Norris translate French
727 parallel translation
Konyak, Norris.
Norris, du cognac.
Bu yeterli, Norris.
Ce sera tout, Norris.
Uşağım, Norris, bilebilir.
Mon majordome le saurait.
- İyi akşamlar, Norris.
- Bonsoir, Norris.
Sağol, Norris.
Merci, Norris.
- Norris bunu halletti.
- Norris a arrangé ça.
Alo, Norris?
Allô, Norris?
New York City Polis bölgesinden Yüzbaşı Norris Skutnik'in teşhisinde görev almış.
Le capitaine Norris du nouveau district aurait trafiqué l'identification?
Yüzbaşı Norris, ha?
Capitaine Norris, hein?
- Norris oyalamış, değil mi?
- Norris a pris son temps, hein?
Adım Charlie Norris Bay Ringo.
Je suis Charlie Norris.
Hakim Haywood tarafından açıklanan ve Hakim Norris tarafından desteklenen mahkeme hükümlerine karşı çıktığımı ısrarla belirtmek istiyorum.
Je tiens à signaler que j'ai voté contre cette décision, rendue publique par le juge Haywood et approuvée par le juge Norris.
İyi geceler Bayan Norris.
- Mais de quel droit...
Şimdiye kadar hiç durmadım.
Mme Maribelle Norris va chanter pendant notre prière.
Merhaba Bn.
Mlle Norris.
Norris. Nasılsınız?
Comment allez-vous?
Dr. Norris yarım saat önce söylemişti.
Le Dr Norris a dit environ une demi-heure.
Alo, Bayan Norris? Beni tanımazsınız, fakat sanırım konuşmamız gerekiyor.
Mme Norris, vous me connaissez pas mais faut qu'on parle.
Evet, tanımadığını biliyorum, Bayan Norris, fakat kocanız tanıyor.
Je sais mais votre mari la connaît.
Anlarsınız ya, Tanya benim kız arkadaşım, ve Bay Norris de sizin kocanız. Keşke daha nazik anlatma yolu olsaydı, fakat yok. Bir ilişki yaşıyorlar, işte böyle.
Tanya est ma petite amie et M. Norris est votre mari et je dois vous dire qu'ils ont une liaison.
Bay Norris.
- M. Norris.
Oh, Bay Norris, iyi akşamlar, efendim.
Bonsoir, M. Norris.
Jimmy, Onu Bay Norris için yere koy. Evet, efendim.
Posez-le pour M. Norris.
Merhaba, Bay Norris.
- Bonsoir, M. Norris.
Bay Norris nerede?
Oû est M. Norris?
Bay Norris!
M. Norris!
Ne oldu? Norris'e bir şey olmuş.
Que s'est-il passé?
Adli tabip kurban Norris'in, görünüşe göre, tek mermiyle kalbinden vurularak öldürüldüğünü söylüyor.
Le légiste dit qu'il a été tué d'une balle dans le coeur.
Norris'e çalışanların hepsiyle konuştuk.
On a parlé aux employés de Norris.
Demek Bay Norris film gösterim odasındaymış. film seyrediyormuş.
Alors M. Norris regarde un film dans la salle de projection.
Ben Norris'in şirketi için bir satış promosyon filmi yaptım.
J'ai fait un film pour l'agence de M. Norris.
Şey, görünüşe göre, Vic Norris terk etmiş.
Vic Norris.
Kusura bakmayın, efendim, ama Bay Norris'in odayı terkettiğini görmediğinizi söylediniz, bu durumda başka hiç kimsenin terkedip terketmediğini nasıl bilebilirsiniz
Excusez-moi. Si vous ne l'avez pas vu partir, comment sauriez-vous pour les autres?
Bay Norris çok şey isteyen biri idi ve filmi izleyen diğer bütün insanlar onun için çalışıyordu.
M. Norris... était un homme très exigeant. Les gens à la projection travaillaient pour lui.
Bay Norris'i öldürmek için bir nedeni olabilecek birini düşünebiliyor musun?
Qui aurait pu vouloir le tuer?
Vic Norris reklam kampanyasının bir parçası olarak tuttuğu genç bir kadınla bir ilişki yaşıyordu.
Vic Norris avait une liaison avec... une jeune femme que nous avions engagée pour sa campagne publicitaire.
Ve siz bu Bayan Baker'in Bay Norris'i öldürmek için bir nedeni olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Et vous pensez qu'elle voulait le tuer?
Bayan Norris'i araştıracağım Bir tanığı var mıymış, bakayım.
J'irai voir si Mme Norris a un alibi.
Evet, var, Bayan Norris. Siz Valley ve Magnolia'nın köşesinde idiniz.
Si, vous étiez à l'angle de Valley et Magnolia.
Bay Norris bir 22'likle vuruldu.
M. Norris a été tué par un 22.
Sanırım Bayan Norris'i sorguladınız.
Vous avez dû interroger Mme Norris.
Ah, Bay Norris'in sekreteri bana bugün yapılması planlanan bir yönetim kurulu toplantı gündemi gösterdi.
La secrétaire de M. Norris a marqué dans son agenda qu'une réunion de la direction était prévue aujourd'hui.
Hayır, Keppel Enstitüsü asla Norris bütçesinden para almıyordu. Almaması gerekiyordu.
Dans mon métier, on ne touche pas de salaire.
Ah, Bay Norbert'le konuştum, anımsadığına göre, film sona erdiğinde,
J'ai parlé à M. Norbert. A la fin du film, vous avez demandé où était M. Norris.
Ve daha sonra Bay Norbert dedi ki, sana Bay Norris'in film bitmeden hemen önce terkettiğini ve çok iyi görünmediğini söylemiş.
M. Norbert dit qu'il vous a répondu : "M. Norris est sorti avant la fin du film, il ne se sentait pas bien." - C'est exact?
" cesedini görmeden önce çalıştırmış olabileceğim hiç aklınıza geldi mi, Komiser?
"Sachez que je l'ai allumé avant d'aller dans le couloir " et avant de voir le corps de M. Norris.
Yüzbaşı Norris, ha?
Le capitaine Norris, hein?
Hayır.
Bonsoir, M. Le maire. Mme Norris.
Bay Norris yalnızca bir iş arkadaşıydı.
M. Norris... était juste une relation d'affaires.
"Bay Norris nerede" demişsiniz. Doğru mu?
C'est exact?
" onu lobiye girmeden ve Bay Norris'in
Je cite :