English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Neill

Neill translate French

1,495 parallel translation
- Muhtemelen anısı yok, O'Neill.
- Il a peut-être oublié.
- Tüm bunlardan ne çıkarıyorsun, Binbaşı? - Albay O'Neill, en son ne zaman "altuzay alanı" ve "yermanyetiği fırtınası" gibi terimler kullandı?
- Depuis quand le colonel parle-t-il de "sub-espace" et d "'orage magnétique "?
Sam birşey bulmuş. Albay O'Neill'a göre, o ve Teal'c P4X-639'da geçidi vuran bir ışın görmüşler.
Sam a une idée. D'après le colonel, lui et Teal'c ont vu un rayon frapper le Stargate sur P4X-639.
Albay O'Neill'a göre, P4X-639'dan gelen aramayı kesmeye çalıştık ama dışarıyı çeviremedik.
Le colonel dit que nous avons voulu bloquer la communication avec P4X-639, mais sans succès.
Kalins, O'Neil, bekleyin.
Kalins, O'Neill, restez là.
Bu son derece yersiz sunum için teşekkürler Neill.
Merci pour cet exposé sans aucune pertinence.
Bak, benden uzak dur Neill.
Ne t'approche pas de moi!
- Ver bana Neill.
- Donne-le-moi, Neil.
- Ver bana! Ver bana Neill.
- Donne-le-moi, Neil.
Bunu Paul O'Neill.
Celui-là, c'est Paul O'Neil.
"Hiç bir koşulda P4C-970'e gitmeyin."
"En aucun cas n'allez sur P4C-970, colonel Jack O'Neill."
Buna Albay O'Neill'in Eskiler'in kütüphanesinden ele geçirdiği veritabanını da ekleyin.
Avec les données rapportées par le colonel de la bibliothèque des Anciens...
Albay O'Neill Aschen'e güvenmiyor.
Le colonel se méfie des Aschens.
Albay O'Neill ve Binbaşı Carter da.. .. büyükelçiye danışmanlık yapmak üzere yanında olacaklar.
Colonel O'Neill, commandant Carter, vous irez avec l'ambassadeur à titre de consultants.
Hangi koşullar altında yazıldığını bilmiyoruz, tek bildiğimiz, notun üstünde bulunan kan ve imzanın Albay O'Neill'e ait olduğu.
On ignore ce qui l'a motivé, mais il porte une signature et du sang identiques à ceux du colonel O'Neill.
O'Neill. 2 L ile.
O'Neill. Avec deux "l".
Büyükelçi Faxon'ın ricası var, Albay O'Neill ve Binbaşı Carter'ın ona yine eşlik etmesini istiyor.
L'ambassadeur a demandé que O'Neill et Carter l'accompagnent à nouveau.
- Albay O'Neill burada değil mi?
- Le colonel O'Neill n'est pas là?
O'Neill notu bunu engellemek için gönderdi.
O'Neill avait envoyé ce mot pour éviter cela.
Yemin ediyorum, O'Neill, bu konuda bir soruşturma olacak.
Je vous jure, O'Neill, que je ferai faire une enquête.
Kurtardılar. Jack O'Neill bugün burada olamadı, yalnız on yıl önceki bir görev raporundan.. .. alınmış bu içten sözler, geleceği bize önceden bildirdi.
Ils l'ont fait. O'Neill n'a pu se joindre à nous, mais ces mots sincères, griffonnés dans un rapport de mission il y a dix ans, étaient prémonitoires.
Onu görmeyi umuyordum. O'Neill'in Aschen ittifakıyla ilgili düşünceleri net.
ça m'étonne. O'Neill désapprouvait l'alliance avec les Aschens.
- Albay O'Neill?
- Colonel O'Neill?
Albay Jack O'Neill. "
Colonel Jack O'Neill. "
Binbaşı, Albay O'Neill'dan bir telefon var.
Le colonel O'Neill veut vous parler.
Albay O'Neill Teal'c'i kurtaracak bilgiye sahip.
Le colonel O'Neill sait comment sauver Teal'c.
- Nanit teknolojisinin izlerini buldum, şu Albay O'Neill'ı bir seferinde hızla yaşlandıranlardan.
- J'ai trouvé des traces de nanite, responsable du vieillissement prématuré.
- Albay O'Neill için 100 yaz.
- Notez le colonel O'Neill pour cent.
Sonra uyandığımda Albay O'Neill bana bakıyordu.
Puis je me suis réveillée, et le colonel O'Neill me regardait.
- Güçlü bir silah, O'Neill.
- Une arme extrêmement puissante.
- Bu Albay O'Neill.
C'est le colonel O'Neill.
Ben Daniel Jackson ve bu da Albay Jack O'Neill.
Je suis Daniel Jackson et voici le colonel Jack O'Neill.
Albay O'Neill'ın bizim yardımımıza ihtiyacı var mı?
Le colonel O'Neill a-t-il besoin de notre aide?
- Albay O'Neill?
- Et le colonel O'Neill?
Albay O'Neill, Tollan'lılar için yaptıklarınızı unutmadık.
Colonel O'Neill, nous n'avons pas oublié ce que vous avez fait pour les Tollans.
Albay O'Neill, Dr Jackson, geri döndüğünüz için çok teşekkür ederim.
Colonel O'Neill, Dr Jackson, merci d'être revenus.
Tuhaf bir şekilde, Albay O'Neill, Omoc'un şanssız bir şekilde ölümü sizin avantajınıza oldu.
Bizarrement, le triste décès d'Omoc sert vos intérêts.
- Albay O'Neill, Dr Jackson.
- Colonel O'Neill, Dr Jackson.
Albay O'Neill bizden Omoc'un öldürüldüğü ile ilgili kanıt bulmamızı istedi.
O'Neill nous a demandé de trouver des preuves du meurtre d'Omoc.
Narim cihazın ikimiz için birden çalışması için el ele tutuşmamız gerektiğini söylemişti, O'Neill.
Pour utiliser cet appareil à deux, nous devons nous tenir par la main.
Onu ve Albay O'Neill'i görmek için oldukça sabırsızlanıyordum.
Je meurs d'impatience de le revoir, ainsi que le colonel O'Neill.
Ateş altındalar. Albay O'Neill, ben General Hammond.
- Le SG-1 est attaqué. O'Neill, c'est le général Hammond.
- Beyler?
- Activation non programmée. O'Neill... ne devrions-nous pas aider Daniel à traduire? Je saute cette boucle. - Dites, c'est important.
- Teşekkürler, O'Neill.
Merci, Teal'c. Bon sang. - Merci, O'Neill. - Non, non.
Albay O'Neill, ne yapıyorsun? Tam da gerilirken? !
Colonel, qu'est-ce que vous faites? Au beau milieu de mon swing arrière? Excusez-moi, je ne vous avais... Excusez-moi, George.
O'Neill!
O'Neill.
Şimdi, Albay O'Neil'in bu ilk temasla ilgili..... görev raporunu okuyorum "Bu insanlar gerçek olamayacak kadar iyiler." "Bilim ve teknolojilerini paylaşmaya hazırlar."
Voici ce qu'écrivait le colonel O'Neill dans son rapport sur ce premier contact : "C'est trop beau pour être vrai." "Ils veulent nous faire partager leur technologie." "Ils sont amicaux, plus futés que nous." "Et une chose est sûre." "Les Goa'ulds approchent." "Les Aschens pourraient nous tirer de là." Eh bien, écoute ça, Jack.
Zat'lar hala çalışıyor.
Ceci, par contre, pose un problème. C'est une réplique. Vous n'avez pas le droit d'être... Colonel O'Neill? Caporal-chef... Les zats sont parfaitement opérationnels.
Albay O'Neill... - Gerek olur diye.
- Au cas où.
Albay O'Neill, ateş altındayız.
Colonel O'Neill, nous essuyons des tirs.
Albay O'Neill
Colonel O'Neill.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]