English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Nusrat

Nusrat translate French

37 parallel translation
Nusrat saraya dönüyor.
Nusrat va rentrer au palais.
Nusrat'ı arabasına götür.
Accompagne Nusrat à sa voiture. Je reste là.
Nusrat?
Nusrat?
Nusrat'ın arabası pusuya düşürülmüş.
La voiture de Nusrat a été prise en embuscade.
Ama Nusrat...
Mais... Nusrat est...
Ama Nusrat'ın hayatını tehlikeye atmaz herhalde.
Il ne risquerait pas la vie de Nusrat.
Nusrat'ı tutan teröristler ise hadlerini aşan bir grup çocuk.
Ces "terroristes" qui retiennent Nusrat ne sont que des gosses dépassés.
Nusrat Al Fayeed.
Nusrat Al Fayeed.
Nusrat'ın buradan sağ çıkmasını istemiyorsun bile değil mi?
Tu ne veux pas que Nusrat s'en sorte.
Nusrat! Yürüyün!
Avancez!
Nusrat'ı kurtardın.
Tu as sauvé Nusrat.
- Nusrat'ı kurtardın.
Tu as sauvé Nusrat.
Hakim, Nusrat'ın burada olduğunu biliyorum.
Hakim, je sais que Nusrat est là.
Evlilik, karmaşık bir önerme. Nusrat da her zaman hassas olmuştur.
Le mariage... c'est une proposition compliquée, et Nusrat a toujours été... fragile.
- Nusrat'ın babası mı?
Le père de Nusrat?
Al Fayeed ailesinin onun temizliğinden emin olması gerektiğini söylemiş.
Jamal est allé voir Nusrat, lui disant que les Al Fayeed devait être certain de sa... pureté.
Nusrat.
Nusrat.
İşte o zaman ani bir tepki verecek ve tüm ülke Nusrat ile senin karşılaştığın adamla karşılaşacak.
Puis il opprimera, et quand ce sera le cas, le pays verra l'homme que vous et Nusrat connaissez.
- Size güveniyoruz Bay Aziz. - Her şey yerinde Sayın Başkanım. - Şimdilik Bassam de.
M.Aziz relèvera les gardes du palais de leurs fonctions et placera Leila, Ahmed, Nusrat et ta mère sous assignation à domicile.
Molly ile çocukların uçağa bindiği anda Bay Aziz saray muhafızlarını görevlerinden alacak ve Leila, Ahmed, Nusrat ve anneni ev hapsine alacak.
- Pour sa propre sécurité. Juste jusque la situation soit stable. Ma fille aussi, s'il vous plaît.
Bize gerçeği söyleyeceksiniz değil mi?
Quand Nusrat sera enceinte. On devra le savoir quand vous le saurez.
Nusrat hamile kaldığında. Siz öğrendiğinizde biz de öğrenmeliyiz. Aramızda sır olmasın lütfen.
Dès que la conversation tourne sur les bébés, c'est le signal pour les hommes de partir.
Nusrat'ı da Kültür Bakanı'nın karısının yanına koyacağım.
Et je place Nusrat à côté de la femme du Ministre de la Culture.
Ayrılmayı Nusrat mı istedi yoksa sen ve babam mı?
- Vous avez demandé à Nusrat d'annuler le mariage, ou c'était vous ainsi que père?
Eşim Nusrat.
Ma femme Nusrat.
Nusrat! - Ne oluyor?
Qu'est-ce qu'il se passe?
Ama şimdi bebeği doğurtmazsam Nusrat'ın hayatta kalma şansı çok daha düşük olacak.
Mais si je ne le retire pas maintenant, les chances de survie de Nusrat sont très très amoindries.
Peki ya Nusrat ve torunumuz?
Et pour Nusrat, et notre petit-fils?
Nusrat.
Nusrat
Burada Nusrat'la kalmanı istiyorum.
Je veux que tu reste ici avec Nusrat.
Nusrat'a ayrılmayı istemesini sen mi söyledin?
Avez-vous dit à Nusrat de me demander l'annulation?
- Cevap ver! Ayrılmayı Nusrat mı istedi yoksa sen ve babam mı?
Était-ce Nusrat qui voulait l'annulation, où c'était toi et père?
Nusrat haklıymış.
Nusrat avait raison.
İyi misin sen Nusrat?
Tout va bien, Nusrat?
İnsan ailesi için neler yapıyor.
Nusrat.
- Nusrat.
- Nusrat.
Düğün gecesi, Jamal Nusrat'ın yanına gitmiş.
La nuit du mariage,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]