English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Nob

Nob translate French

78 parallel translation
Sosyete tepesinde bir partide çalacağız.
L'agent veut qu'on joue à une soirée caritative à Nob Hill.
Sosyete tepesinden buralara inmeniz bizim için onurdur.
Honorés et ravis de voir que vous êtes venus de Nob Hill.
Sosyete tepesine bak.
Regardez là-bas, vers Nob Hill.
Lilith teyzemin Nob tepesindeki evi de bu kadar yüksek midir?
La maison de tantine est-elle aussi haute?
- Evet. Nob Hill'deki eski Wellman malikanesinin restorasyonu için milyonlarca dolar harcıyor.
Il met des millions dans la restauration du vieux château à Nob Hill.
Kendilerini ne sanıyorlar? Nob Hill'denler mi?
Ils sont du Mont Aristo?
Nob Hill'deki alışveriş merkezini yenilemekten söz ediyor.
Il pense refaire tout le centre commercial de Nob Hill...
- Haydi çocuklar, canlanın. Nob Hill meselesi ne durumda?
Où est-ce qu'on en est avec Nob Hill?
Bir arkadaş. Nob Hill'deki alışveriş merkezini işletiyor.
Il gère le complexe commercial de Nob Hill.
Nob Hill yakınında bir hotelde.
Un hôtel près de Nob Hill.
Tek başına Noby Hill gibi bir restoranda ne işin vardı?
Qu'est-ce que tu faisais dans un restau comme Nob Hill tout seul, d'ailleurs?
Ben "Nob Hill" in kralıyım!
Ici, je suis le roi de Nut Hill.
Biliyor musun, bence bunu Nob Hill'deki kuyumcu Gertrude'den aldı.
Je pense qu'elle a acheté ça à la bijouterie Zachary à Nob Hill.
- Amerikan futbolu, basketbol ya da beysbol mu?
- NFL, NBA, NOB? - Football.
Nob Hill'e olabilir.
Pour Nob Hill, sans doute.
Hayır, bilmiyordum.
Nob, je ne connaissais pas.
Geçen salı Nob Hill'den gönderilmiş.
Ça a été posté mardi dernier à Nob Hill.
Bir hafta Önce Nob Hill'den postalanmış.
Posté il y a une semaine, à Nob Hill.
Nob Hill'de bir daire tutmuştum. Kravat ve takım elbiseyle birçok sekreterimin olduğu bir işte çalışıyordum. Bu işle elimden bir şeyler gelmesinin hazzını yaşamaya başlamıştım.
J'avais un appartement dans un beau quartier, une cravate et un costume, un boulot avec des secrétaires, et ça commençait à me plaire, l'idée que j'étais capable de ça que j'étais plus intimidé par les formes sociales,
- Evet, Nod Tepesi'nde.
- À Nob Hill, bien sûr.
Nob Hill gibi değil, doğru mu?
C'est pas exactement Nob Hill.
Yani, benim Nob Tepesi'nde bir mülküm var.
J'ai un appart à Nob Hill.
Nob Hill'deyim.
Je suis à Nob Hill.
Ve 500 dolarlık ayakkabı giyiyorsun fakat teknedeki gaz kaçağını gidermek için 10 kuruş harcamıyorsun. ... bu da demek ki "miras kalmış" tıpkı Nob Hill'in Jamaikalı hemşirelere sabun ve ampül çaldıkları için bağırması gibi.
Et vous portez des chaussure à 500 $, mais ne voulez pas dépenser 10 $ réparer un cachet percé sur un fourneau de propane, qui dit "vieil argent", comme les commères repliées sur Nob Hill criant après leurs nounous Jamaïcaine
Evet, evet. Eskiden Barnes Nob'da çalışırdım...
Oui, oui, je bossais pour Barnes Nob...
Tüm birimlere : Ters dönmüş bir araç ihbarı aldık. 115 Nob Hill.
À toutes les unités, rapport pour un véhicule retourné au 115 Nob Hill.
Nob kulüpte?
Au nob club?
O yer Nob Hill olmalı.
Ce serait la colline de Nob.
Nob'un argo bir kelime olup zengin ya da varlıklı anlamına geldiğini biliyor muydun?
Ils savaient que la foule est une expression? Ce qui signifie riche ou de la chance.
Ayrıca dalga etmek için de Snob Hill denirmiş.
Également connu péjorativement Nob Hill.
Bizim ihtiyar Nob koltuğu bırakıyor demek.
Le vieux Norbs se retire.
Evet, evet Nob Hill'i deneyebiliriz.
On peut essayer Nob Hill.
Uçakta NOB ajanları vardı ve bomba patladı.
Les agents du DEO étaient à bord et la bombe a explosé.
NOB'a hoş geldin. Normalötesi Operasyonlar Birimi.
Bienvenue au DOE, le département des opérations extra-normales.
NOB Dünya'yı dünya dışından gelen canlılar ve / veya istilalara karşı koruyor.
Le DOE surveille et protège la Terre de la présence d'alien et ou... d'invasion.
NOB'a hoş geldiniz biz dünyayı, dünya dışından gelen istilalara karşı koruruz.
Bienvenue au DOE, nous protégeons la Terre des invasions aliens.
NOB, tüm ileriye dönük saha ajanları için çok güçlü fiziksel ve psikolojik değerlendirmeleri şart koşar.
Le DOE exige que tous ses futurs agents de terrain subissent un entraînement intensif et une évaluation psy.
NOB'a katıldığım zaman beş ay boyunca 12 saatimi bu odada geçirdim.
Quand j'ai rejoint le DOE, j'ai passé 12 heures par jour, pendant 5 mois dans cette pièce.
Sadece NOB bana zarar verebileceğini biliyor.
Seul le DOE sait que ça peut me blesser.
Belki de NOB kumaşı taşımıyorumdur ben.
Peut-être que je ne suis pas faite pour le DOE après tout.
Yoksa bu da mı NOB kurallarına aykırı?
Ou c'est contre les règles du DOE?
NOB'da olan şeyler için.
De la façon dont j'ai agi au DOE.
Ama gizlice, şehrimi uzaylılardan ya da zarar verebilecek her türlü şeyden korumak için üvey kardeşimle birlikte NOB için çalışıyorum.
Mais secrètement, je travaille avec ma sœur adoptive pour le DOE afin de protéger ma ville des aliens et de quiconque voulant lui nuire.
Sen ve NOB'un Max'e yaptığı her şey.
C'est tout ce que toi et le DEO faites avec Max.
James, seni anlıyorum ama NOB ahlakı için endişelenmek senin işin değil.
Je t'entends mais ce n'est pas ton boulot de t'inquiéter de l'éthique du DEO.
Endişelendiğim şey NOB ahlakı değil.
Ce n'est pas de l'étique du DEO dont je m'inquiète.
- NOB'da sana ihtiyacımız var.
- On a besoin de toi à la DEO.
NOB ile uğraşmamak gerek.
On devrait faire attention avec le DEO.
Okul nöb.. - ben?
Le surrr-veillant?
Hayır!
Nob!
Pekâlâ, görünüşe bakılırsa Nob Hill'e gidiyoruz.
Il semble que cela va de Nob Hill.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]