Nuits translate French
4,585 parallel translation
Şu sevdiğimiz yerde Tellamy Cove Inn.
Ce n'est que trois nuits dans cet endroit que nous avons aimé, le Tellamy Cove Inn.
Biliyorum son birkaç gece oldukça zor geçti ama bugün harika bir gün olacak.
Je sais que tu as eu quelques nuits difficiles, mais aujourd'hui va être une très bonne journée.
Her şey bittiğinde, dört gün dört gece uyuyacağım.
Quand c'est fini, je dors quatre jours et quatre nuits.
Son iki gece 8 ile 11 saatleri arasında nerede olduğunuzu söylermisiniz?
Pouvez-vous nous dire où vous étiez ces deux dernières nuits entre 20h et 23h?
Bunlar 8 buçuk saat önde. Benim de çalışma saatlerim garipleşti. Bütün gece nöbet tuttuğum oluyor.
Ils ont... 8h30 de décalage horaire, donc je vis en décalé, je fais beaucoup de nuits blanches.
Biliyorsun eğer oda arkadaşı olsaydık bunu her gece yapabilirdik.
Tu sais, si on étais collocs, On pourrait faire ça toutes les nuits.
Eğer sakıncası yoksa birkaç akşam burada kalacağım.
Je vais squatter ici quelques nuits, si ça ne te dérange pas.
Yalnız denizlerde geçirdiğim gecelerden kalma eski bir alışkanlık.
C'est... une vieille habitude des nombreuses nuits sur les mers solitaires.
- O zavallı kedi kapımızda ağladı her gece içeri girmeyi deniyor, birazcık sıcak süt içmeyi deniyor belki biraz da tuna balığı almayı deniyor
Ce pauvre chat pleure à notre porte toutes les nuits qu'on le laisse entrer, essayant d'obtenir un peu de lait chaud, et peut-être une boîte de thon.
İhtiyar bir ana her gece haykırarak ağlıyor.
Une vieille mère qui braille toutes les nuits.
Bizim baba-kız spa gecelerimizi gölgede bırakmana izin vermem.
Tu n'as pas le droit d'égaler mes nuits de spa père-fille.
Her gece uykuya dalarken tecrübe ettiğiniz gibi. Bir kitaba odaklanmak, ya da FDR'de çıkışı kaçırmak gibi.
Vous l'expérimentez toutes les nuits, en vous endormant, en lisant un livre, ou en ratant votre sortie sur la voie rapide.
Birkaç gece önce Derek beni odasına davet etti.
Il y a deux nuits, Derek m'a invitée dans sa chambre.
Kendinden geçen sen değil....... çoğu zaman olduğu gibi Witten'dı.
Mais ce n'était pas vous qui avez sombré, c'était Witten, comme la plupart des nuits
Bu adam 2 gece önce öldürüldü.
L'homme est mort il y a deux nuits.
Adamın 2 gece öldürüldüğünü söyledin değil mi?
Vous dites qu'il a été tué il y a 2 nuits?
2 gece önce onunla kaldım.
Il y a deux nuits, j'étais avec elle.
Belki de başka bir evin sahibi Sikes'a gitti. Onlara evde iyi gözükmek için. 2 gece önce Alonzo Pierce onu tekrar ara sokakta gördü.
Peut-être qu'un autre propriétaire en avait après Sikes, l'a vu quand il cambriolait sa maison, il y a deux nuits il l'a revu dans l'allée, après qu'il ait été roulé par Alonzo Pierce.
2 gece önce, Reno memurları, evsiz çocukların kaldığı derme çatma bir yerde ölü bir erkek buldu.
2 nuits auparavant, un officier de Reno a découvert un homme décédé dans un entrepôt où des gamins sans-abris squattent.
Çünkü, Oliver Queen'le gecelerinizi nasıl geçirdiğinizi biliyorum.
Car je sais comment vous et Oliver Queen passez vos nuits.
Bu çılgınca bir vardiya.
Les nuits y sont dingues.
İki gece önce, Astsubay Wells, Marie Markin'in evinde saldırıya uğramış.
Il y a deux nuits, le quartier-maître Wells a été attaqué dans la maison de Marie Markin.
Ve iki gece önce, biri ortaya çıktı adamlarım onu Marie'nin evinde tuttular ve oraya gittiğimde, onun Anton olmadığını gördüm.
Et il y a deux nuits, quelqu'un est venu, mes hommes l'ont retenu chez Marie. et quand je suis arrivé, j'ai vu que ce n'était pas Anton.
İşte zaten sürekli birliktesiniz sonra akşamları toplanıp oyun oynuyorsunuz çizgi roman dükkanına gidiyorsunuz.
Tu passes toute la journée au travail, et tu passes tes nuits à jouer à des jeux, aller au magasin de BD.
New York'tan beri birkaç gece öncesine kadar ona hiç kimse dokunmamıştı.
La première fois que quelqu'un l'a touché depuis New York - c'était il y a quelques nuits.
New York'tan beri birkaç gece öncesine kadar ona hiç kimse dokunmamıştı.
La première fois que quelqu'un l'a touché depuis New York - c'était il y a plusieurs nuits.
- İki gece önce. Birden bire de olmadı.
Il ya deux nuits, et ce n'était pas un au hasard.
Bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorsun. Gece var böyle.
Tu as des nuits comme ça.
Ama sadece biraz ve her gece değil.
Mais seulement quelques unes et pas toutes les nuits.
Üç gece önce neredeydin?
Où étiez-vous il y a 3 nuits?
Üç gece önce bacağında bıçak yaralarıyla acil servise giriş yapmış. Ciddi femoral kanaması yüzünden kasığının altında turnike uygulanmış.
Il y a trois nuits il est arrivé en boitant aux urgences avec deux blessures à l'arme blanche à la jambe et un garrot noué sous l'aine pour arrêter l'hémorragie de sa fémorale.
- Binanın kapıcısı 2 gece önce Santos'un geldiğini teyit etti.
- Le portier de son immeuble confirme Que Santos est venu il y a 2 nuits
Acile gelen bir adam vardı birkaç gece önce dizinden vurulmuş.
Un gars... est arrivé aux urgences, il y a quelques nuits, blessé par balle au genou.
Art arda üçüncü sandviç gecesinde hindili sandviç yaptırdı.
Il était dans mon secteur trois nuits de suite pour le Festival Dinde.
Geceniz daha ateşlendi!
Vos nuits sont devenu plus sexy.
Son birkaç aydır her gece koşuya çıkıyormuş.
Elle courait presque toutes les nuits ces derniers mois.
Üç gece, muhtemelen fazlası da vardır.
Trois nuits, sûrement plus.
Genelde şükran gününü başkentte geçirir.. ... ama iki gece önce buraya gelmek istediğinin farkına varmış.
Il fête habituellement Thanksginving à Washington, mais il y a deux nuits, il a décidé qu'il voulait venir ici.
Bu çok kötü. Bu seninle daha fazla yatmadan önce gece içkisi içmemiz demek ise değil.
Pas vraiment si ça signifie plus de nuits avec toi.
Belki de bilinç altında insanları ikna etmek için, gündüzlerimi ve gecelerimi... paylaştığım biri olduğuna.
Peut-être inconsciemment pour convaincre les gens que j'avais quelqu'un avec qui partager mes jours, et... et mes nuits.
Uzun gecelerde bahçesinde sabahlamak zorunda kalırdım.
J'occuperai mon temps en passant de longues nuits dans le jardin.
İyi açıklıyor ne yaptığını yatak odasında iki gece önce.
Cela explique ce qu'il faisait dans votre chambre deux nuits auparavant.
O hücrede geçirdiğin geceler boyunca orada öylece çürürken, onun dışarıda özgür olduğunu biliyordun.
Toutes ces nuits au trou. Sachant que tu y étais en train de pourrir, pendant qu'il était dehors en liberté parce qu'il t'a abandonné à la banque.
O gecelerde Cam'in nereye gittiğini belki onlar söyleyebilir.
Peut-être peuvent-ils nous dire où Cam allait durant toutes ces nuits.
Cameron'ın işte olduğu son 6 gecenin GPS kayıtlarını aldık. Olağandışı bir şey yok.
On a trouvé les information GPS des 6 dernières nuits où Cameron travaillait, et rien qui sorte de l'ordinaire.
- Her gece saat 03.00 de vardiyadan çıkıp buraya gidiyormuş.
- Toute les nuits à 3 h 00... il sortirait en voiture et irait ici.
Karayiplerde üç gece.
Trois nuits aux antilles.
Biz de bu parayı otelde iki gece kalmak ve Natesville'e dönüş için tren bileti almakta kullanacağız.
Là on utilisera l'argent pour se payer deux nuits à l'hotel et le train du retour pour Natesville.
Peki, bu sizin için normal bir gece mi yani?
C'est comme ça les nuits chez vous, alors?
# # summer heat boy and girl meet # # but ah, oh, those summer nights #
La chaleur de l'été rencontre fille, garçon mais ces nuits d'été.
"Bayan Pancakes'in Gündüzü ve Gecesi" nde gelecek hafta...
La semaine prochaine dans Les jours et nuits de Mrs. Pancakes...