Nomine translate French
224 parallel translation
Ego coniungo you in matrimonium, in nomine Patris et Filli and Sancti Spiritus.
Ego coniungo vous matrimonium, dans nomine Patris et Filli et Sancti Spiritus.
Ee, ona ne dememi isterdin? Bebek Oyl?
Et comment vous voulez qu'on le nomine Olivette?
Ego te baptiso, Dalmatian, in nomine patris et filii et spiritus sancti. Amen.
Ego te baptiso, Dalmatien, in nomine patris et filii et spiritus sancti.
Burası çok karanlık. Bizi affet.
In nomine patris...
In nomine Patris, et Filii et Spiritus Sancti.
"in nomine Patris, et Filii et Spiritus Sancti."
- In nomine Patris - Et Filii
- "In nomine Patris -" Et Filii
Üç kutsal baba, üç selam Meri ve üç muzaffer Bes duası oku.
"Ego te absolvo a peccatis tuis." "In nomine patris, et fili, et spiritus sancti. Amen."
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla seni günahlarından azat ediyorum.
Ego te absolvo a peccatis tuis, ln nomine Patris et Filii et Spiritus Sancti.
Para kazanmak için palavra düzen biri olarak,... ben oraya çıkman konusunda ısrarlıyım.
Dans la mesure où t'étais payé à mentir, je te nomine pour aller leur parler.
Ulusal Coğrafya Birliğine üyelik için aday gösterildim.
J'ai été nominé pour être membre de la National Geographic Society.
Grammy ödülleri. Ödüllere aday gösterilen birçok plağı var.
- Il a été nominé plusieurs fois.
Üstün Hizmet Madalyası için önerildim.
J'ai été nominé pour recevoir l'ordre du mérite.
Bu inandırıcı Tanrı rolü için Oscar ödülü aldı. Gerçi başka bir oyuncunun sesini kullanmışlardı.
Il fut nominé aux Oscars pour son interprétation du rôle de Dieu... bien qu'on ait dû utiliser la voix d'un autre acteur.
Olumsuzluk yaratma.
J'étais déjà content d'être nominé.
Atamandan sonra...
Quand vous serez nominé...
Ödüle aday gösterildin.
Vous avez été nominé pour un prix.
Carrington Ödülü tarihindeki en genç aday olmak nasıl bir duygu?
Que pense le plus jeune nominé de l'histoire du prix Carrington?
Federasyonun en saygın Tıp Ödülüne aday gösterildiğim için inanılmaz heyecan içindeyim demeni bekliyorum.
Que ça vous fait un plaisir démentiel d'être nominé pour le prix médical le plus prestigieux de la Fédération.
"İngiliz Hasta" ya ne dersin? Tüm Oscar ödüllerine aday.
Le Patient anglais est nominé aux Oscars.
Hey, aday gösterildiğim için mutluyum.
Je suis juste heureux d'être nominé.
Hayatımızın Günleri'ndeki rolümle bir ödüle aday olmuşum.
Je suis nominé pour Des Jours et des Vies.
Emmy'e aday olduğuna inanamıyorum.
Tu es nominé pour un Emmy!
- Hayır. Pembecik'e aday oldum.
- Je suis nominé pour un "Soapie"!
Daha önce hiçbir ödüle aday olmamıştım.
Je n'ai jamais été nominé.
- Benim kategorim bu!
- C'est là que je suis nominé!
Dört yüz tane kategori var ama hiçbirinde aday gösterilmiyorum.
Quatre cents catégories et je ne suis pas nominé une seule fois!
Ve, besinci adam yerine, Calculon Muhtesem Üçlü filmindeki harika performansiyla.
Et, à la place du 5ème nominé, Calculon... pour sa remarquable interprétation dans Les Trois Mercenaires.
James Devlin, ikinci dönem valiliğine resmen başlamak üzere.
James Devlin va être nominé gouverneur pour la seconde fois.
Herşeyi birlikte yapardınız. Charlie'nin Cindy Crawford senin de onun sıçanı kılığına girdiğin cadılar bayramını hala hatırlıyorum.
Mon one man show, Jack 2001... a été nominé pour...
Ne yani beni ekiyor musun?
Malheureusement, Jack 2001 n'a pas été nominé.
Böylece arkadaşlarını eski moda bir piyano partisine getirebilecektin...
Je vais aux MAC Awards. Chéri, tu n'as pas été nominé.
Annemin düzenlediklerinden bile daha güzel. Gülüyorum çünkü rahatsız hissediyorum ve nedenin bilmiyorum.
Il a dit qu'il y a eu une sorte de confusion, et que t'as même pas été nominé.
Biliyor musun, Darryl Pulitzer'e aday olmuş.
Darryl a été nominé pour un Pulitzer.
Ve Pulitzer'e aday olmasının imkânı yok.
Il ne peut pas avoir été nominé pour un Pulitzer.
Bay Edward, size bildirmekten onur duyarım ki... Evrenin En Büyük Gerzeki yarışmasına adaysınız!
M. Edward, j'ai le plaisir de vous informer que vous êtes nominé pour le Plus Gros Connard de l'Univers.
Ne? Sütlü Yol Galaksisinden ilk aday sizsiniz.
Vous êtes le 1er nominé de la Voie Lactée.
Ben, River Wild filmiyle Altın Küre adayı olmuş biriyim. Sen de demin evimin önünde duran dürbünlü birisin.
Moi... nominé au Golden Globe pour La rivière sauvage... et toi... un mec devant mon appartement, avec des jumelles.
- Hayır, sadece aday oldum.
- Non, j'ai été nominé.
Bağımsız Film Festivali'nde...
Ça vous fait quoi d'être nominé au festival lndie-Vision?
Tabi, tabi ki "Nokta" i " " ödüle aday olduğu için çok heyecanlıyız.
Bien sûr, on est très contents que le film soit nominé.
Benim senaryom, aday gösterilmedi bile.
Le script n'a meme pas été nominé.
Verdiği zarara bir de hakaret ekleyerek, rapçi Tupac Shakur NAACP'nin İmgesi Ödülü'ne aday gösterildi diyor.
Pour comble d'insulte, le rappeur Tupac Shakur est nominé pour un prix honorifique de la NAACP.
Bayanlar ve baylar, ünlü rap sanatçısı ve Grammy ödülü adayı Tupac'ı alkışlayalım lütfen.
Mesdames et messieurs accueillez un artiste de rap nominé aux Grammy, Tupac.
Nelson Muntz, sen de Yılın Magandası ödülü için aday gösterildin.
Nelson Muntz, vous êtes nominé pour la petite brute de l'année.
Aday gösterildiğinizde geri çekildiğinizi okudum.
quand vous avez été nominé, vous vous êtes retiré.
Bir derginin kapağı olmadım.
Etre nominé.
Ve şimdi ikinci adayınız, Boklu sandviç
Et votre deuxième nominé, le Sandwich à la merde.
Siz, Pulitzer için aday gösterilmişsiniz, o da magazin basınında iş bulmuş.
Vous êtes nominé pour le Pulitzer, il finit paparazzi.
Bronz yıldız için seni tavsiye etti çavuş.
Il vous a nominé pour la Bronze Star.
Bagot'un onu aday göstermesine şok olmadım.
Cela ne m'a pas choqué quand Bagot l'a nominé.
TV Dizisi Ödülü'ne aday olarak gösterildim... yine.
J'ai été nominé pour une récompense pour un feuilleton de l'après-midi... encore.