English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / När

När translate French

624 parallel translation
Ey, bin yaşındaki çınar,
Ô toi le Millénaire!
Senin gülüşün benim pınarım Kalbime batıyor aşk tanrısının oku
Mon printemps c'est ton sourire Quand mon cœur souffre et soupire.
Senin gülüşün benim pınarım
Ton sourire c'est mon printemps
Bu yoksa baharı müjdeleyen nar bülbülü mü?
Est-ce enfin le dégel? .
Biz Illinois'de donarken sen nasıl nar bülbüllerini düşünebiliyorsun?
Le dégel quand nous gelons dans l'Illinois? .
İşte, pınar.
Voici la source.
Şu nar bülbülü sesiyle hislerime tercüman oluyor.
Ce rouge-gorge chante ce que je ressens.
Dört çeşit rom, brendi, nar, limon, papaya suyu ördek yumurtası akı.
Rhum, eau-de-vie, grenadine, citron et papaye, blanc d'œuf.
Pınar Çağlayan
Valérie Le Guen
Sanki halka bir çeşit "gençlik pınarı" vaat ediyormuşuz gibi bir izlenim veriyor.
On dirait qu'on vend un élixir de jouvence.
Ardıç kuşu ve nar bülbülü nerede öter?
" Où chantent la grive et le merle?
Yoksa nar gibi ıslak ve kırmızı mı?
Ou sont-elles humides et rouges comme une grenade?
Pınar suyudur o.
C'est de l'eau pure.
Geldiğim yerde sürüyle pınar kaynağı vardı.
Dans mon pays, il y a beaucoup de fontaines.
- Ama tulumba kırık. Pınar başına git öyleyse.
Je lui dirais : "Part à deux!"
Gençliğin pınarı Artık mat
La Fontaine de Jouvence N'est que tristesse
Pınar Çağlayan
Texte français Léon DEUTSCH
- Sen bir şurup... nar şurubu.
- Je vais te commander une grenadine.
- Garson, bir şurup... onun için nar.
Garçon, une grenadine, s'il vous plaît.
Yani Gra... Gra... Granada da nar şurubu yok mu?
Vous voulez me faire croire qu'il n'y pas de grenadine!
Yolumuz üzerinde birçok pınar olacaktır.
On trouvera plein de sources en chemin.
Nar rengi.
Grenade.
Pınar suyu gibi saf bir kız.
Elle est aussi pure que l'eau de source.
İki sıcak nar şurubu.
Deux grenadines chaudes.
İki sıcak nar şurubu mu?
Deux grenadines chaudes?
Bir çınar kadar sağlam.
Fort comme un chêne!
Geceleri nar ağacının üzerinde şakıyor.
Toutes les nuits, il chante sur le grenadier.
Pınarın sesini duyabiliyor musunuz?
Silence. Vous entendez le chant de la source?
Pınar yakında olmalı.
La source n'est pas loin.
Ve bir gün pınarın yanı başında bir kızla karşılaşıyor.
Et la fille de la source arrive, c'est une de ces filles qui portent l'eau qui soigne.
Bu nar mı? - Evet.
- Est-ce là une, hum, grenade?
Fırında nar ve kuş diliyle meze edildi.
... garni de langues d'alouettes et de grenades cuites au four.
- İyi ve uzun yaşa. Çeviren : Pınar Çağlayan
C'est difficile de tracer la ligne du temps pour Star Trek parce que c'est...
" Beni duru pınar başlarına götürür.
" Il me dirige vers des eaux paisibles.
Pınar Çağlayan
Frédérique Bellec
Pınar Çaglayan
Traduction : Frédérique Bellec
Kardeşlerim! Bugün ruhlarınızı dualarla beslemek için ve susuzluğunuzu, gerçeklik pınarından gidermek için buradayız.
Nous sommes ici pour nourrir vos âmes par la prière et les saintes maximes, et pour vous désaltérer à la source éternelle de la vérité.
Geceleri oradaki nar ağacında öter.
Il chante la nuit, sur le grenadier.
Pınar Çağlayan
Firouz Benchelef
Pınar Çağlayan
Mireille Sirvain
Çeviren : Pınar Çağlayan
Traduction :
... nar, bardak eriği.
- Les grenades, les reines-claudes.
Önce kınar sonra saldırırsınız.
D'abord, vous condamnez, puis vous attaquez.
Mesela, bu çınar ağacı Lucrezia Borgia tarafından dikilmiş olabilir.
Ce platane, là-bas. Lucrèce Borgia aurait très bien pu le planter.
Kilise, tüm gizli toplulukları kınar.
L'Eglise condamne les sociétés secrètes.
O ne? Bilgi pınarı mı?
Qu'est-ce que c'est?
- Yeşil erik, nar.
- Reines-claudes, grenades.
Tanrı kınar diye korkuyordum...
J'avais peur que Dieu Ne fronce les sourcils,
Bir çınar ve bir kestane.
Un platane et une marronnier.
Bir çınar ve bir kestane ağacı.
un platane et un marronnier.
Ben çınarın altında otururdum, o da kestane ağacının altında.
je m'asseyais sous le platane, et il s'asseyait sous le marronnier.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]