English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Ne köpeği

Ne köpeği translate French

462 parallel translation
Ne köpeği? - Yanımda demiştin.
- Tu m'avais dit que...
Ne köpeği?
Quel chien?
Ama ne kocasını, ne oğlunu, ne işini, ne köpeği, ne ağaçları sevemedi.
Mais elle n'avait ni mari, ni fils, ni travail, ni chien, ni arbre, ni rivière.
Ben bir köpeği bile açlığa terk etmezdim.
Je ne laisserais jamais un chien mourir de faim.
- Bravo, yok edin köpeği! - Ama elimde değil!
Je ne peux pas m'en empêcher.
- Ne yazık ki köpeği dışarı çıkaracağız.
- Madame, les chiens ne sont pas admis.
Hergün yarım ton çekebilen bir köpeği görmüyoruz.
1 On ne voít pas tous les jouí un chien pouvant tirer 450 kilos.
Bu kadar köpeği beslemek ne kadar sürer?
Ces chiens n'ont pas encore fini de manger?
- Adın ne Sakson köpeği? - Seninkinden daha iyi bir ad.
Quel est ton nom, chien de Saxon?
Ofisinize önümde av köpeği sürüsüyle girmemi beklemiyordunuz değil mi?
Je ne peux quand même pas venir avec une meute.
Adam kendini savunurken yabanın çatalı köpeğe saplanıyor ve adam köpeği öldürüyor.
Donc vous ne savez pas que pour se défendre, il a enfoncé sa fourche dans le chien et l'a tué?
Ben köpeği başka bir yere götürebilir misin?
Ne pouvez-vous pas emmener ce chien?
Seni imansızın köpeği, ölmeden önce... göreceksin ki benimle hiç bir şey imkansız değildir!
Chien d'incroyant, tu sauras que rien ne m'est impossible!
Bencesi yok bu işin, ben bir av köpeği değilim.
Je ne pense rien. Je ne suis pas détective.
"Bir av köpeği eğer avlanmadıysa ölür"
"Ce chien mourra, s'il ne chasse pas."
Bizim orada bir adam vardı o öldükten sonra köpeği yemeden içmeden kesilmişti.
Il y avait un homme, chez moi, quand il est mort, son chien ne voulait rien manger.
- Ne köpeği?
- Quel chien?
O av köpeği hiç durmaz mı?
Ce limier ne se repose jamais?
Kusura bakmayın, köpeği bindiremezsiniz.
Désolé mais vous ne pouvez pas faire monter le chien.
Ama hiçbirinizin çaresiz ve cana yakın bir köpeği öldürecek kadar düşeceği aklıma gelmezdi.
Je ne m'imaginais pas que vous vous abaisseriez à tuer un pauvre chien innocent.
Ne de olsa senin durumunda bütün gün burada yalnızken ve o köpeği dolaştırırken...
Après tout, dans ton état, toujours seule, avec ce chien à promener.
Buna inanamazsın, tatlım, ama başı ne kadar dertte olursa olsun Sokak Köpeği, daima bir çıkış yolu bulur.
Tu ne le croiras pas, mais même coincé, ce Clochard s'en sort toujours.
Frankie, bak ne var? Bu köpeği Zosh'a getirdim.
J'ai le chien pour Zosh.
Bu bekçi köpeği işinden ben de sizin kadar hoşlanmıyorum.
Je ne suis pas un geôlier.
Köpeği niye getirmedin?
Pourquoi ne pas l'avoir emmené?
- Kim kendisini yanan halkaların arasından fino köpeği gibi atlatan bir adamı sevebilir ki? - Bu da ne demek oluyor şimdi?
- Pourquoi tu dis ça?
Av kurnazlık etmek isteyince av köpeği ne yapar? Avın inine doğru ok gibi fırlar.
Si la bête ruse, le chien courant vole comme flèche à sa lanière!
Baskervilleler'in Köpeği'ne rağmen beni gece yarısı buraya yalnız getirecek kadar istediği için öldü.
Parce qu'il voulait une femme au point de m'emmener seule ici la nuit, malgré le chien des Baskerville.
Âdil bir dövüş ile, kedinin bu köpeği yeneceğine şaşırmazdım.
Je ne serais pas surpris si lors d'un combat ce chat battait le chien.
Bir köpeği yeterince sert döversen, bir daha gelmez.
Bats ton chien, il ne t'obéira pas.
Sukegoro köpeği yol için tek bir kuruş bile vermedi.
Ce chien de Sukegoro ne nous aurait pas donné un sou pour la route.
Bir yer bulmadan, öyle sokak köpeği gibi dolaşamam.
Je ne peux m'en aller comme un chien errant, avant de trouver où loger.
Borcunuzu ne kadar çabuk öderseniz köpeği de o kadar çabuk geri alırsınız.
Quand tu m'auras payée, je te rendrai le chien.
- Köpeği ne yapacağımızı bilmiyorum.
- Qu'allons-nous faire du clebs?
Köpeklerin bile karşı koyamayacağı dürtüleri vardır. Inga'nın köpeği Major, peynire son derece düşkündü.
Même les chiens ont des tentations aux quelles ils ne peuvent résister le chien du major Inga était extrèmement friand de fromage
Hele şu köpeği, ağzını açıp tek bir kelime etmeden ne istiyorsa yaptırıyor hayvana.
Et ce chien, il lui fait faire ce qu'il veut sans même lui dire un mot.
Ama bir köpeği de muhtemelen kandıramazsınız biliyorsunuz.
Mais vous ne pourriez pas davantage tromper un chien.
Ne güzel, şu adam ve köpeği.
C'est beau, cet homme avec son chien.
Ama köpeği olmayacağım.
Bien sûr, je ne serai pas son chien.
O güya sadece Çayır Köpeği'nin kafasında olacaktı.
Elle ne devait être que dans la tête de Chien de Prairie.
Onu artık görmek istemiyorum, o köpeği o zehirli yılanı!
En voilà assez de lui! Un serpent dans mon sein. Je ne veux plus le voir!
O bir av köpeği, Coop, sadece tavşanla ve ayla ilgilenir.
Ce chien n'est pas un limier, Coop. Il ne s'intéresse qu'aux lapins.
Yani şimdi Georgie General olacak bize yapacağımızı, yapmayacağımızı söyleyecek. Ve Dim de onun, akılsız, gülümseyen köpeği.
Ainsi, Georgie allait être le général... nous disant quoi faire ou ne pas faire... et Dim, son stupide et grimaçant héraut.
Bu köpeği bu kadar iyi yapan şey ne?
C'est quoi un bon chien?
Senbernar köpeği olana ne dersin?
Et celle au saint-bernard?
Şimdi köpeği atsa bile orada kalamaz.
Il ne veut plus d'elle, même sans chien.
Ben koca bir bekçi köpeği istemem ve şiddete meyilli bir kişi de değilim.
Je n'ai pas besoin de chiens, moi. Personne ne va m'attaquer.
Wheelock Malaney'nin köpeği 11 Aralık'ta doğmuş.
Wheelock. Le chien de Mme Maloney est né le 11 décembre. 10 semaines...
Eğer sen olmasaydın Copper asla iyi bir av köpeği olamazdı.
Sans toi, Rouky ne serait jamais devenu un bon chien de chasse.
Hem köpeği kim ne yapacak? Bizde T.C. var.
En plus nous avons T.C.
Köpeği Raoul'a hediye etmeye ne dersin?
- On pourrait donner le chien à Raoul.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]