Nordstrom translate French
46 parallel translation
Hayır, buraya sadece nasıl olduğunu görmeye geldim. Eğer seninle yalnız konuşabilirsek...
Vous connaissez Mike Nordstrom?
Profesör Bergman.
Professeur Bergman, ici Jim Nordstrom.
Ben Jim Nordstrom. Laser bariyerini geçtik, ve iki dakika içinde radyasyon mühürlerinin kontrollerini yapmaya başlayacağız.
Nous avons passé la barrière laser, et le Dr Russell pourra commencer ses vérifications dans quelques minutes.
Güvenlik. Oradan çıkıp Nordstrom'ü içeri getirin.
- Allez chercher Nordstrom.
Beni "Sipringfield Hava Alanına Hoş Geldiniz" ve "Nordstrom Nerede?" gibi otomatik bilgi sistemlerinden tanıyorsunuzdur.
Vous m'avez déjà vu dans les kiosques automatisés comme "Bienvenue à l'aéroport" et "Où faire ses courses?"
Brad. Onu Nordstrom'da buldum.
- Brad, je l'ai trouvé à Nordstrom.
Ya da şu anda üzerinde yattığın çarşafların Nordstrom'dan alındığını.
Les draps que vous salissez? Achetés chez Nordstrom.
Ben olsam önce Nordstrom'a bakarım.
Va cher Nordstrom en premier.
Estee Lauder dudak dolgunlaştırıcıya 100 dolar, Nordstrom'dan bir deri cekete 1200 dolar, Tricky Wicks vanilya kokulu mumlara 500 dolar mı?
Cent dollars pour un rouge à lèvres de marque, mille deux cents dollars pour une veste en cuir, cinq cents dollars de bougies parfumées à la vanille...
Hafta sonları Nordstorm's mağazasının bayan ayakkabı bölümünde çalıştığı tespit edildi.
Il a été vu en train de travailler dans le service de chaussures pour femmes à Nordstrom ce week-end.
Peki, bu Nordstrom bulmak elbise tür değil, biliyorsun.
On ne trouve pas ces tenues en ville, en tout cas.
Okuldan sonra Ashley ile Nordstrom indirimleri için alışverişe gideceğiz.
Apres l'école, Ashley et moi, on va faire les soldes.
Öğle yemeği için Grab'le buluşacağım, sonra da Nordstrom'a alış verişe gideceğiz.
Je déjeune avec Gab, puis on ira à Printemps.
Nord strom'dan aldım, indirim askısındaydı.
Je l'ai trouvé en solde chez Nordstrom.
Nordstrom'dan aldım. Dur.
Je l'ai acheté à Nordstrom.
Korta giderken Nordstrom'a uğrarız.
On peut s'arrêter dans une boutique avant le tennis.
- Sana Nordstrom alırız icabında.
- Je t'achète la boutique.
Nordstrom'dan Sally Bergen.
Sally Bergen, de Nordstrom.
Nordstrom'daki ikinci kata geri dön diyorum.
Qu'il retourne chanter au 2e étage de Nordstrom.
Hafta sonu ve Nordstrom'dan bahsederek bizi lanetledin.
T'as attiré la poisse avec ton long week-end et Nordstrom.
Bu blog yazısı değil, Bayan lüks mağaza.
Ce n'est pas un blog en ligne, mademoiselle Nordstrom.
Violet Nordstrom?
Violet Nordstrom?
Miss Nordstrom.
Mlle Nordstrom.
Ee, Violet Nordstrom.
Violet Nordstrom.
Ama ben ne yaptım... Nordstrom Rack'ten almıştım ama Neiman Marcus kutusuna koydum.
C'est du Nordstrom Rack, mais je l'ai mis dans une boîte Neiman Marcus...
Geç! "Bu oyun tamamen değersiz" " It is only Violet Nordstrom's savage and raw portrayal of the mother,
"Cette pièce est pratiquement sans aucun mérite.' " Il n'y a que le portrait sauvage et cru de la mère par Violet Nordstrom, "
Teşekkürler Mrs Nordstrom.
- Merci, Mme Nordstrom.
Violet Nordstrom, Bağımsız Ucuz Cips Partisi.
Violet Nordstrom, du Parti Indépendant des Frites Pas Chères.
Ultrasonlar, doğum öncesi vitaminleri, bir de Nordstrom mağazasındaki küçük, siyah, hamile bedeni olan elbise var tabii.
Les échos, les vitamines prénatales, et puis j'ai trouvé ce petit ensemble de maternité noir chez Nordstroms.
Nordstrom yasak, tamam mı?
Tu vas pas chez Nordstroms, d'accord? Tu m'as bien compris?
Nordstrom yok.
Pas chez Nordstroms.
Eğer ben "Nordstrom" sam, raflar da sensin.
Si j'étais une boutique, tu en serais les rayons
Tahminlerim doğruysa alışveriş merkezindeydi ki bu çok mantıklı çünkü Nordstrom ayakkabılarda büyük indirim yapmıştı.
Si mes calculs sont exacts, elle était à la Galleria, qui fait sens total parce Nordstrom a été d'avoir une vente de tueur sur les chaussures.
Nordstroms bunları göt zoruyla indirime soktu.
Nordstrom n'a presque jamais de soldes.
İş için giysi arıyorsan Nordstrom'da şahane bir indirim var.
Alors écoute, si tu cherches des habits pour le travail, Nordstrom fait des supers soldes. J'ai acheté ce petit haut approprié là-bas.
Merhaba, Nicole, Andre.
Michèle, tu te rappelles M. Nordstrom. Ça fait des années...
- Hayır, teşekkürler. Bay Nordstrom.
Merci, Mme Fawcett.
Tekrar, Topaz konusuna gelelim.
M. Nordstrom, noir avec un sucre.
Tamam, Nordstrom.
Très bien, Nordstrom. Nous vous surveillons.
Steiner, Nordstrom'ü çıkar oradan. Sanırım başı dertte.
Steiner, sortez Nordstrom de là, il a des problèmes.
Onu tutamıyorum!
Arrête, Nordstrom!
Nordstrom'da kullanmayı denemiş.
Le crétin a essayé de s'en servir dans un grand magasin.
- Alışverişe.
- Chez Nordstrom.
Diyelim ki bıraktım. Her şeyi bırakıp Nordstrom'da işe girdim.
Si j'arrête et que je trouve un job chez Nordstrom.
Hafta sonu Nordstrom'da satış var.
Y a des soldes à Nordstrom.
Nordstrom kartı kullandınız değil mi?
Tu avais une Carte Bleue.