Nesine translate French
103 parallel translation
Pekala, nesine varsın?
- Qu'est-ce que tu paries?
Nesine olsun sen söyle.
Parfaitement.
- Peki nesine hayransınız?
- Qu'admirez-vous en lui?
Nesine oynuyorduk? Kaputuna mı, huh?
Mais en fait, on joue à "meurs ou crève".
Nesine dokunayım ki.
Je ne le toucherais pas, même avec des gants.
Nesine bakıyorsunuz onların?
- Qu'est-ce que vous faites avec ces bottes?
Nesine?
On joue combien?
Bu zavallıların nesine yarayacak ki?
C'est pas que ça aide ces pauvres gens...
- Nesine? - Hiç param yok.
- Je n'ai pas d'argent.
- Nesine olacağını sen söyle.
- Nous vous écoutons.
Poker oynarken, nesine oynadığını bilmelisin.
Quand on joue au poker, on doit savoir ce pour quoi on joue.
Nesine bahse girersin?
Vous pariez?
Evet hadi, nesine?
Oui! Qu'est-ce qu'on joue?
İddiaya var mısın? Nesine?
Tu paries quoi?
Sen nesine giriyorsun?
Et toi, combien?
- Yasaların nesine aşıksınız?
- Qu'aimez-vous dans le droit?
Nesine oynamak istersin?
Bon, tu veux jouer quoi?
- Kiliselerin nesine bakacağız anlamadım.
- Je n'aime pas les églises
Ee? Bu karşılaşmada nesine majesteleri?
Que parions-nous sur le résultat, Votre Grâce?
- Nesine?
- Quoi?
Siz İngilizlerin nesine bayılıyorum biliyor musunuz?
Vous savez ce que j'adore chez les Anglais?
- Nesine oynuyoruz?
- On joue pour quoi?
- Nesine? - Kaç paran var?
- T'as combien?
- Nesine?
- Combien?
- Varmısın iddiaya? - Nesine?
- On parie?
- Nesine hak veriyorsun? - Ölü de, diri de olsam o gülüşü tekrar görmek için cehennemden tırmanırdım.
je pourrais m'ouvrir... un chemin de 15 Km au travers de la pierre avec mes mains pour le revoir.
Nesine?
- Que parions-nous?
Nesine oynuyoruz, şimdi?
On joue jusqu'où?
Nesine diyelim?
Mise à 50 dollars?
Oradaydı, nesine bahse girelim?
- Vous voulez parier que c'est là?
Nesine istersen.
- Tout ce que tu veux.
Nesine karar vereceğiz?
Qu'est-ce qu'il y a à décider?
Olur, nesine?
D'accord. Tu paries quoi?
- Nesine ne demek?
Quoi?
- Nesine? - Bir saat ayak masajı.
- 1h de massage.
- Nesine oynuyoruz?
Que veux-tu faire? Bon. Moi, un café, toi une glace.
Bir futbol topunu dağların ötesine atacağıma nesine bahse girersin?
Tu paries combien que je lance le ballon par-dessus la montagne?
Nesine bakayım?
Qu'est-ce que ça peut vous faire.
- Nesine?
- Combien paries-tu?
- Nesine gireceğimizi düşündün mü?
- Tu as un enjeu en tête?
Nesine dikkat edeyim?
Qu'est-ce qu'il a?
Nesine bahse giriyoruz? Şu tepeye kadar kapışmaya var mısın?
Je vais te faire une double vrille et un 360, suivi d'un double hélico...?
- Nesine oynuyoruz?
- Quelle est la mise?
Nesine oynuyoruz?
Que jouons-nous?
Nesine oynadığını duyamadım.
Tu peux me rappeler quel est l'enjeu?
Nesine oynuyoruz?
Le perdant paie quoi?
'Flax'nesine?
"Flax" quoi?
- Nesine?
- Choisis.
Bunun nesine güldüğünü bilmiyorum.
Laisse-la.
Nesine güleceğiz?
- On rit de quelle partie?
Nesine iddiaya giriyoruz?
C'est quoi, l'enjeu du pari?