Oglanlar translate French
1,466 parallel translation
Yapılmış o gürültülü silahları... ve oğlanları çok severim.
J'aime les choses qui font beaucoup de bruit, les flingues et les garçons!
Oğlanlar ve kızlar üzgünüm.
Les enfants, je suis désolée.
Güzel kızlar, inek oğlanları ödevlerini yapması için kullanır.
Les jolies filles se font aider par les garçons à lunettes.
- Sen oğlanlar tuvaletine gittiğinde.
- Quand? - Quand tu étais au pipi-room.
Hayır, oraya "oğlanlar tuvaleti" demen, diyorum.
Il ne faut pas dire "pipi-room".
Oğlanlar, büyüyüp birer erkek olduklarında ki sen de artık bir erkek oluyorsun, değil mi Charlie?
Quand un petit garçon devient un homme, et c'est à toi que je pense en parlant. - Hein, Charlie?
Yaşıtların baskısı zorba oğlanlar, okulun hemşiresi ile Tijuana'ya kaçmak için dersleri kırmalar. - Ne gibi? - Ne bileyim?
- Je sais pas.
Pekala, o zaman oğlanlar seni kıskanacak.
Tous tes copains seront verts de jalousie.
- Oğlanlar beni dövecek.
Tous mes copains vont me taper dessus.
Ah şu oğlanlar.
Les garçons.
Geçen baharda "Salak Kadınlar ve Oğlanlar" da oynamamış mıydın?
Tu n'étais pas dans Guys and Dolls l'an dernier?
Birbirlerinden hoşlanmayan g.t oğlanları.
Des connards qui ne s'apprécient pas.
Umarım bu göt oğlanları buralarda oyalanıp bütün gün bizi burada bekletmezler.
J'espère que ces cons vont pas nous faire poireauter toute la journée.
Böyle inançlar oğlanlar için iyi ama Clara için endişeleniyorum.
Ces convictions, c'est trés bien pour les garçons, mais je me fais du souci pour Clara.
Oğlanlar oğlanlarla... Ve hanımlar hanımlarla.
Les garçons d'un côté et les filles de l'autre.
Bırak oğlanlar bize yemek ısmarlasın.
Laisse-lui nous offrir à dîner.
Koşuşur oğlanlar
Les garçons courent
Bunun dışında sadece oğlanları öldürdü.
Normalement il tue uniquement des hommes.
Hayır. Bunu dışında sadece oğlanları itiraf etti, Michael.
Non Michael, c'est ce qu'il nous a confessé.
Olmaz, tatlım. Oğlanlar için de ayırmalıyız.
Désolée, ma chérie, mais il faut en garder pour les garçons.
Oğlanlar babamın Brooklyn'deki evinde divanda yatacaklar.
Les garçons dormiront sur le canapé de mon père, à Brooklyn.
Gönder bunu oğlanlar barına.
Oriente-le vers un bar à tapettes.
Bayanlar ve baylar, oğlanlar ve kızlar...
Mesdames et messieurs, jeunes gens, jeunes demoiselles, accueillez chaleureusement
Oğlanlar ve anneleri var.
Il a les garçons et leur mère.
- Hey... işte benim oğlanlarım
Zorro! Voilà mes garçons!
Rosco, yürümeye başladıklarından beri Dük oğlanlarının peşinde olmuştur.
Il persécute les Duke depuis leurs premiers pas.
Tabii bazıları, oğlanların ilk adımlarının şerifin son damarı üstüne bastığını söyler.
Il paraît que leurs premiers coups bas ont exaspéré le shérif au plus haut point.
Oğlanlar dağıttıklarından çok şişe kırıyorlar.
Les garçons cassent beaucoup. 8 caisses ce mois-ci.
Pekala, öyle görünüyor ki, Dük oğlanları kasanızı çalmış.
Il paraît que les Duke... ont volé votre coffre.
O lanet olası Dük oğlanlarını arıyorum.
Je cherche les Duke. Tu les as vus?
Döküntü turuncu arabalarında lanet olası Dük oğlanlarını takip ediyoruz.
On poursuit les Duke et leur tas de boue orange.
Dük oğlanlarının şu an tam o ırmakta olduğunu söyleyebiliriz.
Et on peut dire que les Duke sont vraiment dedans.
Dük oğlanlarına söyleyen Enos'tu.
C'est Enos qui l'a dit aux Duke.
Yani Dük oğlanlarının buraya gelmesini mi istiyorsun?
Vous voulez qu'ils viennent?
Oğlanlar büyüyünce erkek oluyor, erkekler de zahmet etmeye değmez.
Les garçons deviennent des hommes, hélas.
Dinle, sana yalvarıyorum. Ailemi, Jeanne ve oğlanları Mille Collines Oteli'ne götür.
Ecoute, je t'en supplie, emmène Jeanne et les garçons à l'hôtel Mille Collines.
Eğer seni ve oğlanları Mille Collines Oteli'ne ulaştırırsam güvende olursunuz.
A l'hôtel Mille Collines, vous serez en sécurité.
Oğlanları bırakın.
Relâchez les enfants.
- Oğlanlar giremez.
- Interdit aux garçons.
Siz oğlanlar devam edin.
Allez-y tous les deux.
Oğlanların veda için sarılmalarının sıcaklığını hala hissedebiliyordum. Ve buna tutundum. Çünkü bana sarıldıkları son sefer olduğunu biliyordum.
Je pouvais encore sentir la chaleur des deux petits dans mes bras, et j'essayais de m'y accrocher car je savais que je ne les embrasserais plus jamais, parce qu'à partir de ce jour-là, j'allais être mon propre patron.
Oğlanlar, artık başına bela olmuyor, değil mi?
Les garçons à l'école ne t'embêtent plus?
KIŞLIK OĞLANLAR 33036 numaralı ilan :
BEAU GOSSE D'HIVER " Annonce 33036
Ne zaman çarşıya inse Şarkısını söylermiş Önünden geçen oğlanlar
Elle porte des chaussures à talons et quand elle traverse la ville les garçons en la voyant lui chantent cette chanson
Üç günde bir Fayoum'dan El Minya'ya gidiyorum, oğlanlarımı görmek için.
Je vais tous les trois jours de Fayoum à El Minya pour voir mes hommes.
Bazı kadınlar genç oğlanlar için Küba'ya kadar gidiyor.
Certaines femmes vont à Cuba pour se taper des jeunes garçons.
Bu sefer oğlanları çağıracak mısın?
Est ce que tu vas inviter des garçons cette fois?
Koca oğlanlar hava alsın.
Il faut les laisser respirer.
Aman, koca oğlanlar, uyanın hadi.
Allez, réveillez-vous.
- Oğlanlar nerede?
- Où sont les garçons?
Oğlanlar, bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, ya siz?
Les garçons, vous croyez que c'était une bonne idée?