabilir ki?
Après tout, ça ne peut pas être si mal.
Günde birkaç saat basketbol ne kadar kötü olabilir ki diye düşündüm.
Je me suis dit, deux heures de basket par jour, ça peut pas être mal?
Ne farkeder? Ne kadar kötü olabilir ki?
Bon, ben après tout je vois pas ce qu'il pourrais y avoir de pire.
Ne kadar kötü olabilir ki?
Ohhh. c'est si mauvais que ça?
Dört tekeri ve kliması olduğu sürece ne kadar kötü olabilir ki, beni mutlu eder.
Tant qu'elle a quatre roues et la clim, ça me va...
Evlilik ne kadar kötü olabilir ki?
Est-ce que le mariage, c'est vraiment l'enfer?
Siktiğimin günü daha ne kadar kötü olabilir ki?
Putain, comment cette journée pourrait être pire?
Ne kadar kötü olabilir ki?
Il doit pas être méchant.
Ne kadar kötü olabilir ki, değil mi?
Et Puis comment sa pourrait être pire, hein?
Ne kadar kötü olabilir ki?
C'est pas si terrible que ça.
Ne kadar kötü olabilir ki?
Qu'est-ce que je risque?
Kafam basmıyor olabilir, ama şu kadarını biliyorum ki bir konuda kötü hissediyorsam, o şey yanlıştır.
Je ne suis qu'une ignorante, mais je sais une chose... Si quelque chose me donne mauvaise conscience, c'est mal.
Ama daha ne kadar kötü olabilir ki.
C'est notre meilleure chance.
Şey, ne kadar kötü durumda olabilir ki?
- Ça peut pas être si terrible.
Haydi ama! Ne kadar kötü olabilir ki?
Qu'est-ce qu'on risque?
Bir gülüş ne kadar kötü olabilir ki?
Un rire si terrible?
Ne kadar kötü olabilir ki?
- Ies douches sont collectives.
- Ne kadar kötü ne olabilir ki?
- Comment ça se présente?
Bir günde bu işi halledeceğim. Ne kadar kötü olabilir ki?
En plus, ça doit pas être si dur.
Bunu istemen ne kadar kötü olabilir ki?
J'y gagne quoi?
Bu kadar kötü olan ne olabilir ki?
Qu'est-ce qui pourrait être aussi mauvais?
Ne kadar sıra dışı olduğumu. En kötü ne olabilir ki?
Au pire, il m'arrive quoi?