Odi translate French
108 parallel translation
Adını ODİ koydum.
Je l'ai appelé, EPO,
Senin ODİ hazır mı?
Il est prêt ton EPO?
Odi et amo.
Odi et amo.
- Günaydın, Odi.
- Bonjour, Odi.
- Peki. Görüşürüz, Odi.
- Ok, à plus, Odi.
Odi bozuldu.
Odi est tombé en panne.
Odi'nin seni arabayla buraya getirmesine izin verdiğini söyleme sakın.
Ne me dis pas qu'Odi a conduit.
- Odi'nin araba sürmesine izin mi verdin?
- Tu as laissé Odi conduire?
- Odi mükemmel bir şofördür.
- Odi est un bon conducteur.
- Odi asla...
- Odi n'aurait jamais...
- Baba Odi insan değil, bir makine.
- Papa, Odi est une machine.
Adı Odi.
- C'est... Odi.
- Odi. Adı Odi.
- Il s'appelle Odi.
Mathilda Odi'nin öldüğünü söyledi.
- Mathilda dit que Odi est mort.
Odi'nin yaptığı her şeyi yapabildiği sürece uygundur.
Du moment qu'il fait ce qu'Odi faisait.
Odi'nin ardından baban için bir tane alıyorduk bu da bedavaya geldi.
On en cherchait un pour ton père, et on a eu celui-ci pour rien.
Odi?
Odi?
- Odi?
- Odi?
Odi!
Odi!
- O Odi değil.
- C'est pas Odi
Tatlım Odi değil o.
- Chéri, ce n'est pas Odi.
- Bu büyük babamın Odi'si.
- C'est le Odi de grand-père!
Nasılsın Odi?
Comment ca va, Odi?
O öldü Odi.
Il est mort Odi.
Odi ile Vera'yı?
Odi et Vera
- O bir gemiydi, Odi.
- C'est un bateau, Odi.
- Kolunu kaldır. Odi.
- Lève ton bras.
- Kolunu kaldır, Odi.
- Lève ton bras, Odi.
Vera bu adamı tanımlarken bayağı inandırıcıydı ve Odi'yi tanımladı.
Désolée Vera était si convaincante en décrivant cet homme, exactement comme Odi.
Evet şey... Vera'ya Odiyle çektirdiğimiz resimleri göstermiştim.
Oui, bon... je lui ai montré des photos avec Odi et moi.
Arkamızdan atlı kovalıyor gibi sür, Odi!
Roule à fond, Odi!
Arkamızdan atlı kovalıyor gibi sür, Odi!
Conduis vite, Odi.
Odi.
Odi.
Adım Odi.
Mon nom est Odi.
" Odi et amo. quare id faciam, fortasse requiris?
" Odi et amo. quare id faciam, fortasse requiris?
Odi.
Oh, Odi.
Gel. Hadi gel Odi.
Viens ici, Odi.
- Odi'yle ilgilen, şarj edilmesi gerekiyor.
- Odi, il a besoin d'électricité.
- Dinle Odi.
- Écoute, Odi.
Odi, sen beni bekledin.
Odi, tu m'attendais.
- Odi, iki pilin var.
- Odi, tu as deux batteries.
- Odi, tamamen iyileşti mi?
- Odi, est-ce qu'il est en forme?
- Oraya gitmen Odi'nin hatası mı?
- C'est la faute d'Odi si t'es descendu?
Odi'yle ilgili mi?
Tu disais qu'Odi...
- Hayır, Odi benim inbotum.
- Non, Odi est mon hubot.
Benim inbotum Odi.
C'est Odi mon hubot!
- Bu konuda olmaz Odi. - Bir sürü şey yapabilirim.
- Pas pour ça.
Odi? - Format attırmanız gerek.
- Il faut le rebooter.
Odi bozuldu.
- Odi est cassé.
Bu hoş değil, Odi!
Ce n'est pas bien, Odi!
Odi'yi verdim onlara.
Ils ont récupéré Odi.