Neuf translate French
18,994 parallel translation
Neler oluyor be serseriler?
Quoi de neuf, enculés?
N'aber dostum?
Quoi de neuf?
Dokuz dönümlük bir yerleşke, binalar arka arkaya sıralanmış buradan arkaya kadar.
Complexe de neuf acres, aire ouverte à partir d'ici jusqu'à l'arrière.
N'aber?
Quoi de neuf?
N'aber birader Bub?
Quoi de neuf, cher Bub?
Ben dokuz yaşımdayken hayatımdan çıktı o.
Parce qu'il est parti quand j'avais neuf ans.
Gıcır gıcır mal.
Tout neuf.
Dokuz yaşımdan beri.
Depuis que j'ai neuf ans.
Nedir yani?
Quoi de neuf?
Bir değişiklik olursa beni arar mısın?
Vous m'appelez s'il y a du neuf?
N'aber Carl Lucas?
Quoi de neuf, Carl Lucas?
N'aber doktor?
Quoi de neuf, docteur?
Geçit transferine 10 saniye. Dokuz, sekiz yedi, altı, beş dört, üç, iki, bir.
Transfert Gateway dans dix, neuf, huit, sept, six, cinq, quatre, trois, deux, un.
Yakup 4, ayet 8 ve 9.
Jacques, chapitre quatre, versets huit et neuf.
Selam, ne oldu?
- Hey, quoi de neuf?
Çok fazla alternatif var...
Il y a neuf voitures...
Senden ne haber?
Quoi de neuf?
Üstündeki kara bulut giderek büyüyor.
Quoi de neuf, docteur?
Hayır, satışlarımız düşüyor.
[propriétaire du journal] Les ventes baissent. Il faut du sang neuf.
Kırk beş, kırk altı. Kırk yedi, kırk sekiz, kırk dokuz.
Quarante-cinq, quarante-six, quarante-sept, quarante-huit, quarante-neuf.
Bu hamamböceği yerinde dokuz senedir çalışıyorum.
Je bosse ici depuis neuf ans.
- Yo, n'aber zencim?
Yo, quoi de neuf, négro?
Dokuz yaşından beri nezarethanede.
Il était en détention juvénile depuis ses neuf ans.
Yeni, daha iyi bir yere gitmeliydik.
Partir ailleurs vers du neuf pour du meilleur.
Yeni ne var?
Quoi de neuf?
İkiniz, 9 dakikanız var.
Vous avez neuf minutes.
Gina, nasıl gidiyor?
Alors Gina, quoi de neuf?
- N'aber, dostum? Benim.
Quoi de neuf, mon pote?
N'oldu?
Quoi de neuf?
N'apıyorsun Çavuşum?
Quoi ne neuf, Sarge?
YAKINDA 9 BANKA
BIENTÔT NEUF BANQUES!
- Yeni bir takım alıyorsun. Her şey yeni!
Vous aurez du matériel neuf.
Haberler nedir?
Du neuf?
Selam nasılsın?
Eh, quoi de neuf?
Naber?
Hey, quoi de neuf?
Naber?
- Hey. - Quoi de neuf?
Naber komşular?
Quoi de neuf, les voisins?
Naber?
Quoi de neuf...
- Naber Kel?
- Hey, quoi de neuf, Kel'?
Ondan sonra dokuz saat uyudu.
Elle a dormi neuf heures après.
Evet, ne var Nat?
Oui, Nat, quoi de neuf?
Görünüşün pek de iyi değil.
Propre comme un sou neuf.
Uçaktan yeni bir haber çıktı mı?
Quoi de neuf sur l'avion?
- İşte bu! - Dokuz...
Neuf...
Uşkun, 9 yönünde.
À neuf heures.
Senin gibi kibar şekilde yetiştirilen genç bir hanımın altmış dokuz ifadesine pek aşina olduğunu sanmıyorum!
Je suppose qu'une jeune dame raffinée comme toi ne sait pas ce qu'est un soixante-neuf?
Altmış dokuzun bekleyebileceğine razı olduğunu sanmama rağmen bu konuda oldukça ısrarlıydı.
Eh bien, elle a beaucoup insisté, même si je pensais qu'elle aurait accepté un simple six. On aurait pu se passer du neuf.
Ben Perry, nasıl gidiyor?
Quoi de neuf?
Dokuz, sekiz, yedi altı, beş, dört, üç, iki, bir!
Neuf... Huit... Sept...
- Amanın.
Quoi de neuf, mec?
Naber?
Quoi de neuf?