Nüfusu translate French
389 parallel translation
Nüfusu kaç? İki.
- Combien d'habitants?
Ölecekse ölsün ve nüfusu azaltsın daha iyi.
S'il doit mourir, qu'il le fasse, cela allègera l'excédent de population.
El ilanlarımın Paris nüfusu üzerinde etki etmesini.
Que mon pamphlet fasse son effet sur Ies Parisiens.
Nüfusu 4500.
Elle compte 4500 habitants.
Thatcher'ın derdi, nüfusu 300 kişiden fazla olan yerleri kalabalık zannetmesi.
Pour lui, à partir de 300 habitants, - c'est surpeuplé.
- Son nüfus sayımına göre efendim... Billings'in 16.380 kişi nüfusu var.
- Le dernier recensement estime la population de Billings à 16380 habitants.
Benim dışımda sadece nüfusu artırmak için... gerekli olan her zamanki ikili vardı.
À part moi, il y avait les deux personnes nécessaires pour agrandir la population.
Sivil nüfusu bilgilendirmek için kimileriniz haddinden fazla çalışıyor olabilir kimileriniz de bir paket sigarayı 20 adet sigaradan daha değerli bir şeye yatırarak savaş zengini olabileceğini keşfetmiş olabilir.
Certains se donnent peut-être trop de mal pour éclairer la population civile, et certains millionnaires du magasin de l'armée ont trouvé le moyen de rentabiliser les paquets de clopes.
Bundan kuşkuluyum. Nüfusu 18.000.
J'en doute, il n'y a que 18000 habitants.
Bronx'un nüfusu ya da Yankee Stadyumunda geçen yıl kaç sosisli satılmış gibi.
La population du Bronx, ou le nombre de hot dogs vendus au Yankee Stadium l'an dernier.
İç bölgelerdeki kentlerin nüfusu bir gecede iki kattan fazla arttı.
Du jour au lendemain, la population des villes à l'intérieur a plus que doublé.
1900'den beri nüfusu 30,000'dir.
Depuis 1900, sa population se maintient ä 30000 ämes.
Tüm Amerikan nüfusu bu trenin yolunda mı?
C'est tout le peuple américain qui empêche le passage du train?
Sürekli olarak düşman bir nüfusu bastırmakla uğraşırız.
Nous ne voulons avoir à lutter contre une population hostile.
En yüksek on dağ, sonra Portekiz'in nüfusu..... Yeni Zelanda'nın yıllık ortalama yağış miktarı...
Les dix plus hautes montagnes... la population du Portugal... la moyenne des pluies en Nouvelle-Zélande...
1 Kasım 1959'da, New York'un nüfusu 8,042,783'tü.
Le premier novembre 1959, il y avait 8042783 habitants à New-York.
Başmüftü sizden Yahudi nüfusu yok etmenizi veya evlerinizi ve topraklarınızı terk etmenizi, sürgüne gitmenizi söylemişti.
Ie Grand Mufti vous a demandé d'annihiler la population juive ou d'abandonner vos foyers et vos terres pour prendre le chemin épuisant de l'exil.
- "Nüfusu..." unuttum! - Bu bir yanlış anlama.
- "Sa population est de..." J'ai oublié!
Nüfusu da çoğu ülkeden az.
Nous sommes assez peu nombreux.
Eski nüfusu devşirerek.
Supprimer la population locale et la remplacer par vos hommes.
Buraya geldiğimde tür nüfusu yüze yakındı.
Mon cher garçon, quand j'étais là, la... la population totale ne comptait qu'une poignée de gens, au mieux une centaine.
Da, da. Şimdi, adanın nüfusu ne, lütfen?
Quelle est population de l'île, s'il vous plait?
Yemin ederim bir daha 100.000'in altında nüfusu olan bir yere gitmem.
Je ne mettrai plus les pieds dans une ville de moins de 100000 habitants.
Gerçekte ülkeyi demir yumruk ile yöneten öyle bir diktatör ki nüfusu 2 milyon olan yerli halkın yarısı açlıktan kırılıyor. Ayrıca halk okulsuz, hastanesiz kısacası hükümetin yapması gereken kamu alanları olmadan yaşamaya çalışıyor.
C'est, en effet, un dictateur qui dirige avec une poigne de fer, faisant mourir de faim les deux millions d'habitants, les privant d'écoles, d'hôpitaux, ou de leur mot à dire au gouvernement.
Fakat nüfusu az ve korumasız.
Mais elle est sous-peuplée et sans protection.
Eğer yanlış hatırlamıyorsam nüfusu yaklaşık olarak 3 milyar 724 milyon.
Elle a une population de trois milliards 724 millions habitants si je ne m'abuse.
- Federasyonun erkek nüfusu.
- Les hommes de la Fédération.
Nüfusu 38'e düşürerek, ütopyamız için mükemmelleştik.
Réduits au nombre de 38, nous sommes parfaits pour notre utopie.
Tüm kasaba ve tüm nüfusu haritadan silindi.
Toute la ville, toute la population ont disparu.
1991 yılında dünyanın nüfusu böyle artarsa Çinliler çoğalacak.
Quand viendra l'an 1991, compte tenu du taux d'accroissement de la population, on aura trois couches de Chinois. Autre chose...
Bu artışı insan nüfusu olarak düşünürsek, Dünya üzerindeki bu yaşam ne kadar sürebilir.
En parlant d'humains, combien pourront survivre sur Terre?
Hindistan'ın tüm nüfusu on yıl içinde Ay üzerinde ikamet edecek hale gelebilir.
Toute la population indienne pourrait habiter sur la lune d'ici 10 ans.
Neredeyse bir ilçe nüfusu.
L'équivalent d'une petite ville.
Kristiania'nın nüfusu 135.000'di yargı, burjuva sınıfının elindeydi. Burjuvazi politikacılar tarafından korunmaktaydı. Dini açıdan, Protestanlardı.
Parmi les 135000 habitants de Kristiania, la "borgerskap" forme la classe dominante, conservateurs en politique et protestants en religion.
- Bu adanın nüfusu kaç acaba?
Combien y a-t-il d'habitants?
Boer savaşı 1899-1902 yılları arasında İngiliz Hükümeti ile Güney Afrika'nın Boer nüfusu ( çoğunlukla Alman ) arasında geçmiştir.
La guerre des Boers ( 1899-1902 ) opposa les pays de l'Empire britannique à la population boer ( hollandaise ) d'Afrique du Sud.
- Nüfusu 23. - Hasta olduğunu düşündüğümüz bir bayan var.
23 habitants.
Fakat bugün nüfusu üç kişi daha artarak, iyimser bir tahminle... yüz yirmi üçe ulaştı. Bu üç kişi kasabaya yıkımı da getirdiler.
Aujourd'hui sa population largement estimée à 123 s'est accrue de 3 personnes qui détruisent tout sur leur passage.
Kasım 1924'te Rhineland'ın nüfusu ulusal demir yolları Belçika kontrolünden kurtulduğu zaman eski haline ulaştı.
"échappa ainsi à la misère. " En novembre 1 924, " la population rhénane fêta la libération
Herhangi bir sonlu sayıyı sonsuza bölerseniz, sıfıra yakın bir değer çıkar, bu yüzden, eğer evrendeki her gezegenin nüfusu sıfırsa, tüm evrenin toplam nüfusu da sıfır olmalıdır.
Un nombre fini divisé par l'infini est si près de zéro que ça compte pour du beurre. Si la population de chaque planète est égale à zéro, alors la population totale de l'Univers est aussi égale à zéro.
Aynı tarihte, her yaştakiler dahil olmak üzere toplam erkek nüfusu bir milyon iki yüz elli binmiş.
"En ce temps, a Londres, la population masculine... " tous âges confondus était de 1,25 millions.
- Erkek nüfusu bir milyon iki...
La population masculine de Londres était de 1,5 millions?
Belki de duymuşsundur, amcamın nüfusu sayesinde
Il a gagné tous les concours du collège. Il est devenu un brillant élève à Cambridge.
Nüfusu var. - Sende Maddie Hayes'in!
- Vous êtes Maddie Hayes!
Ondaki başarma ruhu yaşamaya devam ettikçe goril nüfusu artmaya devam edecektir.
La population gorille continue à se multiplier... tout comme perdure la flamme de son œuvre.
Nüfusu 16,2 milyon.
16,2 millions d'habitants.
Nüfusu 2231 ve ben de polis şefiyim.
2 231 habitants, et je suis le chef de la police.
Habere göre Flint'teki fare nüfusu insan nüfusuna 50.000 kadar fark atmış durumda. Yetkililer bunun sebepleri arasında pek çok kişinin şehri terk etmesinin ve bütçe kesintileri nedeniyle ayda sadece iki kez çöp toplanmasının olduğunu söyledi.
Le nombre de rats à Flint dépasse de 50000 celui des humains, à la suite des départs massifs et de la décision de ne plus procéder à l'enlèvement des ordures que deux fois par mois.
Burada kaç Müslüman var biliyor musun? - Castelvetrano'nun nüfusu 25 bin. - 50 binden fazla.
Papa, il y a plus de 50 000 musulmans à Rome.
"Bu kasaba Alaska'dadır ve nüfusu 839'dur."
"Qui est en Alaska, avec une population de 839 personnes."
İngiltere nüfusu ortaçağdaki rakamlarda.
En Angleterre on rejoint les chiffres médiévaux. Entre 4 et 11 millions.