Neige translate French
6,327 parallel translation
Ne zaman bir suçlunun temizlendigini gördün ki?
Depuis quand un criminel peut devenir blanc comme neige?
Bu küçük yavrular pençeleri kara bastıktan sonra cesur olmaları gerekecek.
Ces oursons doivent faire preuve de courage dès que leurs pattes touchent la neige.
Aydınlık bir bahar gününde ılık güneşin altında yürümek, eğlenceli gibi görünebilir, fakat o ılıklık erimeye başlıyor.
Une promenade au chaud soleil d'une journée de printemps semble amusante, mais cette chaleur fait fondre la neige.
Kış boyunca onları korumuş olan kar, ölümcül bir düşmana dönüşüyor.
La neige qui les abritait pendant l'hiver devient une ennemie mortelle.
Kar ve buzdan oluşan bir duvar yolundaki her şeyi uçuruyor.
Un mur de neige et de glace qui ravage tout sur son passage.
Kış karı Alaska kıyıları'nda eridi, ve bütün bu yeşillik, bir şeyler yiyeceklerinin sözünü veriyor.
La neige a fondu sur la côte de l'Alaska, et tout ce vert offre la promesse de quelque chose à manger.
Ve gelecek altı ay boyunca, bütün ayılar kardan yapılma bir çarşafın altında uyuyor olacak.
Pendant les six prochains mois, tous les ours resteront endormis sous une épaisse couverture de neige.
Kış yüzünden donmadıklarından emin ol.
Assurez-vous qu'ils obtiennent un flux régulier de neige.
İşler nasıl böyle kartopu gibi büyüdü bilmiyorum.
Je ne sais pas comment ça a abouti à cet effet boule de neige sur moi.
Ragnar Lothbrok, karda kışta bir cüce gibi, senin teknelerini yapmakla meşgul idim.
J'étais occupé comme un nain, je construisais tes nouveaux bateaux, Ragnar Lothbrok, même sous la glace et la neige.
Disneyland'teki Pamuk Prenses'lerden birisiydim.
J'étais une des blanche-neige à Disneyland.
Kız oğlanı göremiyor çünkü çocuk dışardadır ve kar yağıyor.
Elle ne le voit pas bien parce qu'il est dehors et il neige.
Kar yağdıktan sonra çok geç olacak.
Une fois que la neige est là, c'est trop tard.
İlk karın düştüğü zamandı.
C'était quand le neige est arrivée.
Sonraki gün Rudolf Brenner her yıl ilk kardan sonra yaptığı gibi avlanmaya gitti.
Le jour suivant le distilleur Rudolf est allé chasser. Comme chaque année, après la première neige.
Ve kar tüm izleri kapattı.
Et la neige a recouvert toutes les empreintes.
- Yeni kar püskürtme makinesi bu demek?
- C'est le nouveau chasse-neige?
Ne diye bu kadar kar yağıyor ki? Buna nasıl katlanıyoruz anlamıyorum. - Her Allah'ın günü kar var.
C'est dingue, il neige sans arrêt dans ce pays.
Tampon Tampona Sürüş Kar Küreme Aracını Bekleyin
Halte chasse-neige. Patientez ici.
Bunun saatte 4 bin ton kar kapasitesi var.
Celui-là... peut déblayer 4000 tonnes de neige par heures.
Ben daha çok kar küreme aracı hakkında düşünüyordum.
Non, le chasse-neige avec le nom de la boîte.
bu kış büyük bir kar yağacak. İyiki sana ısrar etmişim. Yoksa çatıda kocaman bir delik olurdu, değil mi?
Nous avons eu beaucoup de neige cet hiver donc je suis content d'avoir insisté sinon tout le toit aurait pu s'effondrer, n'est-ce pas?
Senle ben Narnia'ya gidip kartopu savaşı yapacağız ve Türk lokumu alacağız.
Toi et moi ferons un saut à Narnia, pour faire une bataille de boules de neige et manger des loukoums.
Jimmy Ledoux temiz çıktı. 3 çocuğu var, eşi öğretmen.
Jimmy Ledoux est blanc comme neige, trois enfants, sa femme est enseignante.
Kar başladı.
- Il neige.
Çekik gözlü kardan adam olur mu yahu?
- Hey mais pourquoi tu lui fais les yeux bridés là? C'est un bonhomme de neige, pas Buddah.
Bu durumda Çin kardan adamı oluyor.
- Il a raison, un bonhomme de neige'Noichca n'existe pas. Si c'est ça...
Güneş Sistemimizin mücevheri Satürn yörüngede ağır ağır dönen sayısız kar topu otobanlarıyla çevrelenmiş ve her bir kar topu, küçük bir uydu.
Le joyau de la couronne de notre système, Saturne, cernée par des boules de neige cascadant lentement sur d'innombrables orbites... chaque boule, une petite lune.
Kar yağışı daha da şiddetlenmişti.
La neige tombait violemment.
Yerin altından çıkan Naziler.
- On s'est échappés... - Des nazis dans la neige?
Neredeyse donacaktın. Bu tabii iyi bir şey.
La neige vous a gardé au frais, un sacré coup de chance.
Karda hiç üç gün yürüdün mü?
Tu as déjà marché trois jours dans la neige?
- Andrea? - Sen karda hiç üç gün yürüdün mü?
Tu as déjà marché trois jours dans la neige?
- Kardan pek haz etmem.
Je ne suis pas grande fan de la neige, donc ça devrait...
- Bu kazıkları karda kaybedeceğiz.
En fait, on va perdre les piquets dans la neige.
Yapmak istiyorsan sorun yok.
- Et s'il neige? Si tu en as envie, continue.
Burada harika bir kar yağışı var oda rahat ve merkezi sistem sayesinde sıcak.
Il y a des chutes de neige incroyable ici. Et la chambre est confortable et chaleureuse avec chauffage central.
Bu yüklü parayı daha da tatlı bir işe karı altına çevirecek olan bir işe yatırıyorlar Türkiye'den tonlarca baz morfin getiriyorlar.
Et elle réinvestit cette montagne de fric dans un business encore plus juteux, le business qui transforme la neige en or. Ils font venir la morphine-base de Turquie... par tonnes.
Bu sabah kar sağanağının geçmesi bekleniyor.
Possibles chutes de neige passagères dans la matinée.
Tung Ching-ting, Tam King-yiu, Fu Sing-tai, Fong Luk-tak hepsi temiz.
Tung Ching-ting, Tam King yiu, Fu Sing-tai, Fong Luk-tak, tous blancs comme neige professions différentes.
Kar kadar beyaz!
Blanche comme neige!
Kahverengi ayı, karın üzerinde bir kilometre uzaktan bile görülebilir.
L'ours brun peut être vu sur la neige depuis des kilomètre.
Onların yerini, buzların çözüldüğü ortama daha iyi uyum sağlayan kahverengi ayılar alır.
Ils seront remplacés par les ours bruns, mieux adaptés à l'environnement maintenant sans neige.
Kar yağıyor.
Il neige.
"'Ben de kar tanelerine bayılırım,'dedi Jasmine.
"Eh bien moi, j'adore les flocons de neige," dit Jasmine.
Ben Ekim'de büyük bir kar fırtınasında doğdum. Ki bu Michigan için oldukça garip.
Je suis née en pleine tempête de neige au mois d'octobre, ce qui est inhabituel pour le Michigan.
Bu kar daha ne ki.
Il a neigé encore plus!
Bütün gece kar yağdı.
Il a neigé. Toute la nuit.
- Kar yüzünden.
- C'est la neige.
- Kanıtın bu mu yani? Eğer gece yatağa gittiğimde yerde kar yoksa ve sabah kar kürüyorsam, gece yağmış demektir.
Si je m'endors le soir et qu'il n'y a pas neigé et que le matin je dois déblayer, c'est qu'il a neigé.
Karın içinden. Yaratıklar.
De la neige.