Odamda translate French
2,659 parallel translation
Galiba odamda biri öldü. Berbat kokuyor.
On dirait qu'il y a un cadavre dans ma chambre.
Misafir odamda kalıyorsun.
Tu vis dans ma chambre d'amis.
Benim odamda değişiklik istemiyorum, tamam mı?
Pas de changements sans moi.
"Benim odamda değişiklik istemiyorum" muş. NasıI bir egosu var bu adamın böyle?
"Pas de changements sans moi." C'est quoi, cet ego?
Odamda priz yok, buraya takmak zorunda kaldım.
- Je peux recharger mon portable que dans le salon.
Benim odamda kalabilirsin.
- Je vous laisse ma chambre.
Sapık kız odamda. Her şeyi berbat edecek.
Y'a l'autre nympho dans ma chambre.
Evet, odamda yatıyor.
Oui, dans ma chambre.
Kitaplığın arkasındaki gizli odamda.
Il est dans ma pièce secrète, derrière la bibliothèque.
Birden odamda belirdi.
- Il est apparu comme ça.
Sarah benim odamda.
Sarah est dans l'autre pièce.
Neden bunu benim odamda konuşmuyoruz?
Et si on en parlait dans ma chambre?
Şimdi de odamda ortaya çıktı.
Et elle réapparaît dans ma chambre.
- Odamda ne halt ediyorsun?
- T'as rien perdu dans ma chambre.
Kendi odamda emir almaya pek alışkın değilim.
Je reçois peu d'ordres dans mon bureau.
Kendi odamda böyle şeylere kafayı takmak istemiyorum.
Je ne veux pas penser à ça dans ma propre chambre.
Winky'i çok severim ve benim odamda çok güzel durur.
J'aime bien Winky, elle irait bien dans ma chambre.
Eğer kavga etmeyi bırakmazsanız, o benim odamda yaşayacak.
Si vous n'arrêtez pas de vous disputer, elle ira y vivre.
Odamda ne işiniz var?
Que faites-vous dans ma chambre?
Çakmağını, yatak odamda buldum!
J'ai trouvé votre briquet dans ma chambre!
Konu tekrar onu hapse tıkmaksa neden toplantı odamda konuştuğunuzu merak ediyordum.
- Non, pas du tout. Je veux dire, si cela signifie que vous allez la ré-enfermer... Je me demandais pourquoi vous vous rencontriez
Yatak odamda.
Dans ma chambre.
Hayır! Odamda yalnız olmalıyım. Belki bir beyefendi ziyaretime gelir.
J'ai besoin d'une cabine particulière au cas où j'aurais un visiteur.
O kadar eşyasını odamda görünce bir anda fark ettim ki, biz gerçekten bunu yapıyoruz.
Quand j'ai vu tout son fatras dans ma chambre, ça m'a frappé : on est y vraiment.
Odamda istiyorum, hayatımda istiyorum.
Je te veux dans ma chambre, dans ma vie.
Evet, odamda.
Elle est dans la chambre.
Odamda bir konuğu eğlendireceğim.
Je vais divertir un invité dans mon bureau.
Odamda konuşalım.
- Parlons dans ma chambre.
5 dakika sonra benimle odamda buluş.
Dans mon bureau dans 5 min.
Tuvaletimi kendi odamda yapardım.
J'ai l'habitude d'aller aux chiottes dans ma chambre.
"Aa evet, işte bu komik. Bunu odamda gördüm" diyecek.
Je l'ai vu dans ma chambre. "
Ralphie geceyi köprüden vitrin mankenleri atarak geçirmek istedi, ben de eve geldim ve her zamanki gibi odamda uyudum.
Ralphie voulait passer la nuit à jeter des mannequins d'un pont, alors je suis rentré, et j'ai dormi dans ma chambre, comme toujours.
Odamda olacağım.
Je monte au grenier.
Benim odamda sigara içilmemişse iyi olur.
Vous avez pas fumé dans ma chambre, j'espère.
Odamda bir radyo bile yok.
Je n'ai même pas la radio dans ma chambre.
Kendi halimde, odamda oturacağım kiliseye gideceğim günde en az bir iyilik yapmaya çalışacağım.
Je vais être sage, rester dans mon bureau, aller à la messe, et faire une bonne action par jour.
Dün gece odalarımızı değiştirdi, çünkü yan odamda kalan adamlar beni tüm gece uyutmadılar.
Il a changé de chambre avec moi hier soir. Mes voisins m'empêchaient de dormir avec leurs bruits de...
Benim odamda yokta
- Pardon?
Bunu benim odamda bırakmış.
Elle a laissé ça dans ma chambre.
Tamam. Benim odamda saklanman lazım, çabuk ol.
- Cache-toi dans ma chambre.
- Benim odamda.
- Ma chambre.
Odamda bir gün içerisinde, düşük performanslı ama fazla maaş alan bir sürü ahmağın biletini kesmekle uğraşıyorum.
En privé, je prononce 100 peines de mort par jour à l'encontre de connards incapables et trop payés de ma chaîne.
Yurt odamda esrar bulununca tutuklandım.
Je me suis fait arrêter pour possession de cannabis dans le dortoir.
Derlenme odamda onu bulduğunu mu düşünüyorsun?
Vous pensez avoir trouvé votre âme sœur en salle de réveil?
Elbette, size pasaportumu göstermeyi çok isterdim eşyalarımın geri kalanıyla beraber odamda olmasaydı tabii. - Beyefendi... - Ve bir de kız arkadaşım!
J'aimerais bien vous le montrer, mais Il est dans ma chambre, avec mes affaires et ma copine.
Bana ihtiyacın varsa, odamda olacağım ve yarış atı gibi işeyeceğim.
Si tu as besoin, je suis dans mon boudoir, à faire ma vidange.
Çalışma odamda beklemesini söyle.
Dis-lui de m'attendre dans mon bureau.
- Yatak odamda.
Dans mon lit.
Yatak odamda!
Dans ma chambre!
Oturma odamda duruyordum.
Je me trouvais dans mon salon.
Yatak odamda ufak bir çatı pencerem var.
Littéralement.